Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/1393 E. 2019/2204 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1393
KARAR NO : 2019/2204
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2018
NUMARASI : 2017/1074 2018/220
DAVANIN KONUSU: Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/10/2019
BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 08/03/2018 tarihli ve 2017/1074 Esas, 2018/220 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi.Davacı vekili 28/11/2017 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının 01/08/2016 tarihinde müvekkili kooperatif ile avukatlık sözleşmesinin düzenlendiği, müvekkilince davalıya Bakırköy…. Noterliği’nin 2/08/2016 tarihli… yevmiye nolu vekaletnamesinin verildiğini, davalının kooperatifin vekilliğini yaptığı sürece kooperatiften aldığı avansları belgeleyemediğini ve iade etmediğini ve kooperatif adına tahsil ettiği paraları da gizleyerek kooperatife vermediğini, durumun fark edilerek vekilden avans ve tahsilatları hesabı istendiğinde istifa ettiği, davalının haksız azil nedeni ile açtığı davaları takip edilmemesi üzerine işlemden kaldırıldığını, ileri sürerek davalı vekilin uhdesinde haksız şekilde bulunan 237.239,40-TL’nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/346 esa sayılı davası ile derdest olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, alacağın zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin dava dilekçesinde bahsedilen şekilde kooperatife borcununun bulunmadığını savunarak reddini istemiştir.Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 08/03/2018 tarih, 2017/1074 Esas, 2018/220 Karar sayılı usulden red kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görev alanında olduğunu, mahkemenin tespitinin yasaya aykırı olduğunu, davalının davacı kooperatifin vekilliğini üstlendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın vekalet sözleşmesinden kaynaklandığını, 6502 sayılı yasanın 3. Maddesinde vekalet sözleşmelerinin de yasa kapsamında olduğunun düzenlendiğini, bu yönde Yargıtay içtihatları olduğunu, kararın kaldırılmasını istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki 01/08/2016 tarihli avukatlık sözleşmesi gereğince davalı avukatın tahsil ettiği parayı davacı iş sahibine vermeyerek uhdesinde tuttuğundan bahisle açılan alacak talebine ilişkindir. Mahkemece ticari davanın söz konusu olmadığı, uyuşmazlığa bakma görevinin asliye hukuk mahkemesinin görevi olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Taraflar arasında vekalet ilişkisinin kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, istinafa konu davaya bakmakla görevli olan mahkemenin tüketici mahkemeleri mi yoksa ticaret veya asliye hukuk mahkemeleri mi olduğu hususundadır. İstinaf eden davalı taraf tüketici mahkemesinin görevli olduğunu iddia etmektedir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiye, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 Sayılı Yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 Sayılı Yasa kapsamında olması için mutlak suretle taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Davacının kooperatif olup tüketici vasfının bulunmadığı anlaşıldığından taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü 6502 Sayılı Yasa kapsamı dışında kalmaktadır. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/3456 Esas, 2018/7886 Karar sayılı kararı gereğince avukatlık vekalet sözleşmelerine ilişkin ihtilaflarda görevli mahkeme belirlenirken vekilin müvekkili adına takip ettiği işlerin niteliği önemlidir. Somut olayda davalı avukatın davacı iş sahibi adına takip ettiği iş, kooperatifle ilgili ticaret mahkemelerindeki davalar olup davacının mesleki ve ticari faaliyetiyle ilgilidir. Bu nedenle davacı tüketici vasfında değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevli olduğundan istinafa konu olan davaya bakmakla görevli olan mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Açıklanan tüm bu nedenlerle istinaf talebinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 8,5 TL’nin davalıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 22/10/2019