Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/3471 E. 2021/1142 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3471
KARAR NO : 2021/1142
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/04/2018
NUMARASI: 2016/373 Esas – 2018/330 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/06/2021
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/04/2018 tarihli, 2016/373 Esas, 2018/330 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 40.000 TL bedelli kambiyo takibi başlattığını, davacının böyle bir borcunun olmadığını, takibe konu edilen senedin taraflar arasında yapılmış protokole İstinaden verilen teminat senedi olduğunu, davacının tasfiye edilen …’de bir süre yöneticilik yaptığını, kooperatifin bütün işleri …ne devredildiğini, …nin tasfiye genel kurul toplantısında davacıya taşınmazların iskanının henüz alınmadığını ve bu iş için masraf gerektiğini belirttiklerini, o tarihte …nde bulunan … ve Mimar … davacı arasında sitenin iskanıyla ilgili tüm işin site yönetimi tarafından yapılması masraflara ilişkin de davacının site yönetimine 40.000 TL bedelli senet vermesi konusunda anlaştıklarını, taraflar arasında hazırlanan protokolün pazarlıklar sonucunda imzalandığını, 30.07.2013 tarihinde son genel kurul toplantısına katılanlar tarafından bilindiğini, özellikle … protokolün imzalanmasında hazır bulunduklarını, Davacı …’ın senedi site yönetimine iskan ahmına ilişkin yapılacak masraflar için verildiğini, hatta iskan alıntında belirtilen bedelden fazla harcama yapılırca fazla harcamaları site yönetiminin kendisinin karşılayacağı protokolde açıkça belirtildiğini, … iskan ahmına yönelik harcama yapmış ve bunu resmi belgelerle sabitse ödemeyi yapmaya hazır olduklarını, davanın değerini yapılan harcama bedeline göre artıracağını, harç ikmalini ona göre tamamlayacağını, ancak davalının iskan alımı için harcama yapıp yapmadığı konusunda net bir bilgiye sahip olmadığım, iskan alımı için yapılacak harcamalara istinaden verilmiş olan teminat senedinin haksız ve hukuksuz olarak icraya konulduğundan dolayı fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile Öncelikle icraya konu senedin teminat senedi olduğundan icra takibinin tedbiren durdurulmasını, İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından davalı yönetimine borcu olmadığının tespitine, yargılama sırasında icra dosyasına ilişkin borç taraftarından ödenmek durumunda kalır ise ödenen miktarın davalı yönetimden istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Davacının site yönetiminin kurulduğu binayı inşaa eden kooperatifin yöneticisi olduğunu ve aynı zamanda sitenin tasfiye görevini de üstlendiğini, kooperatifin 2007 yılındaki toplantısında 9. Madde de tüm kooperatif üyelerinden bir kereye mahsus önceki alınan bedeller haricinde “dairelerin kombi, petek, gaz açma, iç boya saten baya yapılması, kombi, iç su bazlı boya, küvet farkı, balkonun pimapen ile kapatılması, (480 TL, dairelerde balkon bulunmamaktadır) ve tapu ile iskan masrafları ( 3.000 TL iskan için herhangi bit işlem yapılmamıştır) peyzaj illeri için (1.500 TL alınmış ancak bahçede herhangi bir peyzal çalışması yapılmamıştır) inşaat maliyet farkı için toplam 12.500 TL üyelerden ek ödeme alınması kararlaştırıldığını, davacı tarafın yapılması kararlaştırılan ve ödemeleri toplanan işlerin tamamlanmadan tasfiye memuru olarak kooperatifin vergi ve sigorta borcunu ödemeden iş bu davaya konu senedi davalı … yöneticisine vererek; kooperatifin vergi ve SGK borcunu da site yöneticisinin adına yapılandırma yaptırarak; ilgili kurumda kooperatif adına borç soıgulaması yapıldığında borcu yokmuş gibi görünmesini temin ederek tasfiye memuru olduğu kooperatifi hile ile tasfiyeyi tamamlayarak kooperatifi kapattığını, davacının site yöneticisi ile yaptığı protokolün davalıyı bağlar bir yanının olmadığını, davaya konu senedin davacının bahsettiği protokoldeki senet olmadığını, davacının kendisinin de kooperatif üyesi olduğunu, Kooperatifin kendisine vermediği bir borçlanma yetkisini kullanamayacağını, aksi takdirde oluşacak borçtan kendisinin sorumlu olacağını, aynı şekilde site yöneticisinin de kendisine site adına borçlanma yetkisi verilmeden siteyi borçlandıcı bir işlem yetkisinin olmayacağını bilmesinin gerektiğini, bu bağlamda söz konusu protokolün davalı siteyi borç yükümlülüğü altına sokan unsurları bakımından bağlamadığını, davacının protokolde iskan ile ilgili işlemler için söz konusu senedin verildiğini belirtildiğini ancak kooperatifin vargı ve sgk borcu olarak 100.000 TL civarında borcu olduğunu, bu borç karşılığının 40.000 TL ile kapatılmasının akla mantığa uygun olmadığını, site yöneticisi …’ın site sakinlerinin haberi olmadan bu şekilde bir protokole imza atmasının hukuken sadece ilgili kişiyi bağladığını, davaya kortu senedin davalı … tarafından kooperatifin yapmayı taahhüt ettiği ancak yapmadığı işlerin karşılığı olarak alındığını, kooperatifin yapması gereken işlerin 200.000 TL nin üzerinde olduğunu, bu harcamalara karşılık 40.000 TL davalı … sakinlerinin sadece psikolojik olarak rahatlatacağını, davacı üzerinde herhangi bir mal varlığı olmaması nedeni ile bu meblağ dahi tahsil edilemediğini, kombiyo senetlerinin borçtan bağımsız başlı başına borç doğuran bir ödeme aracı olduğunu, senedin borçtan mücerret olduğunu, bu sebeple davacının savunması ve davasının dayanağının mesnetsiz olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa konu karar, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/04/2018 tarihli 2016/373 Esas, 2018/330 Karar sayılı davanın reddine yönelik kararıdır.Davacı vekili, ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, açtıkları davayı sadece protokole değil aynı zamanda kooperatifin sonlandırıldığı apartman yönetimine geçilen son genel kurul toplantısına dayandıklarını, düzenlenen senedin genel kurulda oylanıp kabul edildiğini, verilen senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu, senet tarihi ile genel kurulda oylanıp kabul edilen protokol ve senedin birbiriyle uyum içinde olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE :İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda senet üzerinde hangi işlemin teminatı olduğunun yazılı olması gerektiği, düzenleme tarihi bulunmayan protokolde bonoya ilişkin herhangi bir atıf yapılmadığı, takibe konu senet ile protokolde ifade edilen senedin miktarının aynı olmasının senedin teminat senedi olduğu hususunu kanıtlamadığı gerekçesiyle açılan davayı reddetmiştir. Davacı tarafın dayandığı protokol incelendiğinde, … Apartmanının iskanla ilgili bütün iş ve işlemlerini mevcut yönetimin yapacağı, kısmi olarak bu işlemleri karşılamak üzere …’dan 40.000,00 TL tutarında senet almış olduğu, bunun haricinde çıkacak masrafların site yönetimine ait olacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. İcra takibine konu senet incelendiğinde, senedin tediye tarihinin 30/12/2013 olduğu, bedelinin 40.000,00 TL olduğu, senedin … tarafından … veya emri havalesine düzenlenmiş olduğu görülmektedir. Davacı taraf her ne kadar takibe konu senedin teminat senedi olduğu gerekçesiyle menfi tespit istemli dava açmış ise de, gerek dosyaya sunulan protokolde gerekse de senet metninde dava konusu olan senedin teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir ibare yer almamaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla toplanan deliller ve delillerin gerekçede tartışılmasına bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,İstinaf başvurusu için yatırılan peşin harcın mahsubuyla bakiye 23,40 TL harcın hazine adına davacıdan tahsiline,Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 04/06/2021