Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2019/3768 E. 2020/45 K. 09.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3768
KARAR NO : 2020/45
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAH
TARİHİ : 26/09/2019
NUMARASI : 2018/706 Esas – 2019/915 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/01/2020
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/09/2019 tarihli, 2018/706 Esas, 2019/915 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi. Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı tarafın mutabakatları sonucu 15.03.2011 tarihinde ”… Yarış Organizasyonuna” ilişkin sözleşme akdettiklerini, iş bu sözleşme bedeli olarak 3.600.000 avro + KDV olup, davalı tarafça sözleşmenin 18.maddesine aykırı davranılarak taksitlerin zamanında ödenmediğini ve tüm taksitlerin muaccel hale geldiğini, sözleşme uyarınca davacı müvekkili şirket tarafından 26.12.2011 tarihli 029943 sıra numaralı ”… Yarış Organizasyonu Hizmet Bedeli” açıklamalı 250.000,00 TL + KDV (toplam 295.000 TL) bedelli faturanın kesilerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafın faturayı kabul ederek 21.02.2012 tarihinde 100.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak bu ödemeden kalan bakiyenin sözlü ve yazılı uyarılara rağmen ödenmediğini, bu bedelin ödenmesi için Beyoğlu ….Noterliğinin … yevmiye numaralı 19.06.2015 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnameye herhangi bir cevap alamadıklarını, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip başlattıklarını, davalının takibe haksız ve kötüniyetli itirazı sonucu durduğundan bahisle davalı tarafça yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın reddi ile takibin devamına karar verilerek davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; huzurdaki davada mahkemenin görevli olmadığını, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesini, müvekkilinin adresinin Beyoğlu/İstanbul olduğundan HMK.9.maddesi uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, esasa yönelik olarak da davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili karşı dava dilekçesi ile; davacı/karşı davalının sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, sözleşmesel edimlerini ifa etmediğini ve müvekkilinin iyi niyetinden istifade ederek 21.02.2012 tarihinde müvekkilinden haksız bir şekilde 100.000 TL tahsil ettiğini, davacı/karşı davalının sözleşmesel edimlerinin hiçbirini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu menfi/müspet zararların tahsiline yönelik dava açma hakkını saklı kalmak kaydı ile davacı/karşı davalıya ödenen 100.000,00 TL’ nin 21.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 08/11/2016 tarih, 2018/706 Esas, 2016/816 Karar sayılı “Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine, Dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, HMK.nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,” kararı davalı-karşı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı-karşı davacı, TTK’nun 16.maddesinin 1.fıkrası uyarınca ve vakıflar kanunun 26.maddesinin 1.fıkrası uyarınca tacir olduklarını, verilen görevsizlik kararının doğru olmadığını, görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı şirket, davalı vakıfla imzaladıkları 15/03/2011 tarihli “otolig” yarış organizasyonuna ilişkin sözleşme uyarınca davalının edimlerini yerine getirmediğini, alacaklarının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, 08/11/2016 tarih, 2015/774 Esas, 2016/816 Karar sayılı ilamı ile ticaret mahkemesince Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş, bu karar davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine bu kez dairemizce 2018/1496 Esas, 2018/1008 Karar sayılı ilamı ile davalının statüsünün yeteri kadar araştırılmadığı, davalı yönünden delillerin toplanmadığı ve taraflar arasındaki sözleşme davalı vakfın tüzüğü, faaliyetleri, TTK 4 VE 16 maddeleri çerçevesinde ticari faaliyeti olup olmadığı değerlendirilip, görev hususunun araştırılması yönünde mahkeme kararı kaldırılmış, bu kez mahkemece yapılan araştırma sonucunda davalı vakfın dava dışı anonim şirkete % 16,81 oranında hissesi ve ortaklığı bulunduğu, sermaye şirketine ortaklığının davalıyı tacir kılmayacağı ticari işletmesi olmadığı gerekçeleriyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir. Davalının lehine vekalet ücreti verilmediğine ilişkin istinaf talebinin incelenmesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlığı altındaki 331. maddesinin 2. fıkrasındaki “görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararlarından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder” düzenlemesi uyarınca görevsizlik kararı sonucu verilen ret kararları henüz davayı esastan sonuçlandırmadığından davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderine de o mahkemece hükmolunmalıdır. 323/ğ. maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekâlet ücretine de görevsizlik kararında ayrıca hükmolunamaz.Dosya içeriğine göre, mahkemece,yukarıda açıklanan hususlar göz önüne alınarak davacı aleyhine yargılama gideri ve davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi ve yargılama giderlerinin görevli mahkemeye bırakılması usul ve yasaya uygun bulunmuş olup, davalının bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Davalının göreve ilişkin istinaf talebinin incelenmesinde; TTKnun 16 .maddesinin 1.fıkrası Vakıflar kanunun 26.maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sadece ticari bir işletme olan anonim şirketin kurucu olan vakıfların değil aynı zamanda amacına varmak için bir anonim şirkete ortak olan vakıflarında tacir sayılması gerektiği, başka bir anlatımla davalı vakfın tacir sayılabilmesi için faaliyet amacının ticari olması gerekmeyeceği, ancak amacını gerçekleştirmek için ticari işletme işletmesi vakfın tacir olarak kabulünü gerektirir. Eldeki dava dosyasında davalı karşı davacı vakfın bir ticari işletme olan Klüpler Birliği, Sportif Yatırımlar Ve Pazarlama Anonim Şirketinin hissedarı ve ortağıdır. Dolayısıyla vakıflar kanunu 26.maddesi de göz önünde bulunduğunda davalı vakfın tacir olarak kabulü gerekir. Hal böyle olunca uyuşmazlığın çözümünde ticaret mahkemeleri görevlidir. Hal böyle olunca, mahkemece, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle:Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,HMK 353./1-a-3 maddesine göre ilk derece mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA,Dosyanın gerekçede belirtilen sebeplerle işin esası incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,Davalının vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun REDDİNE, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararımızın taraflara tebliği ile gerekli işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,İstinaf yargılaması sebebiyle davalı tarafından yatırılan harcın talep halinde kendisine iadesine,54,40 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,İstinaf yargılaması esnasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dair; tarafların ve vekillerinin yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.