Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/887 E. 2019/2521 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/887
KARAR NO : 2019/2521
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2017
NUMARASI : 2016/36 Esas – 2017/1006 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/11/2019
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/11/2017 tarihli, 2016/36 Esas, 2017/1006 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı üçüncü kişi olan … A.Ş. arasında 18/09/2015 tarihinde 500KW lisansız elektrik enerjisi üreten 2 adet VİRA250K-C3 … marka türbin kurulması yönünde anlaşma sağlandığını, müvekilinin daha sonra kendisine ait araziyi vermesine rağmen sözleşmede sorumlu olan şirket edimini yerine getirmediğini, bu arada sözleşme yapılması sonrası üçüncü firma çalışanın ayrıca sözleşmede ismi ve ismi de yazılı olan davalı rüzgar türbini şebeke bağlantıları için danışmanlık ücreti 41.600,00 TL + KDV şeklinde davacı ile sözleşme yapıldığını, yapılan sözleşmede davalıya 24.800,00 TL tutarın ödendiğini, ancak davalı ve dava dışı üçüncü firma olan …A.Ş. Sözleşme edimini yerine getirmediğinden bahisle müvekkilinden haksız ve sebepsiz alınan 24.800,00 TL tutarın ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; adresinin Ayvalık’ta olduğunu, yetkili mahkemenin Ayvalık’ta olduğunu, hem kendisinin hem davacının tacir olmaması nedeniyle görevli mahkemenin de Asliye Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, mahkememizin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, kendisinin …A.Ş. ‘nin eski çalışanı olduğunu, şirket içerisinde maaşları ödenmeyince önce ücretsiz izin verildiğini daha sonrada çıkış yapıldığını, alacaklarını hala alamadığını, davacıyı yaklaşık 2 yıldır tanıdığını, kendisinin rüzgar enerjisi tirbünü ile ilgilendiğini, türbin için öncelikli olarak izin v.s. bürokratik engellerin aşılmasının gerektiğini, her ne kadar davacı, çalıştığı eski kurum ile sözleşme yapmışsada iş bu sözleşme sadece rüzgar türbini yapımı ve montajına dair bir sözleşme olduğunu, …A.Ş. İşin bürokratik kısmı ile ilgilenmediğini, durum böyle olunca davacının kendisinden bürokratik işlemleri takip etmesi ve danışmanlık hizmeti vermesi hususunda ricacı olduğunu, ön işlemlerin yapılması gerektiğinden ilk ödeme olan 2.000,00 TL davacının …A.Ş. İle olan sözleşmesinden 2 ay önce ödendiğini, her ne kadar işleleri yürütmeye çalışmış ve bir çok görüşme ve seyahat yapmış olsa da davacıdan talep ettiği vekaletnamenin tarafına bir türlü ulaşmadığından işlemleri tamamlayamadığını, bahisle davanın reddini savunmuş, ön inceleme duruşmasında 24.800 TL nin kendisine davacı tarafça ödendiğini kabul etmiştir. İstinafa konu karar, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/11/2017 tarihli 2016/36 Esas, 2017/1006 Karar sayılı davanın kabulüne yönelik kararıdır.Davalı asil, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olmadığını, iki tarafında tacir olmaması sebebiyle dava konusunun ticari bir iş olmadığını, iyi niyet çerçevesinde davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında yapılan sözleşmeyle ilgili bürokratik işlemlerin yapılması için davacı ile aralarında sözlü bir anlaşma kurulduğunu, işin tamamı için 41.600,00 TL + KDV için anlaştıklarını, 24.800,00 TL avans aldığını, 17.500,00 TL’si ile bir takım masraflar yaptığını, kalan miktarın hizmet karşılığı mahsup edildiğini, davacının vekalet vermemesi sebebiyle yapılan işler için fatura alamadığını, işin yapılmamasının davacıdan kaynaklandığını beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Taraflar arasında davacı ile dava dışı şirket arasında rüzgar tribünü montajı konusunda sözleşme yapıldığı hususunda ve davalının davacı ile bu sözleşmeye ilişkin bürokratik işlemlerin davalı tarafından yapılması konusunda sözlü anlaşma yapıldığı, avans olarak bir miktar bedelin alınması konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, sözleşmeden kaynaklı davalının iade edeceği bedelin bulunup bulunmadığı, hizmetin verilip verilmediği, mahkemenin görevli olup olmadığı hususlarındadır. İlk derece mahkemesince, ” …Davalı tarafın da kabulünde olduğu üzere davacıya ait taşınmaza rüzgar tribünü kurulması, taşınmazın arazi niteliğinde olduğu gerekçesiyle mevzuat gereği mümkün değildir. Ancak davalı, vekaletname verilmesi halinde bürokratik engelleri halledeceğini taahhüt etmiştir. Davacı taşınmazına, taşınmazın arazi vasfı nedeniyle rüzgar tribünü kurulamayacağının sözleşmenin başından veri imkansız olması nedeniyle sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olduğu, geçersiz sözleşme nedeniyle tarafların aldıklarını iade etmeleri gerektiği, bu nedenle davacıdan alınan bedelin davacıya iadesi gerektiği…” kanaati ile davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki temel ilişki, dava dışı şirket ile yapılan rüzgar tribünü yapımına ilişkin sözleşmeye dayanmış olması, dosya kapsamında toplanan delillere göre her iki tarafın da ticari amaçla hareket etmesi nazara alındığında mahkemenin görevli olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamında toplanan deliller, 07/10/2015 tarihli imzası inkar edilmeyen ve istinaf talebinde de alındığı davalı tarafınca kabul edilen bedele ilişkin makbuz birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki sözleşmenin temeli olan rüzgar tirübününün montajına ilişkin sözleşmenin yürürlük kazanmaması, bu sözleşmeye bağlı olarak davalı tarafça verilecek hizmetin söz konusu olamayacağı gibi davalı tarafça verildiği belirtilen hizmetlere ilişkin belgelerin bulunmaması da nazara alındığında hizmet bedeli için alınan paranın iadesi yönünde mahkemenin kurmuş olduğu hüküm yerindedir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,İstinaf başvurusu için yatırılan peşin harcın mahsubuyla bakiye 1.314,46 TL harcın hazine adına davalıdan tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 27/11/2019