Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/531 E. 2019/2360 K. 08.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/531
KARAR NO : 2019/2360
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2017
NUMARASI : 2016/170 Esas – 2017/514 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2019
Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/12/2017 tarihli, 2016/170 Esas, 2017/514 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesi ile ;müvekkilinin davalı …’dan 1994 yılında 85.000 Alman markı borç aldığını, davalının da borç karşılığında müvekkiline 35.000 Alman markı ve 50.000 Alman markı olarak toplamda 85.000 Alman markı olmak üzere iki ayrı tarihsiz senet imzalattığını, müvekkilinin davalıya borcunun bir kısmına karşılık 30.000 Alman markı olarak ödediğini, bakiye borç için ise taraflar arasında 1996 yılında sözleşme imzalandığını, bakiye kalan borç için müvekkilinin … ili, .. ilçesi, … Mah., … parselde kayıtlı 2751,22 m2’lik arsanın tapusunu davalı … Topçuya devrettiğini, buna rağmen davalının bakiye borca istinaden elinde bulundurduğu 55.000 Alman markı tarihsiz senetleri müvekkiline iade etmediğini, bu senede dayalı olarak Kocaeli …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra müdürlüğünce … ili, … ilçesi, … Ada, … parsel ve … Ada, … parselde kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu ve satışların işlendiğini, arsaların değerlerinin 965.740, 55TL. Olarak belirlendiğini ancak bu taşınmazların belirlenene bu değerden daha yüksek olduğunu, müvekkilinin icra takibine konu borcunun çok çok üstünde olan bu arsaların satılması durumunda müvekkilinin mağdur olacağını bildirerek icra dosyası borçlusuna ödenmemek kaydi ile dosya borcunun icra veznesine yatırılmasına karar verilmesini, icra dosyasına borcun tamamının depo edilmesi halinde müvekkilinin taşınmaları üzerinde bulunan tüm cebri satış işlemlerinin durdurulması ve icra veznesine girecek paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin 29/12/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının açmış olduğu davanın daha önce Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/191 sayılı dosyasında yargılamasının yapıldığını, davanın reddedildiğini, davanın halen derdest olduğunu, açılan bu davanın mükerrer olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebini bu nedenle reddettiklerini, aynı mahiyette açılan bir dava olduğunu bu nedenlerle davanın reddini, açılan dava miktarı alınarak avukatlık ücreti, Mahkeme masraflarına karar verilmesini, tazminat ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 13/12/2017 tarih, 2016/170 Esas, 2017/514 Karar sayılı “Davanın reddine, alacağın %20 oranında tazminat davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, ” kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı, dava konusu ile aynı olan tarafları aynı, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/295 Esaslı dosyasının Yargıtay incelemesinden geçerek araştırmaya yönelik bozulduğunu, halen derdest olduğunu, bu dosyaların birlikte görülmesi gerektiği gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı , davalı tarafça aleyhine 50.000 DM lık senet dayanak gösterilerek Kocaeli ….İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, senedin emre muharrer senet vasfında olmadığı imza dışındaki tüm yazıların sonradan doldurulduğunu, davacının alacaklı olarak gözüken davalı şahsa borcunun bulunmadığını,taraflar arasında düzenlenen protokol gereğince borcun nakit ve arsa verilerek ödendiğini, ileri sürerek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, imzası ikrar edilmeyen belgeye göre borcun ödendiğini ispat yükünün davacı tarafta olduğu, senet üzerinde malen yazmakta ise de iki tarafta ödünç sözleşmesinin varlığını kabul ettiklerine göre ispat yükünün yer değiştirmeyeceği, davacının borcu ödediğini ispat etmesi gerektiği, protokoldeki imzanın davalıya ait bulunduğu ancak protokolün yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, arsanın eski maliki davada taraf olmadığından inançlı temlik ya da muvazaalı satışın ispatına gidilmeyeceği, davacının protokolde yazan 55.000 DM borcu nakden ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, Davacı, davalıdan 85.000 DM borç para aldığını, karşılığında biri 35.000 DM, diğeri 50.000 DM bedelli 2 senet verdiğini, borcunun 30.000 DM kısmını ödediğini, bakiye 55.000 DM borç için aralarında 25/03/1996 tarihli protokol imzaladıklarını, protokol uyarınca 55.000 DM’ye karşılık gelen arsanın tapusunu davalıya devrettiği halde davalının senetleri vermediğini, 35.000 DM lik senet için Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile takip başlattığını, bu takibe karşı Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/191 Esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açıldığını, mahkemece davanın reddedildiğini, bahsi geçen red kararının Yargıtay 19. Hukuk Dairesi tarafından 2017/3452 Esas, 2019/1165 Karar, 25/02/2019 tarihli bozma ilamı ile araştırmaya yönelik bozulduğunu, bu dosyanın Kocaeli 2.Asliye Ticaret mahkemesinin 2019/295 esasını aldığını ve halen derdest olduğunu , bu davanın konusunun ise aynı borç ilişkisi sonucunda verilen 50.000 DM bedelli senet için davalı tarafından bu kez Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla yapılan takibe karşı menfi tespit davası olduğunu , davaların birlikte görülmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. Davaların birleştirilmesi ve ayrılmasına ilişkin hükümler, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 45. ve devamı (HMK 166. ve devamı) maddelerinde düzenlenmiş olup, amacı usul ekonomisine hizmet etmek ve aynı konuda çelişkili kararlar verilmesini önlemektir. Anılan Yasanın 45/1. (HMK 166/1) maddesine göre; “Aynı mahkemede görülmekte olan davalar arasında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.” Birleştirmenin koşulu olan “bağlantı” da, aynı yasanın 45/3. (HMK 166/4) maddesinde, “Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelik bulunması” olarak tanımlanmıştır. Somut olayda, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2011/191( 2019/295) Esas sayılı dava dosyasında, davacı davalıdan aldığı borç karşılığında davalıya verdiği biri 35.000 DM lık senetten dolayı borcunu ödediğini ileri sürerek menfi tespit davası açmış olup ,eldeki davanın konusu da aynı borç ilişkisi nedeniyle davalıya verilen 50.000 DM lık senet yönünden borçlu olmadığının tespiti istemidir. Her iki dosyanın da taraflarının ve dava konularının irtibatlı olduğu anlaşılmıştır. Başka bir anlatımla, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2011/191( 2019/295) Esas sayılı dava ile bu dava arasında fiili ve hukuki irtibat olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği, her iki davanın aynı sözleşmeye dayandığı, aralarında bağlantı mevcut olduğundan gerek yargılamanın daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve gerekse çelişkili kararlar verilmesini önlemek açısından, davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi zorunludur. O halde sözü edilen davaların birleştirilmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.Açıklanan nedenlerle davacının istinaf taleplerinin kabulüne, HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle:Davacının istinaf taleplerinin KABULÜNE, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 13/12/2017 tarih, 2016/170 Esas, 2017/514 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Dosyanın, gerekçede belirtilen hususlar çerçevesinde yeniden yargılama yapılmasına, davaların birleştirilerek yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine İADESİNE İstinaf kanun yoluna başvuru sebebiyle davacı tarafından yatırılan harçların talep halinde kendisine iadesine,İstinaf yargılaması sebebiyle yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince esas hakkında verilecek karar ile hüküm altına alınmasına,İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.08/11/2019