Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/1331 E. 2020/909 K. 22.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1331
KARAR NO: 2020/909
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2017
NUMARASI: 2015/286 Esas – 2017/862 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2020
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/11/2017 tarihli, 2015/286 Esas, 2017/862 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı kurum arasında kamu ihale kanunu çerçevesinde 01/04/2012-30/06/2012 (3 aylık) ve 01/07/2012-31/08/2014(26 aylık) başlangıç ve bitiş tarihli özel güvenlik hizmet alımı sözleşmesi imzalandığını, söz konusu hizmetin karşılığı olarak müvekkili şirketin davalı belediyeye ihale dönemlerinde 29 adet faturayı tanzim ettiğini ve usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, davalı belediyenin söz konusu faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığı, fakat verilen hizmete ve sunulan faturaya itiraz edilmemesine rağmen belediye tarafından fatura bedeli olan 64.424,81 TL eksik ödendiğini, müvekkili şirketin eksik bedelin ödenmesi yönündeki sözlü taleplerinin dikkate alınmadığı için 14/04/2015 tarihinde her ihale dönemi için ayrı ayrı olmak üzere yazılı talepte bulunulduğunu ancak davalı kurumun 24/04/2015 tarihli cevabi yazısında ihaleye ilişkin kesin kabulün yapıldığı gerekçesiyle red edildiğini, davalı kurumun müvekkili şirkete eksik ödeme yapmasının sebebinin ise ihale kapsamında istihdam edilen personellerin raporlu veya yıllık izinli olduğu döneme resmi tatil, yol ve yemek ücretlerinin kesilmesi olduğunu, bu hususund müvekkili şirketçe 30 gün üzerinden istihdam edilen her personel için tam fatura kesildiğini KDV ve Damga Vergisi miktarı tam ödenmiş iken davalı belediyenin keyfi olarak izinli personel üzerinden kesin yaptığını ve müvekkili şirketin fatura alacağını eksik ödediğini, davalı kuruma ait çalışmayan personel üzerinden hesaplanan kesinti miktar ayıklanmış ve bu bedele denk gelen KDV ve Damga vergisi miktarlarıda düşülerek hak ediş ödemesi 573.653,66 TL olarak yapıldığını müvekkili şirkete bu süreçte 29 aylık toplam 64.424,81 TL fatura alacağının ödenmidiğini, alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle;davacı vekili tarafından verilen 23/11/2015 tarihli dilekçede müveklinin şirketine eksik ödeme yapıldığından kesilen KDV ve Damga vergisi miktarlarının ödenmesini talep edildiğini haksız ve yersiz olarak açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini, hakediş raporu yüklenici veya vekili tarafından imzalandığı tarihten başlamak üzere en geç sözleşmesinden yazılı sürenin sonunda eğer sözleşmede bu hususta bir kayıt yoksa otuz gün içinde tahakkuka bağlandığını bu tarihten başlamak üzere otuz gün içinde de ödeme yapıldığını, yapılan kesintiler neticesinde davacının KDV ve Damga Vergisinin eksik ödendiğinden bahisle kesilen bedeli talep etmesinin hukuki dayanaktan yoksun ve haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 27/11/2017 tarih, 2015/286 Esas, 2017/862 Karar sayılı “davanın reddine,” kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf eden davacı dilekçesinde özetle, mahkeme tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin 20.3. maddesinin HMK 193. maddesi uyarınca münhasıran delil sözleşmesi niteliğinde olduğu bu nedenle süresi içerisinde itiraz edilmediğinden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, delil sözleşmesi niteliğinin bulunmadığını, dava konusunun alacak olup 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, davalı tarafın savunmasında bulunmayan bir itiraz sebebinin lehe ve geniş yorumuyla hükme esas alınmasının yerinde olmadığını, bilirkişilerin konunun uzmanı olmadığını belirtmiştir.
GEREKÇE: Hizmet sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının tahsili istemiyle açılan davanın yapılan yargılamasında, ispatlanmayan davanın reddine dair verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir. Davacı taraf; Bilirkişilerin ‘’yasal izinde ya da raporlu olan işçiden yol ve yemek ücretlerinin kesilmesinde mevzuat hükümlerine göre hukuka aykırı bir durum yoktur.’’ şeklindeki tespitlerinin doğru olmadığını, işçiden yazılı muvafakat alınmadığı sürece maaşlarında herhangi bir kesinti yapılamayacağını, taraflar arasındaki sözleşmede de tek taraflı olarak işçi ücretlerinde bu şekilde bir kesinti yapılabileceğine dair hüküm bulunmadığını, belediyeyle imzalanan hizmet sözleşmesinde işçilerden yapılacak kesintilere ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamasına ve iş kanunundaki açık hükümlere rağmen tek taraflı ve keyfi uygulama ile işçi ücretlerinden kesinti yapmış ve raporlu, yasal izinde bulunan personelden fiilen işte bulunmadığı gün kadar yemek ve yol parasına denk gelen miktarı hak edişlerinden kestiğini, müvekkili firmanın zaten durumu bildiğini, bu kesinti yapılan miktarı işçilere ödeyemediğini, bu konuda bir itirazının da bulunmadığını ancak 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu uyarınca sözleşmede belirlenen bedel kadar fatura kesmek zorunda kaldıklarını, işçi ücretlerinde kesinti yapılmasının müvekkiline bir zararı yok ise de fatura rakamı düşmüş olmasına rağmen kuruma teblig edilen faturada sanki hiç kesinti yapılmamış gibi KDV ve damga vergisi tutarı oranında zararın söz konusu olduğunu, neticede davalıyla yapılan işin ticari mahiyetinin bulunduğunu, kesinti yapılsa dahi kendisine tevdi edilen faturada yazılı olan miktarı ödemek zorunda olduğunu, bu şekilde ödeme yapmak yerine kesintilerden sonra ödeme yapıldığını, buna rağmen yeni fatura düzenlenmediğini belirtmiştir. İlk derece mahkemesince dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi raporunda hazırlanan raporda davacının kesinti yapılan yol ve yemek ücretlerini istemediğini, bu kesintiye tekabül eden KDV ve damga vergisini talep ettiğini, düzenlenen hak ediş raporuna göre idarenin herhangi bir eksik ödemesinin bulunmadığını, yüklenicinin magduriyetinin kesintlerin hak ediş raporu öncesi düşürülmemiş veya idare tarafından hak ediş sonrasında yüklenici adına kesinti faturası düzenlenmemiş olmasından kaynaklandığını, ancak hem kesinti tutarının hesaplandığı cetvelin hem de hak ediş raporunun yüklenici tarafından imzalanmış olması bu raporu dikkate almayarak fatura düzenlenmiş olması sebebiyle meydana gelen magduriyetler yüklenicinin kendisinin sorumlu olduğu, davalının sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporu hükme esas alınarak ilk derece mahkemesince ispatlanmayan davanın reddine dair verilen kararın ve taraflar arasındaki sözleşmeye göre belirlenen tarihte itiraz yapılmadığından kabul edildiği yönündeki gerekçenin, dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, yerinde olduğu kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 18,50 TL’nin davacıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 22/06/2020