Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2017/1594 E. 2018/223 K. 16.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1594
KARAR NO : 2018/223
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2017
NUMARASI : 2012/312 2017/153
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 16/02/2018
BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 09/03/2017 tarihli ve 2012/312 Esas, 2017/153 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
Davacı şirket, kayıtlarında yapılan incelemede takibe konu edilen senede ve senet miktarına ilişkin herhangi bir kayıt, bilgi ve belge bulunmadığının tespit edildiğini, şirketin defterlerinin ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve iştiraki olduğu … Grubunun halka açık olması dolayısıyla şirket muhasebe kayıtlarının düzenli ve sürekli olarak uluslararası standartlara uygun olarak denetlendiğini, hal böyle iken şirketçe bilinen herhangi bir belgenin, alınan bir borcun veya hizmetin kayıt dışı tutulmasının olası ve mümkün olmadığını, usulüne uygun tutulan defter ve kayıtları göre davacı şirketin böyle bir borcu olmadığını, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün.. Esas sayılı icra takibine konu senet mevcut olmadığı gibi, keşideci ile ¨300.000 borç-alacak ilişkisini doğuracak bir ilişkinin de söz konusu olmadığını, … A.Ş.’nin 05 Ekim 2010 tarihinde davacı şirketin ortağı haline geldiği ve şirketin yönetimi, temsil ve ilzam yetkilerinin 01/12/2010 tarihinde alınan yönetim kurulu kararı ile değiştirildiğini, takibe konu senette borcun muhatabı olarak gösterilen … isimli şahsın davacı şirketin bir kısım hukuki işlerini 31/12/2011 tarihine kadar yürüten avukat olduğunu, alınan hizmetlerin bedelinin kendisine nakden ödendiğini, davacı şirketin avukatla senet usulü çalışmak gibi bir uygulaması olmadığını ve avukata ödenen aylık ¨12.500 bedelin avukatın her türlü çalışmasını kapsadığını, … 19/08/2011 tarihinde imzalamış olduğu ibraname ile davacı şirket ile arasında mevcut 01/07/2011 tarihli Müşavirlik Sözleşmesi gereğince yasal vekalet ücretlerinin tamamını aldığını kabul ve beyan ettiğini, davacı şirketin icra takibine konu edildiği üzere avukattan ¨300.000 karşılığı aldığı bir hizmet bulunmadığını, davalı avukat … ile davacı şirket arasında husumet bulunduğunu, …’ın şirket aleyhine 01/07/2010 tarihli müşavirlik sözleşmesinin 4.2. maddesine göre hali hazırda takip edilen dava ve icra dosyaları için avukatlık yasası ve ilgili mevzuat hükmünce yasal vekalet ücretine kayıtsız şartsız hak kazanacağı gerekçesi ile çeşitli davaların takibini gerekçe göstererek davacı asıl sıfatı ile dava açtığını, takibe konu sonradan tanzim edildiğini düşündükleri senedin altında şirket kaşesi üzerine atılan imzanın sahibi olabileceği düşünülen … ile davacı şirket arasında husumet bulunduğunu ve imzaya itirazlarının olduğunu, ilgili senet altındaki imzanın, iş akdi feshedilmiş bulunan şirketin eski müdürü …’un imzasına benzemekle birlikte …’un elinden sadır olup olmadığının bilinmediğini, kaldı ki … ile de davacı şirket arasında husumet olduğunu, …’un şirket nezdindeki görevine 05/10/2010 tarihi itibari ile son verildiğini, ilgili senedin şirket kayıtlarında yer almadığı için senedin ne zaman doldurulduğuna ilişkin bir bilginin de mevcut olmadığını, olayların akışı gözönüne alındığında senedin davacı şirketin bilgisi dahilinde olmaksızın, senette adı geçen kişiler tarafından şirketi dolandırma kastı ile sahte olarak ve herhangi bir gerçek alacağa dayanmaksızın düzenlendiğini, sahte olarak düzenlendiği düşünülen, hükümsüz senede, varlığı iddia edilen borcun tamamına, imzaya, imza tarihinde yetkili sıfatına itirazları bulunduğunu ve böyle bir borcun varlığını kabul etmediklerini ve davacının davalıya borcu bulunmadığından bahisle alacaklı tarafından Bakırköy . İcra Müdürlüğünün.. Esas sayılı dosyası ile takibe konulan senedin sahte olması, davacı şirketin böyle bir borcunun mevcut olmaması nedeniyle sahtecilik iddiası da gözönünde bulundurularak öncelikle icranın durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini ve davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ile senedin hükümsüzlüğüne karar verilmesini, haksız ve mesnetsiz takibin ve senedin iptaline, kötü niyetli olan davalı aleyhine %40‘tan aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; icra takibine konu edilen kambiyo senedine dayalı takip sonucunda borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Başka bir deyimle İcra İflas Kanunu 72. Maddesine dayanan ticari dava niteliğindeki menfi tespit davasından ibaret olduğu tüm dosya kapsamı ile anlaşılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun 03/05/2016 tarih ve 2016/1 sayılı kararı gereğince dairemizin görevi “6098 sayılı TBK 2. kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar” olup yine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin görevi “İİK 72. Maddesine dayanan ticari dava niteliğindeki menfi tespit sonunda verilen hüküm ve kararlardan” olup taraflar arasındaki ihtilafın İİK 72. Maddesine dayanan ticari dava niteliğindeki menfi tespit talebine dayanılarak açılan bu davanın ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda anılan sayılı kararı gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin görevine giren bir davadır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 12/07/2017 tarihli, 2017/3314 Esas, 2017/2404 Karar sayılı kararıyla dairemizin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verdiğinden oluşan görev uyuşmazlığı nedeniyle dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜLDÜ:
Dairemiz ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 16/02/2018