Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/2383 E. 2018/1707 K. 05.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2383
KARAR NO : 2018/1707
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R
INCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2018
NUMARASI : 2017/872 2018/312
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2018
İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 04/04/2018 tarihli ve 2017/872 Esas, 2018/312 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı şirket arasında Beyoğlu … Noterliği’nin 11/02/2016 tarih … yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, davacı müvekilin işbu sözleşme tahtında İstanbul ili…çiftliği mevkiinde kain tapunun ….parsel sayısında kayıtlı arsa üzerinde inşa edilecek olan … adı ile maruf projedeki…. Katta bulunan bulunan takriben 127.1 metrekare brüt alana sahip 116 numaralı bağımsız bölümü davalıdan satın alındığı, davacı müvekkil ile davalı şirket arasında imzalanan Beyoğlu… Noterliğinin 11/02/2016 tarih…yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesine göre satışı yapılan konutun satış bedeli KDV hariç 612.164,00TL’sı olarak belirlendiği, sözleşmenin imza tarihindeki yürürlükte olan yasa gereği %18 KDV oranı geçerli olduğundan satın alınan konutun KDV dahil satış bedelinin 722.354,00TL’sı olduğu, bu durumun sözleşmede açıkça hüküm altına alındığı, davacı müveklilin sözleşme kapsamında satın almış olduğu dairenin satış bedelini sözleşmede yazan zamanda ve şekli ile ödemiş ve halen ödemeye devam ettiğini, davalı şirket tarafından satışı yapılan dairenin davalı müvekkile 287/09/2016 tarihinde fiilen teslim edildiğini, aynı zamanda mali müşavir olan müvekkilin davalı tarafından düzenleen faturayı incelediğinde satın almış olduğu kontun satış sözleşmesinde KDV hariç bedeli 612.164,00TL olarak açıkça belirlendiği halde söz konusu faturada konut satış bedelinin KDV hariç 667.180,84TL olarak sözleşmede yazan satış bedeline aykırı şekilde düzenlendiğinin, davacı müvekkilin yararlanması gereken devlet teşvikinden haksız ve hukuka uygun olmayacak şekilde davalı şirketin yararlandığını, bu nedenle davacı müvekkilin 667.180,84TL- 612.164,00TL = 54.716,84TL turarında bir borcun altına sokulduğunu, bu nedenle davacı müvekkilin davalı şirkete 30/09/2016 tarili … seri nolu faturada gösterildiği gibi fazladan 54.716,84TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılam giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda davacı ile müvekkil arasında anahtar teslim satış bedeli olarak kararlaştırılan tek ve nihai bedelin içinde kdv de vardır fakat oranı ve tutarı belli olmadığını, KDV oranı ve tutarı kaç olursa olsun, müvekkil ödeyeceğini ve davacıdan hiçbir talepte bulunmayacağını, yani müvekkil …, KDV’nin artması halinde davacıdan ayrıca bir bedel tahsil etmeyeceğini, müvekkil şirket 08.09.2016 ila 30.09.2017 arasında yaptığı satışlarda %18 KDV ödediğini ancak bunu müşterilerine yansıtmadığını, davacının ödediği 368.340 TL toplam bedelin 1.798,80 TL’lik kısmı beyaz eşya ve onun %18’lik KDV’ si olduğunu, beyaz eşya bakımından %10 oranında KDV indirimi söz konusu olmadığını, bu nedenle hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının ödediği toplam bedelden beyaz eşya bedelleri çıkarıldıktan sonra KDV iadesine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, bu nedenlerle öncelikle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 268/3.maddesi hükmü doğrultusunda dosyanın bir örneğinin Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü’ne gönderilmesini ve beyanlarımızın doğruluğu hakkında görüş alınmasına, müvekkil şirket aleyhine haksız ve dayanaksız olarak ikame olunan işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 04/04/2018 tarih, 2017/872 Esas, 2018/312 Karar sayılı davanın usulden reddi kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın usule aykırı olduğunu, davacının mali müşavir olduğunu, belirtmesi nedeniyle mahkemece tacir olup olmadığının davaya konu gayrimenkul satış işleminin hangi saikle yapıldığı, davacının ticari işletmesini ilgilendirip ilgilendirmediği hususlarının araştırılması gerektiğini, eksik inceleme ile verilen kararın kaldırılmasını istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava taraflar arasındaki 11/02/2016 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi sonucu satın alınan bağımsız bölüme ilişkin satış TL bedelinin faturada gösterilen bedel olmadığından bahisle 54.716,84 TL borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Mahkemece davacının tüketici vasfında olması nedeniyle tüketici mahkemeleri görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Satış vaadi sözleşmesinde taşınmazın konut vasfında olduğu anlaşılmaktadır. Davacının mesleğinin mali müşavir olması, taşınmazı tüketici vasfıyla almasına engel değildir. Kaldı ki mesleği taşınmaz satışı ticareti ile ilgili değildir. Mahkemenin gerekçesi ve kararı usul ve yasaya uygun olup istinaf talebinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 05/10/2018