Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/711 E. 2019/1603 K. 05.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/711
KARAR NO : 2019/1603
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2017
NUMARASI : 2016/636 2017/501
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/07/2019
İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 20/06/2017 tarihli ve 2016/636 Esas, 2017/501 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkilinin DRV’nin Genel Kurul Toplantısının Türkiye’de yapılması projesini üstlendiğini, müvekkilinin fikir ve teklifinin davalı tarafca memnuniyetle karşılanması üzerine müvekkil şirket ve yetkilisi …’ın tam yetkili kılındığını, müvekkili tarafından hazırlanan proje, organizasyon ve hizmet bedeli talep edildiğinden davalı tarafca ödenecektir şeklinde cevaplar ile müvekkilinin oyalatıldığını ve tüm bu nedenlerle müvekkilin davalıdan olan ve davalı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak bugüne kadar ödenmeyen alacaklarının hüküm altına alınmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; davacıların dava dilekçesinin HMK.nun da belirtilen şartları taşımadığını, dava dilekçesinde belirtilen deliller il hangi vakaların ispatlanacağının açıkça yazılması gerektiğini, davacı şirkete 01/03/2016 tarihli 161.500-TL bedelli DRV Genel Kurul Toplantısı proje ve hizmet bedeli olarak fatura kesildiğini, davacının fatura içeriğine ve bedeline itiraz ederek fatura aslını iade ettiğini, müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, hem davacı şirketin hem de …’ın alacaklı olamayacağını, husumet itirazlarının olduğunu, icra takibi ile davacılar tarafından alacak bedelinin belirlendiğininden ve alacaklarını faturaya dayandırdıklarından dava açarken alacağın belirsiz olmasının mümkün olamayacağını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesini talep etmiştir.İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 20/06/2017 tarih, 2016/636 Esas, 2017/501 Karar sayılı davanın reddi kararı davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın açıldığı tarihte davaya konu alacağın miktarının tam ve kesin belirlenmesinin kendilerinden beklenmeyeceğini, objektif olarak bunun imkansız olduğunu, bu durumda belirsiz alacak davası açılabileceğini, davacılar tarafından verilen hizmetlerin beher ücretinin gösterir ya da dava konusu hizmetlere emsal olabilecek resmi ya da tavsiye niteliğinde herhangi bir ücret tarifesi bulunmadığını, özel ve az rastlanan nitelikte hizmetle bütününün söz konusu olduğunu, uzman bilirkişiler marifetiyle tespit edilebileceğini, mahkeme kararının ve gerekçesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını, mahkemece dilekçelerin dikkate alınmadığını, kararın kaldırılmasını istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava davacı tarafından davalı Birliğe verilen hizmet bedelinin tahsili talebine ilişkindir. Davacılar vekili dava dilekçesinde fazlaya dair tüm ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’nin faiziyle ödenmesini talep etmiş, davalı taraf davacının daha önce kendilerine 161.500,00 TL bedelli fatura gönderdiğini, kendilerinin kabul etmediğini, alacak miktarını bilecek durumda olduğunu, bu nedenle belirsiz alacak davası açılamayacağını savunmuş ve mahkemece benzer gerekçeyle davanın hukuki yarar bulunmadığından bahisle reddine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekilinin dava dilekçesinde belirsiz alacak davası açtığını belirtmesine karşı sonuç kısmında ”fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla” dedikten sonra alacağın 20.000,00 Tl’lik kısmının tahsiline karar verilmesinin talep ettiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde bu haliyle davacı tarafından kısmi dava açıldığı anlaşılmaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/15-439 Esas, 2016/207 Karar sayılı 02/03/2016 tarihli kararı) davalı cevap dilekçesinde davacı tarafça kendisine gönderilen faturanın içeriğine ve miktarına itiraz ettiklerini belirtmekle dava konusu miktarın taraflar arasında tartışmalı olduğu davacının kısmi dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacı tarafın istinaf talebi yerinde olup kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacının İstinaf talebinin KABULÜNE,
İlk derece Mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,
Dosyanın, gerekçede belirtilen hususlara göre incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere mahkemesine İADESİNE,
İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı taraftan alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 13,00 TL harcın ilk derece mahkemesince davalıdan hazine adına tahsiline,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan 117,10 TL (istinaf başvuru harçları toplamı) ve 32,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 149,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 05/07/2019