Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/2980 E. 2018/2158 K. 30.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2980
KARAR NO : 2018/2158
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/04/2018
NUMARASI : 2015/252 Esas – 2018/375 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2018
İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/04/2018 tarihli, 2015/252 Esas, 2018/375 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin gerçekleştirmiş olduğu faaliyet konusu kapsamında davalı ile Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi akdettiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin cezai şart ve tazminat başlıklı 7.maddesi gereğince firmanın vermiş olduğu hizmetler kapsamında müşterinin kredisinin onaylanması halinde müşterinin mezkur krediyi kullanmaktan imtina etmesi halinde 5.000,00 TL tazminat ödeme yükümlülüğünün hüküm altına alındığını, davacının davalıya sunduğu hizmet üzerine davalının kredisinin onaylandığını ancak davalının davacıya ücretini ödememek adına krediyi kullanmaktan imtina ettiğini, ancak davacı firmaya komisyon ücretini ve tazminat bedelini ödemediğini, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; talep ettiği kredi ilgili banka tarafından onaylanmadığı gibi tarafına da hiçbir ödeme yapılmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşmeyi de kabul etmediğini, kabul anlamına gelmemek şartıyla eğer talep ettiği kredi davacı tarafından alınıp tarafına ödendiği taktirde böyle bir sözleşmenin geçerli olacağını ancak bankadan kredi alınmasının söz konusu olmadığını, ayrıca sözleşme ekinde gösterilen kredi başvuru formunun da tarafından doldurulduğunu, böylece davacı şirket tarafından kredi kullanımı hususunda tarafına hiçbir katkı ve hizmet verilmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa konu karar, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/04/2018 tarihli 2015/252 Esas, 2018/375 Karar sayılı ” Yerinde görülmeyen davanın reddine,” yönelik kararıdır.
Davacı vekili, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin mahkeme tarafından yanlış yorumlandığını, müvekkilinin görevinin müşterilerinin kredi notuyla birlikte ülkemizde kredi veren tüm bankaların kriterlerini bir sistemde toplamak olduğunu ve sonuç olarak da hangi bankadan ne şekilde kredi kullanılabileceği konusunda rapor hazırlandığını, bu yönde davalıya danışmanlık hizmeti verildiğini, davalının sözleşmeye aykırı bir şekilde kredi kullanmaktan vazgeçtiğini ancak danışmanlık hizmeti verilmesi nedeniyle sözleşmedeki cezai şart ve tazminata müvekkilinin hak kazandığını, davalının kötü niyetli olarak sözleşmeyi feshettiğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE : Taraflar arasında 15/08/2014 tarihli danışmanlık hizmet sözleşmesi kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, sözleşmenim davalı tarafından haklı olarak feshedilip edilmediği, bu sözleşmeden kaynaklı davacının icra takibine konu ettiği alacağın bulunup bulunmadığı ve miktarı hususlarındadır.
İlk derece mahkemesince taraflar arasındaki sözleşme, icra dosyası, banka kayıtları celp edilmiştir.
İlk derece mahkemesince ” ….Taraflar arasında 15/08/2014 tarihli Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin cezai şart ve tazminat başlıklı 7.maddesinde ” müşterinin ihtiyaç duyduğu kredi danışman firmanın yoğun gayretleri neticesinde onaylanmış olmasına rağmen, danışman firmaya dayanmayan bir sebepten dolayı kredi çekmekten müşteri imtina ederse, danışman firma tarafından hizmet sağlanmış olduğundan, kredi müşteri tarafından çekilmese dahi cezai şart olarak 5.000,00 TL tazminat ödemeyi gayri kabili rücu kabul beyan ve taahhüt eder. ” hükmünün yer aldığı, dosyaya sunulan Kredi Başvuru Formunda talep edilen kredi tutarının 35.000,00 TL olduğunun görüldüğü, dava dışı …bank A.Ş Bayrampaşa Şubesi’ nin cevabi yazılarına göre davalı lehine 2.000,00 TL tutarında kredinin onaylandığının görüldüğü, ancak sözleşmenin 5.maddesindeki 35.000,00 TL tutarlı kredi kullanımına dair herhangi bir tevsik edici belge bulunmadığı, dolayısıyla davacı tarafın cezai şart talebinin yerinde olmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese de mahkemece yargılamanın her aşamasında değerlendirilir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. maddesi uyarınca ” her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar” bu kanun kapsamındadır. Kanunun 73/1. Maddesi uyarınca bu kanun kapsamında doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevlidir. 6502 sayılı kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden ” gerçek veya tüzel kişi; tüketici işlemi ise ” mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına hareket eden kişilerle tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tarif edilmiştir. Bankadan gelen kayıtlarda davacının danışmanlık hizmeti verdiği kişinin tüketici kredisine ilişkin başvuru gözlem tablosunun sunulduğu görülmüştür. Dolayısıyla davacı tacir olsa bile danışmanlık hizmeti verdiği davalı gerçek şahısın ticari ve mesleki amaçla hareket ettiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle de davalının tüketici sıfatını taşıdığının kabulü gerekir. Taraflar arasındaki görülen davanın TTK.’unda düzenlenen mutlak ve nispi nitelikte bir ticari dava olmadığı aşikardır. Dolayısıyla mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekirken işin esasına girerek karar vermesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf talebinin, esastan incelenmeden, KABULÜ ile,
İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/252 2018/375 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Görevli mahkemenin İstanbul Tüketici mahkemesi olduğunun tespitine,
Davacının sair istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
Dosyanın, gerekçede belirtilen hususlar çerçevesinde yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE,
35,90 TL maktu karar ve ilam harcının davalıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yolu harcının talep halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine,
İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin esas karar ile birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 30/11/2018