Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2019/1676 E. 2022/474 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1676
KARAR NO: 2022/474
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/04/2017
NUMARASI: 2016/60 Esas – 2017/446 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/04/2017 tarihli, 2016/60 Esas, 2017/446 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen 22.05.2012 tarihli reklam panosu kiralama temsilciliği sözleşmesi ile davalı şirkete işletmesi müvekkil şirkete ait olan … Mh. …sokak, No: … Esenyurt/İst. adresinde bulunan binanın dış cephe ve iç alanlardaki reklam atanlarının üçüncü kişi kurum ve kuruluşlara kiralama işi verildiğini, geçen zaman içinde davalı şirket tarafından hiçbir girişimde bulunulmadığını, hiçbir reklam sözleşmesi ve ödeme yapılmadığını muhtelif zamanlarda davalı şirket yetkilileri ile yapılan görüşmelerde 12 aylık zamanlarının olduğunu ve bu zaman sonunda kazanılan miktarın kararlaştırılan miktarları aşacağını söyleyerek müvekkili oyaladıklarını, yapılan sözleşme hükümlerine göre müvekkilin kendisi sözleşme yetkisi olmadığından kiralama yapamadığını, müvekkilin sözleşmenin Temsilcilik ve ödemeler başlıklı E maddesine istinaden 25.05.2012 tarihinde Bakırköy … Noterliği … yevmiye numaralı vekaletname çıkarıldığını, sözleşme ile müvekkil tarafına atfedilen tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, beklenen süreçte hiçbir girişimde bulunulmadığını, bu nedenle işbu sözleşmenin sözleşme süresi başlıklı C maddesine istinaden kendiliğinden fesholduğunu, bu sebeple müvekkilin Bakırköy …Noterliği kanalı ile 10.08.2013 tarih … yevmiye numaralı ihtarname gönderdiğini sözleşmenin C maddesinde yer alan ilk yıl için beklenen kazanç olan 1.000.000 TL mahrum kalınan kazancını talep ettiğini ancak geçen sürede herhangi bir ödeme alamadığını, sözleşme kendiliğinden fesih olduktan sonra müvekkil söz konusu binaya kendi reklamlarını astığını ve tek bir firma ile yapılan dijital Led ekran kiralama sözleşmesi ile yıllık 72.000 USD yıllık kira geliri elde edecek bir sözleşme imzaladığını,bu sözleşmede müvekkilin söz konusu Led ekranların maliyetini de karşı tarafa yüklediğini,ayrıca kendi reklamlarının bu Led ekranda bila bedel yayınlanması hususunda anlaştığını,bu yüzden kira bedelinin düşük tutulduğunu,mahkemece tayin edilecek konusunda uzman bilirkişinin raporu ile de binanın reklam hususuna ne kadar elverişli olduğu ve bu binada gerekli pazarlama faaliyetleri yapılsa bir yıllık ııe kadar reklam kira geliri elde edileceğinin tespit edilebileceğini,bu bedelin müvekkilin mahrum kaldığı bedel olduğunu,bu nedenle pazarlama çalışması için yapılan sözleşme ile bu kar kaybının davalı şirketten talep edilmesi zorunluluğunun hasıl olduğunu,müvekkil şirketin tazminat miktarını tam ve kesin olarak bilmediğini, bu durumda HMK. madde 107 de Belirsiz Alacak Davası düzenlendiğini, sonuç olarak, yukanda izah edilen nedenlerle fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere davalının müvekkil şirkete şimdilik en az 150.000,00 TL tazminat ödemesine karar verilmesine, belirlenecek olan tazminat tutarının dava tarihine kadar olan ve davadan sonra işleyecek ticari temerrüt faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir. Davacının delil listesine ilişkin beyan ve itiraz haklarını saklı tuttuklarını, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın usule aykırı olduğunu, davacının taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tanzim edildiği tarihten sonraki 1 yıl içerisinde kendisine 1.000.000.00 TL aktarılmadığından sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, mahrumiyet payının tarafına ödenmesini Bakırköy … Noterliği 10.07.2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile talep ettiğini, davacının bu talebine Beşiktaş … Noterliğinin 15.07.13 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile cevap verildiğini, müvekkilin davacı tarafa 1.000.000 TL kira bedeli kazandırma taahhüdü olmadığı gibi bir borcunun da olmadığının tarafına bildirildiğini,belirsiz alacak davasının HMK, Md. 107 hükmii incelendiğinde usule aykırı olduğunu,ihtamame keşide ederek mahrum kaldığını iddia ettiği 1.000.000,00 TL.alacağı talep eden davacının sonrasında 150.000 .00TL.ile huzurdaki davayı ikame etmesi ve belirsiz alacak davasının kabulünü talep etmesinde hukuki yararın olduğunun kabul edilemeyeceğini taraflar arasındaki hukuki ilişkinin vekalet sözleşmesi olduğunu, davaya konu edilen reklam panosu kiralama temsilciliği sözleşmesi ile davalı kendine verilecek vekaletname ile davacının işletmecisi olduğunu, … mahallesi … sokak No:… Esenyurt adresinde bulunan … isimli çarşının dış cephesinde ve iç alanlarında tanımlanacak reklam alanlarını 3, Gerçek ve tüzel kişilere kiralamayı, davacı adına ve hesabına 3.kişiler ile reklam alanı ve kiralama sözleşmesi yapma borcunu üstlendiğini, Davalı, Şirketin 1987 yılında kurulduğunu, davalı şirkete 10 yıla yakın bir süredir hizmet verdiğini, Borçlar Kanunu md 502 ye göre vekalet sözleşmesi vekilin vekalet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşme olduğunu, davalı vekilin vekalet sözleşmesi ile vekalet veren davalının menfaatine ve iradesine uygun iş görme borcu altına girdiğini, davacının iddia ettiği kar mahrumiyetinden dolayı davalının sorumlu olabilmesi için, davalının kusurlu fiili ile sözleşmeyi ihlal etmiş olması, bu fiil neticesince bir zararın oluşmasının ve davacının uğradığı zarar ile davalının fiili arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini, davalının zarara sebep olan sözleşmeyi ihlal eder nitelikte bir fiili bulunmadığı gibi, ortada taahhüt edilen bir sonuç olmadığını, bu nedenle bir zararın varlığından bahsetmenin mümkün olmadığını, davaya konu edilen sözleşmenin yapıldığı tarihte davacının işletmesinde bulunan …nın henüz açılmadığını, bahsedilen işletmenin bir AVM olmadığını çarşı niteliğinde olduğunu, sektörde tanınmadığını, …nın yılın ortasında açıldığını, bu nedenle reklam verecek olanların bütçelerini kapatmış olması nedeni ile pazarlamanın imkansız olduğunu, … içinde çeşitli reklam alanı tanıtımlarının yapılması için panolar asıldığını ancak, davacının panoları söktüğünü, sonuç olarak, davanın reddini talep etmiştir. İstinafa konu karar, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/04/2017 tarihli 2016/60 Esas, 2017/446 Karar sayılı davanın reddine yönelik kararıdır. Davacı vekili, alınan bilirkişi rapor içeriği ve tespitlerinin yerinde olmadığını, gerekçeli kararda hiç bir delile dayanmayan davalının beyanlarının esas alınarak hüküm kurulmasının yerinde olmadığını ve mahkemenin taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığı nitelendirmesinin hatalı olduğunu beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE: Taraflar arasında akdi ilişki kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, reklam panosu kiralamaya ilişkin sözleşmeden kaynaklı davalının edimlerini gereği gibi yerine getirip getirmediği, davalının edimlerini yerine getirmemesinden kaynaklı davacının mahrum kalınan bir kazancının bulunup bulunmadığı hususundadır. İlk derece mahkemesince, tarafların sunmuş oldukları deliller dosya arasına alınarak tarafların iddia ve savunmaları kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, ” ….Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde; sözleşme ile işletmesi … ait olan binanın dış cephe ve iç alanlarındaki reklam alanlarının üçüncü kişi kurum ve kuruluşlara kiralama hakkının davalıya tevdi edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşme bir bütün halinde incelendiğinde, davalının söz konusu yerin kiralanması için özel bir reklam/tanıtım faaliyeti yapmasının öngörülmediği, nitekim bu yüzden davalı bakımından belirli bir performans koşulu da getirilmediği, sadece ilk yıl için 1milyon TL kira gelirinin aktarılmaması halinde sözleşmenin feshedileceğinin düzenlendiği görülmüştür. Kaldı ki toplanan delillere, tanık beyanlarına ve yapılan bilirkişi incelemesine göre davalının sözleşme gereğince makul düzeyde tanıtım çalışması ve bir takım masraflar yaptığı ancak taşınmazın yola uzaklığı, görsel durumu, kapsamındaki firmaların reklam verme kapasiteleri dikkate alındığında reklam alma konusunda sıkıntılar yaşandığı, AVM’nin geç açılması ve AVM idaresinin bir kısım reklam görsellerininin asılmasını engellemesi gibi sebeplerle davacının beklediği düzeyde reklam gelirinin elde edilemediği anlaşılmakta ise de sözleşme gereğince buna bağlı olarak herhangi bir tazminat hakkının doğmadığı…” gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Somut olayda; davacı, davalı şirketle akdedilen 22/05/2012 tarihli reklam panosu kiralama temsilciliği sözleşmesi ile, işletmesi davacı … Şirketine ait olan esenyurt adresinde bulunan bir binanın dış cephe ve iç alanlarındaki reklam alanlarının üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlara kiralama hakkının davalı … Şirketine verildiğinin, … Şirketinin kiralamaları temsilci sıfatıyla davacı … Şirketi adına yapacağı ve kiralama bedellerinin … Şirketinin belirttiği banka hesaplarına yatırılmasını sağlayacağı, daha sonra fatura mukabili komisyonun tahsil edileceği, … Şirketinin noter kanalıyla vereceği bir vekaletname ile … Şirketi kendisi adına, üçüncü kişilerle reklam kiralama sözleşmelerini imzalamaya vekil tayin ettiğinin, ayrıca, … Şirketinin kendisinin kiralama yapamayacağının düzenlendiği, davacının bu sözleşmeye dayanarak davalı şirketin sözleşme süresi içinde sözleşmeye konu binayı kiraya vermek hususunda hiç bir girişimde bulunmadığını belirterek, mahrum kaldığı kazancın tazmini için dava açtığı anlaşılmıştır. İleri sürülüş ve dayanılan hukukî nedenlere göre ihtilafın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 502 (818 sayılı BK md. 386) ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâlet sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında, davalının taraflar arasındaki sözleşmeye göre tanıtım işlerinde yeterli çalışma yaptığı tespitinde bulunulmuş ancak çevrede çok fazla AVM bulunması, binanın yola uzak mesafede olması, dava konusu taşınmazın büyük bir alanı kapsaması göz önüne alınarak bu hususların kiralamaya engel olduğu tespitine yer verilmiştir. Dinlenen tanık ifadeleri ve alınan bilirkişi rapor içerikleri birlikte değerlendirildiğinde davalının sözleşme kapsamında çalışmalar yaptığı ancak taşınmazın konumu ve niteliği gereği sonuç alınamadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının sözleşmeden kaynaklı mahrum kaldığı zararın davalının edimlerinden kaynaklı olmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf başvurusu için davacı tarafından yatırılan peşin harcın mahsubuyla bakiye 49,30 TL harcın hazine adına davacıdan tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda HMK 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu. 03/03/2022