Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3339
KARAR NO: 2022/1903
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2019
NUMARASI: 2017/469 2019/493
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/09/2022
İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 19/06/2019 tarihli ve 2017/469 Esas, 2019/493 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun zamandır tanıdığı ve kendi şirketi marifeti ile ticaret yaptığı davalı şirketin sahibi olan …’e, borçlu şirketin ihtiyacı olduğundan bahisle ricası üzerine şirket işleri için 04/04/2016 tarihinde, 20.000,00 TL ödünç verdiğini, ödemeyi banka makbuzu karşılığı yaptığını ve de makbuza ödemeyi kendinin yaptığına dair kayıt da düşüldüğünü, daha sonra müvekkilinin ödediği bu parayı kendisinden talep etmesine rağmen davalının, parayı ödemediğini ve bunun üzerine hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe girişildiğini, anılan icra takibinde ödeme emrinin davalı şirkete 31/03/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak davalının takibe vekili vasıtası ile 07/04/2017 tarihinde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu beyanla arz edilen nedenler ve yargılama sırasında sunulacak deliller de göz önünde bulundurularak, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli bu itirazın iptaline, takibin devamına, ayrıca davalının alacağın %25’inden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, müvekkili şirketin ihtiyacı ve yetkilisi …’in ricası üzerine 04/04/2016 tarihinde 20.000,00 TL’yi müvekkili şirkete ödünç olarak verdiğini fakat geri ödeme yapılmadığından bahisle müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlattığını belirttiğini, davacının söz konusu parayı ödünç olarak verdiğini ve takip dayanağı makbuza şahsının ödeme yaptığına ilişkin not düştüğünü söylediğini, fakat bu hususların ödemenin gerçek anlamda bir borç ilişkisine dayanmadığını göstermeye yeterli olmadığını, davacının dava dilekçesinde müvekkilini uzun zamandır tanıdığını beyan ettiğini, birbirlerini tanıyan insanların ticari ilişkileri haricindeki para alışverişlerini şahsi hesaplarından yapmalarının olağan olduğunu, dolayısıyla davacının ödemenin bir ticari ilişkiye dayanmadığını ispat için şirket hesabından yapmamış olmasının yeterli olmadığını, fakat davacının ödemeye ilişkin herhangi bir açıklama yapmadığı gibi şirket hesabına ödeme yaptığını, müvekkili şirket ile davacı arasında ticari ilişki mevcut olduğunu ve müvekkili şirketin davacı yandan alacaklı olduğunu, dolayısıyla iş bu ödeme şirket hesabına gelmiş olduğundan borca mahsup olarak değerlendirildiğini beyanla haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, davacı açıkça kötü niyetli olduğundan İİK.’nun 67/2 maddesinde aleyhine dava değerinin %20 si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesinin 19/06/2019 tarih, 2017/469 Esas, 2019/493 Karar sayılı ”Davanın Kısmen Kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına itirazının asıl alacak 20.000,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine” ilişkin kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının talep konusu meblağı ödünç olarak verdiğine ilişkin somut ve denetime elverişli bir delil sunmadığını, davacının iddiasını ispatla mükellef olduğunu, tanık dinletilmesi taleplerinin reddi yönündeki kararın hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, reddedilen kısım için davalı lehine vekalet ücretine takdir edilmesi gerektiğini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ederek istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Davacı, davalı tarafa 04/04/2016 tarihinde banka havalesi ile borç verdiğini, davalının borcunu ödemediğini, davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının haksız itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri toplanmış, davacının delil olarak ileri sürdüğü banka havale dekontunda açıklama bulunmadığı, HMK 202. Maddesi gereğince tanık dinlediği dikkate alınarak ispat yükünün davalıda olduğu, davalının yemin teklifinde bulunduğu, davacının yemin ettiği gerekçeleriyle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Davalının istinaf taleplerinin incelenmesinde, davacının banka havalesiyle davalıya 20.000,00 TL para gönderdiği ve davalının da bu parayı aldığı ihtilafsızdır. Davacının delil olarak dayandığı banka havalesi kural olarak bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksine havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Davalı bu parayı borcuna mahsuben aldığını, savunmak suretiyle gerekçeli inkarda bulunmuştur. Bu durumda ispat yükü davacıdadır. Davacının banka havale dekontu incelendiğinde, paranın gönderiliş nedenine ilişkin şerhin bulunmadığı ancak davalının muvafakatı ile tanık beyanı alındığı, borcun varlığını ispatladığı anlaşıldığından, ispat yükü bu durumda davalıya geçmiştir. Davalı tanık dinletmek istemişse de cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmadığından mahkemece talep reddedilmiş olup red kararı HMK gereği usul ve yasaya uygundur. Davalı yemin deliline dayanmış davacının usulüne uygun yemin ettiği görülmüştür. Davacı, karz ilişkisini ispat ettiğinden, davalı ise iddiasını ispat edemediğinden mahkemece asıl alacağa ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur.İİK’nun 67/2 maddesi hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağın likit ve belli olması, yani borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında, takip konusu alacak değerlendirildiğinde, icra inkar tazminatının şartları oluştuğundan bu konuda mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur.Davalının vekalet ücretine ilişkin istinafına gelince, davanın harçlandırılan değeri 21.765,00 TL olup 20.000,00 TL lik kısmı kabul edildiği, reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği görülmekle davalının bu yöndeki istinaf talebi yerindedir. İstinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulüne ilişkin karar HMK 353/2 maddesi gereğince düzeltilerek yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davalının istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesinin 19/06/2019 tarih, 2017/469 Esas, 2019/493 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına itirazının asıl alacak 20.000,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanan 4.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karar ve ilam harcı 1.366,20 TL’nin peşin alınan 371,70 TL harçtan mahsubu ile kalan 994,50 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, Davacı tarafından yapılan 153,30 TL posta ve tebligat masrafı yargılama gideri ile 403,10 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.765,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf kanun yolu başvurusu nedeni ile davalı tarafından yatırılan harcın mahsubu ile artan 260,85 TL’nin talep halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, İstinaf kanun yolu başvurusu nedeni ile davalı tarafından yapılan 202,00 TL (istinaf harçları toplamı) ve 24,00 TL (posta gideri) olmak üzere toplam 226,00 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf başvurusu nedeni ile yapılan yargılamanın niteliği ve A.A.Ü.T. hükümleri göz önünde bulundurularak karşılıklı vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Hem ilk derece yargılaması hem de istinaf başvurusu üzerine yapılan yargılama nedeni ile tarafların yatırmış oldukları gider avanslarından artan kısımların ilk derece mahkemesince talep halinde taraflara iadesine,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda, davanın kabul ve red edilen miktarları göz önünde bulundurularak KESİN olarak oy birliği ile verilen karar, açıkça okundu. 30/09/2022