Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2019/3236 E. 2022/1929 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3236
KARAR NO: 2022/1929
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/04/2019
NUMARASI: 2017/1002 Esas – 2019/376 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 03/10/2022
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/04/2019 tarihli, 2017/1002 Esas, 2019/376 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin yaklaşık 17 yıl önce cüzdanı kaybetmesi/çaldırması üzerine 15.05.2000 tarihinde … Gazete’de kimliğin kayıp olduğu ve hükümsüz olduğu belirtmek suretiyle ilan yaptırdığını, söz konusu kimlik kartıyla bir kısım banka ve telekomünikasyon firmalarında usulsüz işlemler yapıldığını, müvekkilinin bu usulsüz işlemlerden haberdar olması nedeniyle yapılan şikayet sonucu Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/298 esas sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını ve sonuçta kimliğin usulsüz ve sahte kullanıldığından bahisle sanık hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, söz konusu ağır ceza mahkemesinde müvekkilinin mağduriyetinin tespit edildiğini ve kimliğinin başka kişilerce kullanıldığının tespit edildiğini, müvekkilinin davalı bankada hesabı olmadığını, herhangi bir kredi sözleşmesi imzalamadığını, herhangi bir kredi kartı kullanmadığını, alacaklı tarafça müvekkili hakkında Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip talebindeki dayanaklarına göre Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … esas ve Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyaları ile … A.Ş ve … A.Ş ile yapılan temlik sözleşmeleri gereğince müvekkili hakkında 19.337,12 TL bedelli icra takibi yapıldığını, iş bu takibin usulsüz olarak tebliğ edildiğini ve müvekkili aracının kaydına haciz konulması ile müvekkilinin takipten haberdar olduğunu, usulsüz tebligatın iptaline ilişkin Gaziosmanpaşa 1. İcra Hukuk Mahkemesi 2017/755 esas sayılı dosyasında usulsüz tebligata ilişkin davanın reddine karar verildiğini, takibe konu edilen borcun müvekkili ile ilgisi bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla takip dayanağı borcun zamanaşımına uğradığını, takibin durdurulmasını talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle; müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığından öncelikte teminatsız olarak takibin durdurulmasına, aksi halde müvekkilini … plakalı aracına davalıca haciz konulması nedeniyle iş bu aracın teminat olarak kabul edilerek satış yapılmamak ve haciz baki kalmak kaydıyla takibin durdurulmasına, %20 kötüniyet tazminatının müvekkiline ödenmesine, davanın kabulü ile Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası bakımından borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.İstinafa konu karar, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/04/2019 tarihli 2017/1002 Esas, 2019/376 Karar sayılı davanın kabulüne yönelik kararıdır.Davacı vekili, ilk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin yerinde olmadığını, aracın haczedilerek satılması sonucu müvekkilinin zararının oluştuğunu beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının aleyhine açılan icra dosyasından dolayı borcunun bulunup bulunmadığı, alacağın miktarı ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı hususundadır. İlk derece mahkemesince, tarafların sunmuş oldukları deliller, kısmen banka kayıtları, ağır ceza mahkemesi dosya örneği dosya arasına alınmıştır. İlk derece mahkemesince, ” …. davacının icra takibine konu edilen borcun dayanağı olan kredi sözleşmesini kabul etmediği, kredi sözleşmesinde yer alan imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiği anlaşılmıştır. Menfi tespit davalarında ispat yükü davacıda olmakla birlikte, davacı imza inkarında bulunmakla, ispat yükü yer değiştirir, artık davalı taraf, davacının imza inkarını bertaraf etmek için delilleri sunacak ve davacının borçlu olduğunu ispat edecektir. Oysa ki, davalı tarafından kredi sözleşmesi asılları sunulmamış, bu haliyle imza incelemesi yapılması mümkün olmamıştır. Davalı taraf davacının gerçekten borçlu olduğuna ilişkin imzası inkar edilen kredi sözleşmesi dışında başkaca bir delili de bulunmamaktadır. Davacının imzalamak suretiyle sözleşme hükümlerini kabul ettiği bir sözleşme mevcut değildir, mevcut olmayan sözleşmeye dayalı olarak da davalının alacak talebinde bulunması olanaklı bulunmadığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davacı tarafından kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de icra takip işlemlerinin kötü niyetle başlatıldığına ilişkin kanaat oluşturacak bir delil veya bilginin dosyada yer almaması nedeniyle, şartları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine..” karar verildiği görülmüştür. Menfi tespit davalarında kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı aleyhine davalı tarafından yapılan icra takibinin kötü niyetle yapıldığının ispatlanması gerekir. Dosya kapsamına göre davalının kötü niyetli hareket ettiğine yönelik bir delil sunulamadığı görülmüştür. Bu nedenle mahkemece şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı yönünden ret kararı vermesi yerindedir. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf başvurusu için yatırılan peşin harcın mahsubuyla bakiye 36,30TL harcın hazine adına davacıdan tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 03/10/2022