Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3171
KARAR NO: 2022/1932
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2019
NUMARASI: 2017/836 2019/810
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/10/2022
Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/836 Esas, 2019/810 karar sayılı kararı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin Bakırköy … Noterliği’nin 14/08/2014 tarihli pay devri sözleşmesi ile … firmasındaki 800 payını davalıya 200.000 TL bedel karşılığında devrettiğini, ancak müvekkiline devir bedelinin ödenmediğini, … firmasının davalıya ait … firması ile birleştiğini, müvekkilinin dolandırılmış olduğunu, davalı hakkında Bakırköy C.Başsavcılığı’nın 2016/80272 Soruşturma sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkiline devir sözleşmesinde yazılı bedelin ödenmediğini belirterek taraflar arasında düzenlenmiş olan pay devrine ilişkin sözleşmenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında 14/08/2014 tarihli sözleşme düzenlendiğini, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, sözleşmede devir bedelinin ödendiğinin yazılı olduğunu, bunun aksinin yazılı delillerle kanıtlanması gerektiğini, müvekkili hakkında açılan soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 12/07/2019 tarih, 2017/836 Esas, 2019/810 Karar sayılı “Davanın Reddine” Kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, pay devri sözleşmesi ile … tekstil firmasındaki müvekkiline ait 800 payın davalıya devredildiğini ancak sözleşmede yazılı 200.000 TL meblağın alınmadığını, müvekkilinin dava dilekçesinde belirttiği şekilde tehdit ile devre zorlandığını, dava konusu devrin gerçek bir devir olmadığını, tarafların her türlü işleminin defterlere dayanması gerektiğini, tacir olmanın yükümlülük ve sorumluluklarını yerine getirmeden bir devir söz konusu olmadığını, defterlere kayıt edilmeyen işlemlerin geçersiz olduğunu, ticari defterlerin ticari uyuşmazlıklarda, uyuşmazlıkların en önemli delil niteliğinde olduğunu şirket içinde bu denli yüksek meblağlı bir devrin ticari defterlere kaydedilmemesinin karşı tarafın usulsüz işleminin en büyük kanıtı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, şirket pay devri nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığı iddiası ile birlikte devrin baskı ve tehdit altında yapıldığı olgusuna dayandırılmış alacak isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK madde 190). Senede karşı ispat kuralı gereği iddia ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HUMK. md.236-HMK.md.188) yemin (HUMK.md.344-HMK.md227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Somut olayda davacı her ne kadar pay devrine ilişkin 200.000 TL bedelin davalı tarafından ödenmediğini iddia etmiş ise de; taraflar arasında Bakırköy …Noterliği’nde yapılan 14.08.2014 tarih … yevmiye sayılı Litimed Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile davacı şirket bünyesindeki 800 payın aktif – pasif tüm hak ve borçlarıyla birlikte 200.000 TL mukabilinde davalıya devredildiği, devir bedelinin davacıya nakden ve tamamen ödendiğini yazılı olduğu, yazılı bu belgeye karşılık HMK madde 200 uyarınca davacının aynı mahiyette bir belge ile bedelin ödenmediğine yönelik iddiasını ispatlayabileceği, ne var ki davacının bu yönde bir belge dosyaya sunamamış olduğu, keza davacı baskı ve tehdit ile şirketin payının zorlandığını ileri sürmüş ise de bu yönde savcılığa yapmış olduğu şikayetin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/80272 – 2017/36350 sayılı kararı ile “takipsizlik” ile neticelendiği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü buna ilişkin iddiasının soyut nitelikte olup, dosya kapsamında da herhangi bir delil bulunmadığı, davalının kendisine sunulan yemini usulüne uygun şekilde eda ettiği, sonuç itibariyle davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış olup, ispat edilemeyen dava nedeniyle mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 36,30 TL’nin davacıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren HMK 361/1 maddesi gereğince iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/10/2022