Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2019/3053 E. 2022/1174 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3053
KARAR NO: 2022/1174
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2019
NUMARASI: 2018/958 2019/438
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 14/05/2019 tarihli ve 2018/958 Esas, 2019/438 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, İstanbul, Eyüp, … Mah. … Sk. No:… adresinde bulunan … Sitesi … Blok … nolu dairenin maliki olup, burada ikamet ettiğini, davalı S.S. Saklıbahçe Konut Yapı Kooperatifi Site Yönetimi ile davalı … Ltd. Şti. arasında, sitenin güvenliğinin bu davalı tarafından sağlanması konusunda 18.02.2016 tarihli güvenlik hizmet sözleşmesi bağıtlandığını, davalılar arasında güvenlik sözleşmesi süresince site içinde 4 ayrı evde hırsızlık olayı gerçekleştiğini, Göktürk Polis Merkezi’nde bu hırsızlıkların kaydının mevcut olduğunu, bilahare, davalı site yönetimi ile diğer davalı … Ticaret Ltd. Şti. arasında, … Sitesi …-…-…-…-…-…-…-… blokların dış cephe mantolaması, çatı ve ek işlerin yapılması için 16.03.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, davalı … Ticaret Ltd. Şti. mantolama işlerini yapabilmek için blokların çevresine aynı tarihte iskele kurduğunu, ancak, sözleşme gereğince 150 iş gününde tamamlayarak teslim etmesi gereken işi vaad ettiği sürede tamamlamadığını ve iskelenin bu sürenin bitiminden sonra aylarca kurulu vaziyette kaldığını, işin zamanında teslim edilmemesi nedeniyle davalı site yönetimi tarafından diğer davalı … Ticaret Ltd. Şti.’ne bir kaç kez ihtarname keşide edildiğini, işin zamanında teslim edilmemesi nedeniyle davalı site yönetimi tarafından … Ticaret Ltd. Şti. Aleyhine dava açıldığını, müvekkilinin, 12.10.2016 günü saat 15.40’da bir işi nedeniyle dairesinden ve siteden ayrıldığını ve evinden ayrılmadan önce de, binanın önünde iskele bulunmasından tedirgin olduğu için, dış cephe işlerinin başladığı 16.03.2016 tarihinden itibaren evden her ayrılışında yaptığı gibi, tedbir amaçlı olarak, kıymetli eşyalarının ve ziynetlerinin tamamının bulunduğu tüm odaların kapılarını ve dış kapıyı kilitlediğini, Saat 22.40’da evine geldiğinde koridorun ışığının yandığını, balkonun pvc olan kapısının kanırtılarak ve kilidinin bozularak açılmış olduğunu, ebeveyn banyo, ebeveyn yatak odası ve kiler odası kapılarının ve kilitlerinin, kasa kilitlerinin ve kasa demirlerinin kırıldığını, bir kapının ahşap kaplamasının oyulduğunu, eşyalarının ve mücevher kutularının yerlere atılmış olduğunu gördüğünü, derhal olaydan site yönetimini haberdar ettiğini ve polis çağırdığını, ancak davalı site yönetiminin gerekli ilgiyi göstermediğini ve olayın aydınlanması için yardımda bulunmadığını, kimya mühendisi olan ve …, … ve … gibi her biri dünya devi olan firmalarda 1982 yılından beri mühendis ve üst düzey yetkili olarak çalışan müvekkilinin çok yüksek değerde ziynet eşyası, altın ve mücevher birikimi mevcut olduğunu, müvekkilinin, yaptığı incelemede, dava dilekçesinde açıkça belirtilen ve evde bulunan; bir çok değerli eşyasının çalındığını , bu ziynetlerden bir kısmı evlenirken, doğum günleri ve yıl dönümleri gibi özel günlerde hediye edildiğini, bir kısmının ise müteveffa annesinden hatıra olarak kalmış olup maddi ve manevi değerleri çok yüksek olduğunu, müvekkilinin evinden hırsızlığın gerçekleştiği … Sitesi’nin arka ve yan tarafında bulunan yıkık durumda ve yandaki boş ve kontrolsüz araziye bakan duvarın müvekkilinin yazılı ve sözlü tüm taleplerine rağmen site yönetimi tarafından yaptırılmadığını ve tel örgülerin çekilmediğini, üstelik olay tarihinde sitenin sadece girişinde kamera mevcut olup, tüm taleplere rağmen ve parası site sakinlerinden toplanmış olduğu halde, ısrarla site içine ve otoparka kameralar takılmadığını, sitenin yetersiz olan ışıklandırmasının da iyileştirilmediğini, müvekkilin zararının meydana gelmesinde tüm ikazlara rağmen gerekli güvenlik önlemlerini almayan ve olay sonrasında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyip, mağdur müvekkile ve polise yardımcı olmayan davalı S.S. Saklıbahçe Site Yönetimi’nin kusuru ve sorumluluğu bulunduğunu, davalı … Ltd. Şti. ise sitenin güvenliğinden sorumlu olduğu halde bu görevi layıkıyle yerine getirmeyerek olayı önleyemediğini ve müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin meydana gelen bu olaydan sonra evinde huzurlu şekilde yaşayamadığını, ayrıca, gençlik yaşlarından beri özenle sakladığı, her birinin özel anıları ve manevi değeri bulunan, maddi kıymetleri de çok yüksek olan pek çok eşyasının çalınmasından dolayı büyük üzüntü duydğunu ve psikolojik çöküntü yaşadığını beyanla , müvekkilinin mağduriyetinin önlenmesini teminen, her kalem için fazlaya ait talep haklarımız saklı kalmak koşulu ile şimdilik 160.000.-TL maddi ve 20.000.-TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd. Şti.vekili cevap dilekçesinde, davacının tacir olmadığını, müvekkili ile arasında herhangi bir akit olmadığı gibi diğer davalılar ile arasındaki ilişkinin hizmet ilişkisi olduğunu, bu nedenle davanın Ticaret mahkemelerinin görev alanına girmediğini, olayın meydana geldiği yer bir site olup, etrafının duvarlarla çevrili olduğunu, ayrıca site güvenliği özel güvenlik firması tarafından sağlandığını, bu nedenle meydana gelen olaydan dolayı müvekkilimin sorumluluğunun bulunmadığını, davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacı yanın dilekçesinde yüzlerce ziynet eşyasının, halıların, bilgisayarların, televizyonların çalındığını belirttiğini, bu kadar eşyanın güvenlikli bir siteden dışarı nasıl çıkarılabildiğini anlamanın mümkün olmadığını, ayrıca çalındığı iddia edilen ziynet eşyalarının neler olduğu veya gerçekten bu ziynet eşyalarının var olup, olmadığının da muamma olduğunu, davaya konu hırsızlık olayı, müvekkilinin imzalamış olduğu sözleşmenin ifası için mecburi olarak kurulan iskeleden faydalanarak gerçekleşmiş olsa bile bu olay neticesinde meydana geldiği iddia edilen maddi ve manevi zararların müvekkilinin mesuliyetinde olmadığını beyanda, davanın öncelikle görev yönünden reddine ve esas yönünden de haksız ve yersiz olarak açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesini talep etmişlerdir, Davalı … Ltd.Şti. cevap dilekçesinde, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari iş olmadığını, davanın ticari dava olmadığını, davacının tacir olmadığını,Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, ayrıca davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul Anadolu Mahkemeleri yetkili olduğunu, davanın zamanaşımı süresi içinde olmadığını, esasa ilişkin olarak da dava dilekçesinde evde bulunduğun iddia edilen TL ve döviz, altınlar, pırlantalar, bilezikler, yüzükler ve değerli eşyaların inanılmaz abarlıtı olduğunu, bir hırsızlık olayı olduğunun doğru olduğunu, ancak çalındığı ifade edilen eşyaların abartılı olduğunu, bu kadar zinnet eşyasının banka kasasında saklanması makul bir davranış iken evde saklanmasının çok makul olmadığını, hırsızlık olayı ile ilgili müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, davalılardan Site Yönetiminin davacı tarafın da iddia ettiği ve delil olarak dayandığı mail yazışmalarında da anlaşılacağı üzere bir çok defa güvenlik zaafiyetleri konusunda uyarıldığını ve hatta kamera sistemleri için para toplanmasına rağmen site içine güvenlik kameraları takılmadığını ve site içindeki ışıklandırmaların iyileştirilmediğini, olayda müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, müvekkilinin görevini gereği gibi yerine getirdiğini ve site yönetimi ile yapılan sözleşmeye uygun davranmasına rağmen rağmen müvekkilinin atfedilemeyecek güvenlik zaafiyetleri yüzünden yaşanan olaylardan sorumlu tutulamayacağını, Güvenlik Hizmet Sözleşmesi’nde yer alan 4.11. Maddesi gereği müvekkil şirketin zarardan sorumlu tutulması mümkün olmadığını, Hizmet güvenlik sözleşmesinin ilgili maddesi gereğince Site Yönetimi’nin ağır kusuru, müvekkilin gerekli güvenlik önlemlerini almasını engellemesi, eksiklikleri düzeltmemesi nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağının aşikar olduğunu, dava konusu hırsızlık olayının gerçekleşmesinde müvekkilişirketin hiçbir kusur ve ihmali bulunmayıp müvekkilime atfı kabil bir kusur bulunmadığından aleyhine hükmedilebilecek bir tazminatın da bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı S.S. Saklıbahçe Konut Yapı Koop.Site Yönetimi vekili cevap dilekçesinde , öncelikle ” görev ve husumet itirazımız” gözetilerek davanın usulden reddini karar verilmesini talep etmiş, ayrıca esasa ilişkin olarak , açılan dava ” haksız fiilden kaynaklı tazminat davası ” olup hırsızlık olayı tarihinin davacı tarafından öğrenildiği taarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde işbu davanın açılmadığını, müvekkil site yönetiminin yaşanan hırsızlık olayı sebebiyle herhangi bir kusuru olmadığı için meydana gelen zararı karşılamak gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını, … Ltd.Şti ile müvekkil Site Yönetimi arasında bir ” Güvenlik Hizmet Sözleşmesi” bağıtlandığını, müvekkil Site Yönetiminin , diğer davalı Özel Güvenlik Firmasının kusurlarından sorumlu tutulamayacağını, müvekkili Site Yönetiminin herhangi bir kusurundan, ihmalinden yahut özensiz davranışından bahsedilemeyeceğini, diğer davalı Özel Güvenlik Şirketinin ” site sakinlerinin can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla yeterli şekilde güvenlik tedbiri almadığı ve site dahilinde koruma ve güvenlik esas ve usullerini yeterince uygulamadığı , denetim ve kontrol görevini gereği gibi yapmadığından dolayı güvenlik zafiyetine yol açtığı ” nın ortada olduğunu, davacı yanın ifade ettiği kadar servetin alarmsız yahut diğer başkaca güvenlik önlemi alınmaksızın bir evde tutulması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zamanında teslim edilemeyen iş sebebiyle müvekkil sitede de zararlar meydana geldiğini ve yüklenici olan diğer davalı … Yapı işi zamanında bitiremediğinden dolayı müvekkili Sitenin zarara uğrayarak mağdur olduğunu, Söz konusu zararlarla ilgili olarak İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2017/1096 Esas numarası ile açılmış derdest bir davanın mevcut olduğunu, davacının evinde yaşanan hırsızlık olayında diğer davalı …’nın iskeleleri geç sökmesinin zararın meydana gelmesinde bir etkisi olduysa da iskelelerin geç sökülmesinden yahut işin zamanında bitirilmemesinden yine müvekkil site yönetiminin bir kusuru bulunmadığını, kaldı ki işin zamanında bitirilememesinden dolayı asıl mağdur olan topyekün site ve site sakinleri olduğunu beyanla işbu davaya karşı görev ve husumet itirazları nazara alınarak davanın öncelikle usulden reddine, aksi kanaatte olunur ise yaşanan hırsızlık olayından doğan zarar sebebiyle tazminat isteminin TBK 72.maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını ve yine müvekkil sitenin yaşanan olaydan dolayı herhangi bir kusuru bulunmadığını beyanla davanın müvekkil site yönetimi yönünden esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesinin 14/05/2019 tarih, 2018/958 Esas, 2019/438 Karar sayılı görevsizlik kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen görevsizlik kararının isabetli olmadığını, davalılardan şirketlerin ticari faaliyetleriyle ilgili olması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, kararın kaldırılmasını talep etmiş, kararı istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının ikamet ettiği site içerisinde yer alan daireden yapılan hırsızlık nedeniyle davalıların kusuru bulunduğundan bahisle açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece 6502 sayılı yasanın 3 ve 73. Maddeleri gereğince tüketici mahkemeleri görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiye, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 Sayılı Yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. İstinafa konu edilen davada, davacı vekili her ne kadar davalıların şirket olması nedeniyle ticaret mahkemesinin görevli olduğunu iddia etmiş ise de, davacının 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfının bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 Sayılı Yasa kapsamında olması için mutlak suretle taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Davacının tüketici vasfının bulunduğu anlaşıldığından taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü 6502 Sayılı Yasa kapsamındadır. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir. İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu görevsizlik kararı bu nedenle yerindedir. İstinaf sebepleri ve dosya kapsamında yapılan incelemede verilen karar ve gerekçesi, ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf taleplerinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yoluna başvuran davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.25/05/2022