Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/1970 E. 2020/1560 K. 26.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1970
KARAR NO: 2020/1560
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2018
NUMARASI: 2017/132 Esas – 2018/195 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2020
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/02/2018 tarihli, 2017/132 Esas, 2018/195 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İspanya’da kurulu olan davalı şirket ile aralarında 01/07/2014 tarihli İşbirliği Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin süresiz olduğunu ve sözleşme kapsamında davalının Türkiye ve Batı Asya ülkeleri için kıdemli Uluslararası İşbirliği Ortağı olarak atanarak davalının finansal ürünlerini Türkiye ve Batı Asya ülkelerinde bulunan olası müşterilere pazarlanması ve satışı konusunda müvekkili tarafından hizmet verildiğini, hizmetin karşılığında müvekkilinin komisyon ödemeleri, sabit hizmet ödemeleri ile fesih sonrası döneme ilişkin komisyon ödemelerine ilişkin hak kazandığının kararlaştırıldığını, 13/07/2016 tarihinde de sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğinin davalıya bildirildiğini, ancak fesih tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak davalı adına sabit hizmet bedeline ilişkin olarak faturalar düzenlendiğini, ancak fatura bedellerinin davalı tarafından müvekkiline ödenmediğini, davacının 14/04/2016 tarihli hizmet fatura bedeli olana 21.458,00 Euro ile fesih bildirimini kapsayan dönem için ise sabit hizmet bedeli olan 18.750,00 Euronın faizle birlikte davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davacıya yaklaşık % 50 sini kapsayan iş yükü için 75.000 Euro aylık sabit vekalet ücreti ödemesine ilişkin düzenlemenin yapıldığını, aynı zamanda sözleşmede imza tarihinden itibaren altı ayda bir görüşüleceği ve bu şartların yine altı aylık süreler için yenilenebileceği hususunda taraflarca anlaşıldığını, bu kapsamda 01/01/2016 tarihinden itibaren aylık sabit vekalet ücreti ödenmemesi hususunda prensipte anlaşılarak hem davacı hemde davalı tarafın 01/01/2016 tarihinden itibaren aylık sabit vekalet ücretini ödenmeyeceği konusunda anlaşmaya varıldığını, davacının tutumlarından dolayı müvekkilinin sözleşmeyi feshetmek zorunda kalarak bu hususuta davacı tarafa ihtarname gönderildiğini, davacının anlaşmaya rağmen vekalet ücretine ilişkin fatura kesmesinin etik olmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir. İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi28.02.2018 tarih, 2017/132 Esas, 2018/195Karar sayılı “Davacının davasının HMK. 114/1-a ve HMK. 115/2. Fıkrası gereğince usulden reddine” kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı, taraflar arasındaki sözleşmede hukuk seçimi ve yetkili mahkemenin seçilmediğini, ikametgahının Türkiye olduğunu, Türk Mahkemelerinin yetkili olduğunu verilen kararın doğru olmadığı gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı, davalı ile imzalanan sözleşme uyarınca davalıya hizmet verdiğini ,13.07.2016 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, fesih dönemi öncesine ait hizmet alacağının tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, MÖHUK 24/4 fıkrası uyarınca sözleşmeye uygulanacak hukukun en sıkı ilişkili işyeri hukuku olduğu gözetilerek, davalı şirketin adresinin İspanya’nın Madrid şehri olması nedeniyle İspanya hukukunun davaya konu olayda uygulanması gerektiği kanaatine varılarak her ne kadar davacı tarafça ifa yerinin Türkiye olduğu belirtilmiş ise de incelenen sözleşme kapsamında ikinci fıkra uyarınca davacı …’ın Dünyada ve özellikle Batı Asyada davacının hizmetlerinden yararlanmak istediği anlaşılmakla dosya kapsamında Türk Mahkemelerinin yargı hakkı bulunmadığı kanaatine varılarak dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, MÖHUK’un 24. md. gözetildiğinde taraflar arasındaki sözleşmede karakteristik edim borçlusunun Türk tabiyetinde bulunan davacı olduğu dikkate alındığında somut olayda Türk Hukukunun uygulanması gerektiği taraflar arasında sözleşme uyarınca yetkili mahkemenin HMK’nın yetkiye ilişkin hükümleri çerçevesinde para alacağına ilişkin bu davada davacı alacaklının ikametgahının bulunduğu Türk mahkemeleri olduğundan davalı vekilinin yetki ilk itirazının reddi gerekirken aksi düşüncelerle verilen karar usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle: Davacının istinaf taleplerinin KABULÜNE, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi28.02.2018 tarih, 2017/132 Esas, 2018/195Karar sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dosyanın, gerekçede belirtilen hususlar çerçevesinde yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan harçların talep halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının davalıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline İstinaf yargılaması sebebiyle yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince esas hakkında verilecek karar ile hüküm altına alınmasına, İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.26/10/2020