Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2017/1574 E. 2018/239 K. 16.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1574
KARAR NO : 2018/239
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2017
NUMARASI : 2015/989 2017/219
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 19/02/2018
İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 22/02/2017 tarihli ve 2015/989 Esas, 2017/219 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
Davacı 07/11/2013 tarihinde davalı şirket hesabına 24.800,00 TL banka havalesiyle para gönderdiğini, havale dekontunda borç olarak veriyorum ibaresinin yazılı olduğunu, aralarında karz akdinin kurulduğunu, davalının borçlu olduğu halde borcunu ödemediğini, alacağının tahsili için başlattığı icra takibine davalının haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 22/02/2017 tarih, 2015/989 Esas, 2017/219 Karar sayılı Davanın KABULÜ ile; Davalının İstanbul .. İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı takibe İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN; 24.800 TL asıl alacak, üzerinden takip tarihinden itibaren borç ödeninceye 3095 sayılı kanunun %10,50 aşmamak kaydı ile değişen ve değişecek avans faziiyle birlikte birlikte davalıdan tahsili suretiyle takibin devamına, hükmolunan tutarın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu paranın şirketlerine değil o tarihte şirket müdürü olan davacının eşi …a gönderilen bir bedel olduğunu, borç olarak verildiği iddia edilen paranın şirket defterlerinde kayıtlı olmadığını, bu nedenle davacı ile aralarında karz akdinin kurulmadığını, dava dışı şirketin eski çalışanı davacının eşi olan …’ın şirket aleyhine birçok usulsüz işlemler yaptığı, bu konuda şirketin zararının giderilmesi amacıyla İstanbul 11. Asliye ticaret Mahkemesinin 2015/1256 Esas sayılı dosyasıyla davanın derdest olduğunu, icra inkar tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE: Davacı, davalıya borç verdiğini, davalının borcu ödememesi üzerine başlattığı icra takibine davalının itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bilirkişi raporu aldırılmış, davacı tarafından gönderilen havalede açıkça havalenin borç para verme nedeniyle yapıldığı yazıldığından davacının dava konusu bedeli davalı şirkete borç para olarak vermiş olduğunun kabulü gerekeceğinden bahse konu havalenin davalının banka nezdindeki mevduat hesaplarına girdiği ancak ticari defter ve kayıtlarında yer almadığı, davacının dava dışı eşi …’ın ise davalı şirketin müdürü olarak görev yaptığı 07/11/2013 tarihinde havalenin gerçekleştirildiği, davalı şirketin müdürü olarak görev yapan …’ın 30/05/2012 tarihli karar ile şirketi 10 yıl süreyle temsil ve ilzam etmek üzere yetkili kılındığı ve bu yetkili kılınmasının şirket adına münferiden olduğu, bu müdür aleyhine davalı şirket tarafından verdiği zarar nedeniyle 23/12/2013 tarihli ihtar ile görevden azledildiği, havalenin davalı şirket müdürü olan dava dışı … tarafından davalı şirketin banka hesabından çekildiği, yapılan havale nedeniyle davalı şirketin sorumlu olduğu, çekilen bedelin şirket müdürü tarafından şirket hesaplarını aktarılmamış olmasının şirket ile şirket müdürü arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiği, dava konusu havalede açıkça borç para verme nedeniyle yazıldığından havalenin gönderildiği tarihte dava dışı …’ın davalı şirketin yetkili müdürü olduğundan ve şirket yetkili müdürü olarak banka hesabından parayı çektiği anlaşıldığından yapılan havale nedeniyle davalı şirketin sorumlu olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalının istinaf taleplerinin incelenmesinde, davacının davalı şirketin banka hesabına ”borç olarak veriyorum” yazılı açıklamasıyla para gönderdiği, davalı şirketin yetkili temsilcisinin bu parayı şirketin banka hesabından çektiği şirket müdürü tarafından bu paranın şirket hesaplarına aktarılmamış olmasının şirket ile dava dışı müdürü arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiği, yapılan havale nedeniyle davalı şirketin sorumlu olduğunun kabulü gerektiği ayrıca İİK.nun 67/2 maddesi hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağın likit ve belli olması, yani borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında, takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı yararına icra-inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davacının tüm istinaf sebeplerinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
İstinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla artan 374,70 TL harcın yatıran davalıya iadesine,
Davalı tarafça istinaf yargılaması için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
İstinaf kanun yolu başvurusu nedeni ile yapılan yargılamanın niteliği ve A.A.Ü.T. Hükümleri göz önünde bulundurularak davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.
16/02/2018