Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/1523 E. 2019/439 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1523
KARAR NO : 2019/439
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2017
NUMARASI : 2010/804 2017/93
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 21/02/2019
İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 22/02/2017 tarihli ve 2010/804 Esas, 2017/93 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
Davacı vekili davası ile müvekkilinin eşi … 20/08/2009 günü davalı kliniğinde gerçekleştirilen mide fıtığı ameliyatına alındığını, ödenecek bedelin 6.000 TL olarak kararlaştırıldığını, her ne kadar 1-1,5 saat arası sonlandırılacağı ifade edilmiş ise de 5-5,5 saat sonra bittiğini, 2 ünite kan istendiğini ve tedarik edildiğini, açıklamada safra kesesinde taş olduğunu, taş alınırken karaciğeri kazıdıklarını bu arada rahimde iki miyom olduğunu ve ameliyatın bu nedenle uzadığını belirttiklerini, davacının eşinin şikayetlerine rağmen herhangi bir müdahalede bulunulmadığını ve normal serviste yemek servisine başlanıldığını, akabinde ateşinin yükselmesi ile akciğer röntgeninin neden sonra çekilmesi üzerine hastanın zatürre olduğunun ifade edildiğini ve çok acil bir anda yoğun bakıma kaldırılarak 5 gün uyutulup solunum cihazına bağlanmış olduğunu, yakınları olan doktorların ziyaretleri ile … Tıp Fak. Yoğun bakımda kalmak üzere yer ayarlandığını ancak 37.000 TL ücret ödenmesi gerektiğini bu doğrultuda çıkaramayacaklarının belirtildiğini, 10.000 TL bulunarak ödenip ve hastaneye iki adet 10.000’er TL tutarlı senetleri imzalayarak vermek suretiyle tıp fakültesine nakledildiğini, burada yapılan denetlemede yapılan ameliyat sırasında yemek borusunun midesinin ve diyaframının delindiğini, yedirilen yemeklerden vücut içine sıvının yayıldığını ve bunların dışkıya dönüşüp, enfeksiyona neden olduğunu acil ameliyatlar ile midesinin 1/3 ünün alındığını , yedi kez temizleme ameliyatı geçirdiğini, ince bağırsağına mama borusu takıldığını , 24 gün bu serviste kaldığını ancak 19/11/2009 günü hastaneden taburcu olan müvekkilinin eşinin vucüt direncinin kalmaması nedeniyle tekrar hastaneye yattığını, onarım ameliyatları için randevuların alındığını, …. Tıp Fakületsinde bir dizi ameliyatlar geçirdiğini, doktor aleyhine Asliye Hukuk mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açıldığını ancak davalının aldığı senetlerin Şişli ….İcra Müd. … sayılı dosyası ile takibe konu etmiş olması karşısında davalının hatalı ve yanlış tedavi sonucunda sıkıntılı bir yaşam sürecinde bulunduğunu, 31/08/2009 günü müvekkiline kesilen hizmet faturasının olup …. Tıp Fakültesi yoğun bakım bölümüne götürmek zorunda kaldığını, hastasının taburcu etmediklerinden 10.000 TL’ yi ödemek zorunda kaldığını ayrıca zorlamalar karşısında emremuharrer seneti imzalamak zorunda kalması ve bununda takip konusu edilmesi ve söz konusu senetler nedeniyle daha önceki operasyona verilen bilgiler ve ücretlendirilmeler çercevesinde borçlu olmadığının tespitine ve masraf ve ücreti vekalete hükmedilmesi talep ve dava olunmuştur.Davalı vekili cevabında, zamanaşımı itirazında bulunduğunu senetlerin geçerli kıymetli evrak olup senet üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğunu , davanın dinlenemeyeceğini, iddiların yerinde olmayıp haksız davanın reddine, ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi talep edilmiştir.İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 22/02/2017 tarih, 2010/804 Esas, 2017/93 Karar sayılı kısmen kabul kararı taraflarca istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı hastane tarafından talep edilen tedavi masraflarının %40’ından davacının sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, davacı ve eşinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalı hastanenin hastaya gereken özen ve yükümlülüğü göstermemesi nedeniyle tedavi tutarının yüksek çıktığını, kararın kaldırılarak toplam 20.000,00 TL’lik 2 adet senedin tamamından sorumlu olmadığına ilişkin karar verilmesini istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu senetlerin geçerli ve hukuka uygun olarak düzenlendiğini, kıymetli evrak olup mücerretlik iddialarının mahkemece dikkate alınmadığını, kıymetli evraka temel teşkil eden ilişkinin geçerliliğinin kıymetli evraka etkisinin olmayacağını, kararın hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin tüm özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, gerekli işlemleri yaptığını, bu hizmet karşılığında davacı tarafından senetlerin hür iradesiyle düzenlenerek verdiğini, borca konu senetlerin takibe başlatılmasından sonra davacıların harekete geçmesinin kötü niyet göstergesi olduğunu, kararın kaldırılmasını istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının eşinin teşhis ve tedavisi için davalı hastaneye başvurmaları sonucu tedavi gideri olarak alınan senetlerdeki borcun olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Mahkemece taraf delilleri toplanılmış, ceza yargılamasının soruşturma aşamasında alınan adli tıp kurumu raporu ceza dava sırasında alınan yüksek sağlık şurası raporu ve davacıların açtığı tazminat davasıyla İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasında alınan adli tıp kurumu raporları sonucu davalı tarafın kusuru yönünden değerlendirme yapılarak tıbbı hizmet ve hastane hizmetleri hususunda davalı tarafın kusurunun tedavi giderlerine etkisi ve miktarı yönünden de bilirkişi heyet raporunun alındığı ve sonucuna göre davalı tarafın kusurunun tedavi giderlerine %60 oranında etkisi olduğu tespit edilerek davaya konu senetlerin toplamı 20.000,00 TL olmakla davacının bu senetlerden dolayı 12.000,00TL borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür. Mahkemece yapılan değerlendirmeler denetime ve dosyaya uygun bilirkişi heyet raporu nedeniyle verilen karar usul ve yasaya uygundur. Her ne kadar dava kambiyo senetlerine dayanmakta ise de söz konusu senetlerin taraflar arasındaki tedavi masraflarına ilişkin düzenlendiği icra takibinin lehtar tarafından doğrudan keşideciye karşı başlatıldığı, aradaki ilişkinin bu nedenle ileri sürülebileceği görülmekle davalı tarafın mücerretlik ilkesine ilişkin iddiaları yerinde değildir. Davalı hastane ve görevlilerinin kusur durumu dosyaya celbedilen adli tıp kurumu ve yüksek sağlık şurası raporlarıyla belirlenmiş olup bu yöndeki davalı istinafları da haklı görülmemiştir. Senetlerin davacının eşinin rahatsızlığı nedeniyle bunun baskısı ve zarureti sonucu davacı tarafça imzalandığı anlaşılmakla hür iradeyle imzalandığı yönündeki itiraz da yerinde değildir. Aynı şekilde davacı taraf tedavi giderlerinin tamamından sorumlu tutulmaması gerektiği yönündeki istinafı, dosya kapsamı, tedavi giderlerine ilişkin yapılan teknik inceleme ve bilirkişi raporu göz önüne alındığında haklı bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle her iki tarafın istinaf talebinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince her iki tarafın istinaf kanun yolu başvurularının ESASTAN REDDİNE,İstinaf kanun yolu başvurusu için davacı taraftan alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 8,5 TL’nin davacıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, İstinaf kanun yolu başvurusu için davalı taraftan alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 614,72 TL harcın davalıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulanlar için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatıranlara iadesine,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 21/02/2019