Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/2881 E. 2021/580 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2881
KARAR NO : 2021/580
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/05/2018
NUMARASI : 2014/1123 Esas – 2018/562 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/05/2018 tarihli, 2014/1123 Esas, 2018/562 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 17/03/2009 tarihli kullanmış olduğu konut kredisi kapsamında 150.000,00 TL kullandığını, Kağıthane … Mahallesindeki taşınmazı 23/03/2009 tarihinde iktisap ettiğini, aynı zamanda bankanın kredi kartını kullandığını, 21/12/2011 tarihinde kredi kartına asgari ödemekle yükümlü olduğu tutarı yatırmasına rağmen kartın onay vermediğini ve 23/12/2011 tarihinde hesabın kat edilerek kullanıma kapatıldığını, Merkez Bankasına kredi kartı borcu ile birlikte konut kredisi borç bakiyesinin de eklenerek 59.000,00 TL borç bildiriminde bulunulduğunu, müvekkilinin şahıs şirketi olarak faaliyet gösterdiğini hem özel sektör hem de kamu ihalelerine katılmak suretiyle tıbbi malzeme satışı gerçekleştirdiğini, tacir olan müvekkilinin bankanın kusurlu işlem nedeniyle zarara uğradığını, diğer bankalar nezdinde de kredibilitesinin düştüğünü belirterek 5.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.İstinafa konu karar, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/05/2018 tarihli 2014/1123 Esas, 2018/562 Karar sayılı davanın reddine yönelik kararıdır. Davacı vekili, T.C. Merkez Bankasına risk bildiriminin Aralık 2011 tarihinde yapıldığını, bu tarihte müvekkiline gönderilen herhangi bir kat ihtarnamesinin bulunmadığını, kat ihtarnamesinin tarihinin 29/05/2012 tarihi olduğunu, bildirimin yapıldığı tarihte müvekkiline yapılmış bir temerrüt ihtarnamesinin bulunmadığını, müvekkilinin gecikmeli de olsa ödediğini, konut kredisi borcu olmadığını, buna rağmen bankanın risk bildirimi yapmak suretiyle müvekkilinin maddi ve manevi zararına yol açtığını, bu nedenlerle mahkeme kararının hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE : İlk derece mahkemesi yapmış olduğu yargılama sonucunda, davalı bankanın kredi ve kredi kartı ilişkisi kapsamında yapmış olduğu kat işlemlerinin ve bildirimlerin bankacılık mevzuatına ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğu, yapılan işlemlerde bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçeleriyle açılan davayı reddetmiştir. Dosya kapsamında bulunan kök ve ek bilirkişi raporu incelendiğinde, davacının davalı bankadan kullanış olduğu 19/03/2009 tarih 150.000,00 TL ana para ödemeli 48 ay vadeli konut kredisi bulunduğu, konut kredisinin 24/12/2009 tarihinde yapılandırıldığı, taraflar arasındaki sözleşmeye göre birbirini izleyen en az 2 taksitin zamanında ödememesi halinde bankanın kalan borcun ifasını talep etme hakkını saklı tuttuğu, konut kredisi taksitlerinin 16. taksitten sonra aksamaya başladığı bu tarihten sonraki taksitlerin yaklaşık 2 ay gecikmeli olarak ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkeme kamu ihale kurumuna yazılan müzekkereye verilen cevapta davacı hakkında 2009 yılından itibaren herhangi bir yasaklı kaydı bulunmadığı bildirilmiştir. Mahkemece … Bankasına yazılan müzekkereye verilen cevapta 23/11/2011 tarihinden itibaren iptal edilen teminat mektubu bulunmadığı bildirilmiştir. Türk Borçlar Kanunun 117. Maddesi ” Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır. ” şeklindedir. Davacı vekili her ne kadar müvekkili temerrüte düşürülmeden, herhangi bir kat ihtarnamesi gönderilemeden önce banka tarafından T.C. Merkez Bankası risk bildirimi yapıldığını bu nedenle müvekkilinin ticari faaliyetlerinin aksadığını, maddi ve manevi olarak zarara uğradığını ileri sürmüş ise de, mahkemece yapılan yazışmalara verilen cevapta bu iddiaları destekleyen herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra TBK.’nun 117çmaddesine göre ifa günü tayin edilmiş edimlerde ifa gününün geçmesiyle temerrütün oluşacağı ayrıca bir ihtarname veya kat ihtarnamesine ihtiyaç bulunmadığı, davacının kullanmış olduğu konut kredisi taksitlerinin 16. taksitten itibaren süresinde ödenmediği, bu taksitler yönünden temerrüte düştüğü görülmektedir. Davacının kullanmış olduğu konut kredisi taksitleri nedeniyle temerrüte düştüğü göz önüne alındığında bankaca yapılan risk bildiriminin bankacılık mevzuatına aykırı olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf başvurusu için yatırılan peşin harcın mahsubuyla bakiye 23,40 TL harcın ilk derece mahkemesince hazine adına davacıdan tahsiline,Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 18/03/2021