Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/1285 E. 2020/877 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1285
KARAR NO: 2020/877
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/12/2017
NUMARASI: 2015/1022 Esas – 2017/1181 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/06/2020
Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/12/2017 tarihli, 2015/1022 Esas, 2017/1181 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilleri ve davalı … İnşaat Turizm San ve Tic A.Ş arasında imzalanan 07/10/2011 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi gereğince müvekkillerinin davalı şirketin İstanbul Esenyurt İlçesi … Mah.’de bulunan … ada, … parselde ( yeni … ada, … parsel ) nolu arsada inşa edeceği …-Otomobil Alışveriş Merkezi (…) adlı projesinden … Blok D:… numaralı 179,66 brüt metrekareli taşınmazı satın aldıklarını, her ne kadar sözleşmede satış bedeli 300.000,00 TL olarak gösterilmiş ise de taraflar arasında yapılan pazarlık sonucu kararlaştırılan 485.000,00 TL satış bedelinin tamamının davalı şirketin … ve … Bankası hesabına ödendiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 5.1 maddesinde, bağımsız bölümün alıcılara en geç 01/06/2012 tarihinde teslim edileceği, bu tarihte tapu devri yapılmaması halinde gecikilen her ay için kira bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, iskan ruhsatı almadığını, sözleşmede belirtilen ”…” şartına uymadığını, ayrıca kira be- deli de ödemediğini beyanla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın davalı taraftan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa hükmedilmesini talep dava etmiştir. Davalı … Inş. Turz. San ve Tic. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin onay ruhsatına ve projesine uygun olarak inşaata başladığını ancak İBBB’ce ruhsat verme yetkisinin Esenyurt Belediye Başkanlığı’nda değil, İstanbul Büyük- şehir Belediyesinde olduğu gerekçesiyle yapı ruhsatının iptal edildiğini, yapı tatil tutanağı düzenlendiğini, mühürleme ve yıkılma kararı verildiğini, bu kararın tapuya şerh edildiğini, bilahare Esenyurt Belediye Başkanlığı’nca yeniden rapı ruhsatı düzenlendiğini, İBBB tarafından yapılan işlemler ile ilgili İdare Mahkemesi’nde yapılan davaların devam ettiğini, gecikmenin mücbir sebeplerden kaynaklandığını, oluşan gecikmeden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur. İstinafa konu karar, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/12/2017 tarihli 2015/1022 Esas, 2017/1181 Karar sayılı davanın reddine yönelik kararıdır. Davacılar vekili, resmi şekilde yapılmayan Gayrimenkul satış vadi sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle feri nitelikteki ve cezai şart hükmündeki gecikme bedelinin istenmesinin mümkün olmadığı yönünde kurulan hükmün yerinde olmadığını, davalının Medeni Kanunun 2. Maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmesinin yerinde olmadığını, müvekkilince sözleşme bedelinin tamamının ödendiğini, taraflarca edimlerin büyük bir kısmı yerine getirildiğinden sözleşmenin geçerliliğini kabul etmiş sayılması gerektiğini, davalının teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE: Taraflar arasında taşınmaz alımına ilişkin harici sözleşme yapıldığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalının bu sözleşmeye konu taşınmazı belirlenen teslim süresinde teslim edip etmediği, geç teslim nedeniyle rayiç kira bedelini talep edip edemeyeceği hususundadır. İlk derece mahkemesince tarafların sunmuş oldukları deliller, belediye encümen kararı, harici sözleşme örneği, teknik şartname ve tapu kaydı dosya içerisine alınmıştır. İlk derece mahkemesince, ” … İbraz olunan bölünme planı tetkikinden; davalı … Inş. Turz. San ve Tic. A.Ş’nin tam bölünme yoluyla tasfiye edildiği, bu bölünmeden 1 Nolu … İnşaat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi, …, …’nin oluştuğu tespit edilmiştir. Her ne kadar 1 ve 2 nolu şirketler bölünme planına göre davaya konu 60 nolu ba- ğımsız bölüm ile ilgili haklı borçların 3. Nolu …. San. Tic. A.Ş’nin so- rumluluğuna bırakıldığından bahisle husumet yönünden itirazda bulunmuş iseler de; TTK 176 maddesinde ” bölünme sözleşmesi veya bölünme planına kendisine borç tahsil edilen şirket, bu suretle birinci derece sorumlu bulunan şirket alacaklarının alacakların ifa etmezse bölünmeye katılan diğer şirketler, ikinci derecede sorumlu şirketler müteselsilen sorumlu olurlar” denildiğinden bölünme ile oluşan her 3 şirketin dava konusu borç ile ilgili sorumluluklarının doğabileceği düşünülmüş, husumet itirazına itibar edilmemiş, HMK 124 md gereğince taraf değişikliği yapılarak bölünme ile oluşan her 3 şirketin davada taraf olması sağlanmıştır. Bilindiği gibi 1512 sy Noterlik Kanunu’nun 60/3 ve 89. Md gereğince noterlikçe resmi şekilde yapılmayan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi geçersizdir. Somut olayda adi şekilde yapılan dava konusu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’nin geçersiz olması nedeniyle feri nitelikteki ve cezai şart hükmündeki gecikme bedelinin ( kira zararının ) istenmesi mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/16415 Esas, 2016/7670 karar nolu, 28/04/2016 tarihli ve aynı dairenin 2014/13693 Esas, 2014/17739 karar nolu, 10/12/2014 tarihli emsal nitelikteki kararlarında da bu husus vurgulandığı…” gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki taşınmaz alımına ilişkin sözleşmenin kanunun aradığı resmi şekilde yapılmadığı ve taşınmazın tapuda devredilmediği hususunda uyuşmazlık yoktur. Dava dilekçesiyle, geçersiz sözleşmeye dayalı geç teslimden kaynaklı kira bedelinin talep edildiği, geçersiz sözleşmenin feshine yönelik bir talep bulunmadığı görülmüştür. Geçersiz sözleşmelerde, ancak sebepsiz zenginleşme ilkelerine göre verilenlerin iadesi istenebileceği için geçersiz taşınmaz satışında kira tazminatına karar verilemez. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 21/12/2015 tarih 2015/1002 Esas 2015/6494 Karar sayılı ilamı ile benzer dosyalarda Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 11/10/2016 tarih 2016/4324 Esas 2016/13266 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre taraflar arasında yapılan satış vadi sözleşmesi noterde yapılmadığı, adi yazılı olarak düzenlendiği, bu nedenlerle sözleşmenin geçerliliği bulunmadığı, sözleşme geçersiz olduğundan kararlaştırılan sözleşmenin ferisi niteliğindeki cezai şartında geçerliliği bulunmadığı, davacıların taleplerinin geç teslimden kaynaklı kira alacağına yönelik olduğu, bunun da cezai şart niteliğinde olması nedeniyle mahkemenin ret yönünde vermiş olduğu karar yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacıların istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf başvurusu için yatırılan peşin harcın mahsubuyla bakiye 18,50 TL harcın hazine adına davacılardan tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacılar üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda HMK 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu. 18/06/2020