Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/965 E. 2018/1670 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ(GERİ ÇEVİRME)
DOSYA NO: 2018/965
KARAR NO : 2018/1670
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
NUMARASI : 2017/478 2017/1185
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 04/10/2018
… 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 28/12/2017 tarihli ve 2017/478 Esas, 2017/1185 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
Dava, hakem kararının iptali istemi üzerine İlk Derece Mahkemesi’nce verilen kararın istinafına ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 3568 Sayılı Kanun ve bu kanuna ilişkin Yönetmelik ve Tebliğler uyarınca davalı ile 2015 yılında kurumlar Vergisi Tam Tasdik Sözleşmesi düzenlendiğini ve sözleşmelerin gereğinin müvekkili tarafından ifa edildiğini, sözleşmeden doğan YMM ücretlerinin tam olarak ödenmediğini ve sözleşmenin feshine ilişkin 8/1. maddesine rağmen davalı tarafından bildirimsiz ve feshe ilişkin düzenlemeye rağmen aykırı olarak davacı tarafça tek taraflı olarak feshedildiğini, müvekkilince İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Hakem Heyetine başvuru yapılarak sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedilmemesi nedeniyle 2015 yılı için eksik ödenen ücretin, 2016 yılına ilişkin bir yıllık ücretin talep edildiğini, İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Hakem Heyetince 2016/3 sayılı 21.03.2017 tarihli kararla 2015 yılı için eksik ödenen 3.367,32 TL ücret farkı talebinin müvekkilince 7 ay hizmet belirtilerek reddedildiği, 2016 yılında herhangi bir hizmet verilmemesi nedeniyle bu yıla ilişkin bir ücret talebinin de yerinde görülmeyip reddedildiği, ancak 2015 yılına ilişkin sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedilmemesi nedeniyle 4 ayılık gelir tutarı olan 5.000,00 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verildiğini, hakem heyetinin 2015 ve 2016 yılı mali müşavirlik ücret isteminin reddetmesinin yasaya aykırı olduğunu, ayrıca hakem heyeti ücretlerinin tamamının davalıdan tahsil edilmeyerek taraflar arasında paylaştırılmasının ayrıca vekalet ücretine de hükmedilmemesinin de yasaya aykırı olduğunu, ayrıca hakem heyeti kararının kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini zira tam tasdik sözleşmesinden doğan alacağın %53’lük kısmının kamu alacağı içerdiği, bu alacağın sözleşmeden dolayısıyla kanundan doğduğunu, hakem heyetince kamu alacağı hiçe sayılarak talep edilen mali müşavirlik ücretinin reddedildiğini, oysa bu ücretin içinde mali müşavirlik hizmeti verilen davalı şirketin vergi, stopaj ve KDV ile yeminli mali müşavirin ödeyeceği ek %15’lik gelir vergisinin de olduğu belirterek İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Hakem Heyetinin 2016/3 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu ve öncelikle davanın görev yönünden reddi gerektiğini, ayrıca müvekkili tarafından aynı hakem heyeti kararının iptali için farklı gerekçelere dayalı olarak İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/223 E. sayılı dosyasında iptal davası açıldığını belirterek davanın esastan reddine ve bu dosyanın İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/223 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur
İlk Derece ( İstanbul 1. Asliye Ticaret) Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK.nin “İptal davası” başlıklı 439.maddesinin (1) numaralı fıkrası “Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası, tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılır; öncelikle ve ivedilikle görülür…” hükmünü, (6) numaralı fıkrası ise “İptal davası hakkında verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz incelemesi, bu maddede yer alan iptal sebepleriyle sınırlı olarak, öncelikle ve ivedilikle karara bağlanır. Temyiz, kararın icrasını durdurmaz.” hükmünü içermektedir.
28/2/2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesi ile bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “tahkim yerindeki mahkemede” ibaresi “tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde” şeklinde değiştirilmiştir. Bu kanun 15.03.2018 tarih ve 30361 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan maddenin 1 nci fıkrasındaki yasal değişiklikten önce, iptal davası tahkim yerindeki mahkemede açılırken, değişiklikten sonra tahkim yerindeki bölge adliye mahkemesinde açılacaktır. Temyize ilişkin 6 ncı fıkrası ise değişmemiştir.
“Hakem kararları ve özellikle hakem kararlarının iptali davası sonucunda verilen mahkeme kararları(m.439)istinaf edilemez. Bu kararlara karşı doğruca temyiz yoluna başvurulabilir.(m.439/6)”(Prof. Dr. Baki Kuru. İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku.Legal Yayınevi. Ağustos 2016.Sayfa 669. Dipnot 21)
“…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361/1 ve 439/6 maddeleri uyarınca hakem kararının iptali istemli davalarda ilk derece mahkemelerinden verilen kararlara karşı istinaf değil, temyiz kanun yoluna başvurulması mümkündür. Bu davalarda ilk derece mahkmelerinin de verdikleri kararlarda, başvurulabilecek kanun yolunu gösterirken, “iki hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu” değil, “1 ay içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu” ibaresini kullanması gerekir.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, gerek iç tahkim gerekse 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu kapsamında verilen hakem kararlarına karşı açılan hakem kararının iptali istemli davalarda ilk derece mahkemelerinde verilen kararlar, Bölge Adliye Mahkemesi denetiminden geçmeksizin doğrudan temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a gönderilecektir.
Sonuç olarak hakem kararının iptali davalarında…ilk derece mahkemelerinden verilen bu kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurulması mümkündür. Başka bir anlatımla, hakem kararının iptali davalarında verilen kararlar sadece hukukilik denetimi ihtiyacı olan ve Kanun’un getirdiği sınırlar çerçevesince incelemenin yapıldığı kararlar olduğundan, maddi olay denetimi yapılan istinaf yargılamasının bu kararların denetimi noktasında bir fayda sağlamayacağı da açıktır…” (Adem ALBAYRAK. 6100 Sayılı HMK’ya Göre Hazırlanmış Hukukta İstinaf Uygulaması.2. Baskı.Adalet Yayınevi.Ankara 2016.Sayfa 61)
“…6545 sayılı kanunla 5235 sayılı kanuna eklenen hüküm incelendiğinde bazı tereddütler uyandırmakla birlikte Bu kanun hükmünün istinaf mahkemelerinin faaliyette olmadığı dönemde uygulanacağına dair geçici bir hüküm bulunmadığı göz önüne alındığında tahkim yargılamasında görevli mahkemenin heyetli asliye ticaret mahkemeleri olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu nedenle hakem kararlarının iptali davalarında asliye ticaret mahkemeleri görevlidir.
…hakem kararlarının iptaline ilişkin görev 6545 sayılı kanunla 5235 sayılı kanunda yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesine bırakılmış ise de bu kararlara karşı istinaf yoluna gitmeden doğrudan temyize gidilebilmelidir. Prof. Dr. Baki Kuru (age 951) ve Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez (age 2628) bu görüşü kabul etmişlerdir…
…asliye ticaret mahkemesince verilen hakem kararlarının iptaline ilişkin kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği, davacı tarafın istinaf başvurusu dilekçesi de temyiz dilekçesi olarak kabul edilip kararın temyiz incelemesi yapılmıştır…”(Yargıtay 23. H.D. 11.05.2017 T. 2017/1040 E., 2017/1433 K.)
Bu itibarla:
Belirtilen yasal düzenlemeler, bilimsel görüşler ve Yargıtay içtihadı dikkate alınarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hakem kararının iptali davalarında, verilen kararın tarihi itibariyle asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu, bu mahkemelerce hakem heyetinin kararına karşı itiraz davaları nedeniyle verilecek kararlara karşı da temyiz yoluna başvurulabileceği değerlendirilmiştir.
Bu itibarla usulüne uygun düzenlenecek temyiz gönderme formu ile temyiz incelemesini yapacak ilgili Yargıtay dairesine gönderilebilmesi için HMK’nin 352.m. uyarınca dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi gereğince, dosyanın İlk Derece Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
nın istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına
Verilen kararın niteliğine göre harç ve yargılama giderleri yönünden bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24.03.2017 tarihinde oy birliğiyle HMK “nun 352 ve 361.maddeleri uyarınca kesin olarak karar verildi. 04/10/2018