Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/1291 E. 2019/2471 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1291
KARAR NO : 2019/2471
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2018
NUMARASI : 2016/331 2018/71
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ : 21/11/2019
İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 29/01/2018 tarihli ve 2016/331 Esas, 2018/71 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin … plâka sayılı 2013 model, bayi çıkışlı, bayi servis ve garanti paketli … marka …- model aracı 06.03.2014 tarihinde … isimli şahıstan 120.000,00 TL bedelle satın aldığını, dava konusu aracın 16.10.2015 tarihinde “Tahrik Uyarısı” ile hız kesmek suretiyle arıza yaptığını, ertesi günü davalılardan Avcılar … Servisinden randevu alınarak 19.10.2015 tarihinde aracın servise bırakıldığını, aracın arızası hakkında davalı servis yetkilisi… tarafından müvekkil şirket yetkilisi … 22.12.2015 tarihinde bilgilendirme e-postası atıldığını bu e-postada yer alan “aracın motor kontrol ünitesi, buji ve ateşleme bobinleri, besleme ünitesi ayrıca pistonlar ile beraber motor bloğu değişimi yapılması gerektiği…” şeklindeki ibarelerden de anlaşılacağı üzere aracın gizli ayıplı olduğunu, davalı servis yetkilisi tarafından gönderilen bilgilendirme e-postası üzerine taraflarınca delil tespiti talebi ile İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/2113 D.lş dosya numarası ile alınan bilirkişi raporunda “aracın modeli ve km’si göz önüne alındığında, aracın arızasının yakıt ve kullanımla ilgili olmadığı (kullanıcı hatası olmadığı); ancak motorun imalatı sırasında oluşan gizli ayıp nedeni ite tespit edilemeyen ve giderilemeyen arızanın olduğu kanaatine varılmıştır” ibaresinden de açıkça anlaşılacağı üzere aracın gizli ayıplı olduğunu, tüm rutin bakımları yetkili bayice yapılmış olup, 45.000 km’de olan dava konusu aracın “motorunun değiştirilmesi” gerektiğinin belirtildiğini, müvekkilinin böyle bir talebi olmamasına karşın, ilgili servisin onarım konusunda ısrarcı olduğunu, yapılacak onarım için Ücret talep ettiğini, böyle bir değişim yapılsa, müvekkili aracını satmak istediği zaman aracında değer kaybı olacağını, 45.000 km* deki, 2 yıllık, motor değişimi gerektiren aracını verimli kullanamadığını, 5 aydır da fiilî olarak zaten kullanamadığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, dava konusu ayıplı aracın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. Maddesinin 2. Fıkrası gereği ayıpsız olanı ile değiştirilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu araçta herhangi bir üretim hatası ve/veya servis hizmetinden kaynaklanan bir ayıp bulunmadığını, dava konusu aracın 2013 yılında trafiğe çıktığını ve 2 yıl sorunsuz bir şekilde kullanıldıktan sonra arızanın gerçekleştiğini, bu durumun dahi araçta herhangi bir imalat kaynaklı ayıp olmadığını gösterdiğini, açıklanan hususlar kapsamında davanın reddine karar verilmesi gerekirse de, hakkaniyet ilkeleri gereği ayıpsız misli ile değişim yerine semenden indirim yapılması ve dava konulu araçta meydana gelen değer kaybının ve araçtan elde edilen faydaların iade edilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 29/01/2018 tarih, 2016/331 Esas, 2018/71 Karar sayılı kabul kararı davalılar tarafından istinaf edilmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu araca ilişkin taleplerin zaman aşımına uğradığını, TBK 231 maddesi gereğince 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, ayıp ve ihbar yükümlülüğüne aykırı davranıldığını, usulüne uygun ayıp ihbarının bulunmadığını, davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davalıların satıcı olmadığını, ayıptan sorumluluğun yalnızca satıcıya ait olduğunu, bilirkişi raporuna itirazların değerlendirilmediğini, dava konusu araçta üretim hatası veya üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını, davanın reddine karar verilmemesi durumunda hakkaniyet ilkeleri gereği bedel indirimine ve araçtan elde edilen faydaların iadesine karar verilmesi gerektiğini bu nedenlerle kararın kaldırılmasını istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı şirket tarafından dava dışı … satın alınan araçtaki ayıp nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece taraf delilleri toplanılmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. Davaya konu aracın ilk tescil belgesinin 02/07/2013 tarihli olduğu, davacının aracı 06/03/2014 tarihinde satın aldığı, araçtaki ayıpla ilgili ilk servise götürme tarihinin 19/05/2015 olduğu, davacı tarafından davalılara gönderilen ihtarın 25/02/2016 tarihli olduğu ve iş bu davanın 29/03/2016 tarihinde açıldığı sabittir.Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre, araçtaki sorunun üretim hatasından kaynaklandığı ve gizli ayıp olarak nitelendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dava satıcıya karşı değil ithalatçı firmaya karşı açılan imalattan kaynaklanan gizli ayıp nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi taleplidir. Aracın ilk tescil tarihinden itibaren 2 yıllık garanti süresi geçtiği sabittir.TBK 231. Maddesine göre ayıptan doğan hakların kullanılması daha uzun süre üstlenilmemişse satılanın devrinden itibaren 2 yıl içinde zaman aşımına uğrayacağı, davacının satın aldığı tarih ile dava açtığı tarih arasında 2 yıllık sürenin geçtiği açıktır. Yasa hükmü gereğince satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmekle dava zaman aşımı süresi dolmaktadır. TBK 231/son maddesi gereğince satıcının ağır kusurlu olduğu ispatlanmadığından bu hükmün uygulanması da mümkün değildir. Davalıların istinaf taleplerinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;Davalıların istinaf taleplerinin KABULÜ İle;İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 29/01/2018 tarih, 2016/331 Esas, 2018/71 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Davacının davasının zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,Peşin alınan 170,78 TL harçtan alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile arta kalan 126,38 TL harcın istem halinde davacıya verilmesine,İlk derece yargılaması nedeniyle, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT tarifesine göre hesaplanan (harçlandırılan dava değeri 10.000,00 TL olmakla bu miktar üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücretinin daha düşük olması gözönüne alındığında) 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,İstinaf kanun yolu sebebiyle alınması gereken harcın mahsubuyla artan 638,70 Tl harcın davalılara talebi halinde iadesine, İstinaf kanun yolu sebebiyle davalılar tarafından yapılan 142,50 TL(istinaf başvuru harçları) ve 32,70 (posta masrafı) olmak üzere toplam 175,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,İstinaf kanun yolu sebebiyle yapılan yargılamanın niteliği ve AAÜT göz önünde bulundurularak davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren HMK 361/1 maddesi gereğince iki hafta içerisinde yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu. 21/11/2019