Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/1929 E. 2018/1294 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1929
KARAR NO : 2018/1294
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2018
NUMARASI : 2016/835 2018/411
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/07/2018
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 27/03/2018 tarihli ve 2016/835 Esas, 2018/411 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının alacağının tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, takibe konu borcun davalı üniversitenin talebi üzerine verilen reklam hizmetine ilişkin olduğunu, faturaların davalıya usulünce tebliğ edildiğini ve yüsül süre içinde itiraz edilmediğini, öte yandan faturaların davalı ticari defterlerinde usulünce kayıt edildiğini ve vergisel anlamda da gerekli beyannamelerde bildiriminin yapıldığını, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı üniversitenin kamu niteliğini haiz bir vakıf üniversitesi olduğunu, davacının davaya konu ettiği alacağın kaynağının bir hizmet akdi hükmünü taşımakla ticari iş vasfını haiz olmadığını, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, dosyaya ibraz edilen faturalar incelendiğinde hizmetten yararlanan ile hizmetin fatura edildiği birimlerin aynı olmadığını, hizmetin …. Tic.Ltd.Şt.ine verildiğini, faturanın ise Haliç Üniversitesi’ne kesildiğini, davalı üniversite ile hiçbir ilgisi olmayan Haliç Koleji’ne verilen hizmetin karşılığının davalıdan tahsil edilmesinin yasal olamayacağını, bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, davalı üniversitenin eski yöneticileri tarafından bir kısım kişi ve kurumlar ile danışıklı bir biçimde hareket edilerek üniversitenin kaynaklarının muvazalı işlemlerle 3.şahıslara aktarıldığını, almadığı hizmetler için davalının borçlandırıldığını, YÖK tarafından davalı üniversitenin mali olarak kötü yönetilmesi sebebiyle faaliyetinin durdurulmasına karar verildiğini ve bir yıllık süre ile İstanbul Üniversitesini garantör üniversite olarak tayin edildiğini, yapılan muvazalı işlemlerin bir kısmının eski yöneticilerin sahibi oldukları ve davalı üniversite ile hiçbir ilgisi olmayan … Kurumları Ltd.Şti.için satın aldıkları mal ve hizmetleri davalı üniversiteye fatura ettirmiş olmaları olduğunu, davacının davaya dayanak olarak gösterdiği faturaların gerçeği yansıtmadığını hizmetin ifa edildiği yerin tespiti halinde davacının gerçekte hangi şirketten alacaklı olduğunun anlaşılacağını, bu konuda davacının verdiğini iddia ettiği hizmeti ispatla mükellef olduğunu, bu nedenlerle davanın reddi ile davacının haksiz takip sebebiyle %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 27/03/2018 tarih, 2016/835 Esas, 2018/411 Karar sayılı “görevsizlik” kararı davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olmadığını, zira mahkemenin daha önce görevsizlik kararını reddettiğini, bilirkişi raporları alındığını, esasa dair karar vermesi gerektiğini, tahkikat aşamasının sonuna geldikten sonra re’sen görevsizlik kararı verilmesinin yerinde olmadığından bahisle istinaf talebinde bulunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı üniversitenin icraya ve davaya konu edilen faturadan dolayı davacı şirkete borcunun bulunup bulunmadığı, takibe konu edilen fatura yönünden davalının sorumluluğunu ve taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözünümde hangi mahkemenin görevli olduğu hususundadır.
İlk derece mahkemesince davaya konu icra takibi celp edilmiş, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında sunulan delliller toplanmış, hesap yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde mahkemenin işin esasına girdiğini ve görevsizlik kararı verilemeyeceğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince 14/03/2017 tarihli oturumda 1 nolu ara kararında görev yönünde yapılan itirazın reddine karar verilerek tahkikat aşamasına geçildiği görülmüştür. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınır. İlk derece mahkemesinin ara karar ile görev itirazını reddetmiş olması, daha sonra bu ara kararından dönerek görevsizlik kararı vermesine engel değildir. İlk derece mahkemesinin taraflar arasındaki uyuşmalığı 6102 sayılı TTK’nun 4.maddesi kapsamında değerlendirerek vermiş olduğu görevsizlik kararı Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2015/9631 Esas, 2015/10002 Karar sayılı kararı, “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekir…” yine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/18404 Esas, 2016/12784 Karar sayılı kararı, “Davacı vakıf üniversitesi; kazanç amacı olmamak şartı ile mali ve idari konular dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabi olarak Yükseköğretim Kurulunun görüş ve önerisi üzerine kanunla, tüzelkişiliği haiz olmak üzere kurulmakta olup; bu tüzel kişiliğinde, gerek 2809 sayılı Kanun hükümleri ve gerekse Anayasa Mahkemesinin 30.05.1990 günlü ve 1990/2 E 1990/10 K. sayılı kararı uyarınca kamu tüzel kişiliği niteliğinde olduğu tartışmasızdır(HGK’nun 13.05.2015 günlü ve 2014/13-566 E. 2015/1339 K. sayılı kararı da aynı yöndedir)…” kararları kapsamında taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olmaması nedeniyle ticaret mahkemeleri görevli değildir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar verindedir.
Açıklanan bu nedenler aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 12/07/2018