Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2023/358 E. 2023/288 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/358
KARAR NO: 2023/288
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2022
NUMARASI: 2022/414 Esas, 2022/858 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/02/2023
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davalılar vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı … Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.’nin dava dışı … Bankası A.Ş.’den kredi kullandığını, kullanılan kredi nedeniyle davalıların borcun ödenmesinin temini maksadıyla bono verdiğini, avalist sıfatıyla bunlara imza attıklarını, kredi kullanan dava dışı şirket yanında bankaya olan asıl borçtan asıl borçlu gibi sorumlu olan davalıların müvekkilinin zararını da karşılamaları gerektiğini, davalılar adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malların mahkemece tespit edilerek ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiğini, davacının malvarlığındaki eksilmeyi gidermeye yönelik tazminat niteliğindeki taleplerinin kabulüne, bu nedenlerle, davacının uğradığı zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400.000,00TL olmak üzere davalılar tarafından müteselsilen ve müştereken yasal faizi ile beraber tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini; talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; “…1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, 3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,..” karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine İStanbul BAM 18. Hukuk Dairesi’nin 2021/1486 Esas- 2022/1162 Karar sayılı ilamı ile, davacının tacir olup olmadığının araştırılmaması nedeni ile kararın kaldırılmasına karar verildiğini, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılamada yeniden görevsizlik kararı verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bankadan kredi kullanılmasının, kullanılan krediye kefil olunması ve verilen bononun avalist sıfatı ile imzalanmasının ticari faaliyet olduğunu, davacının avalist sıfatı ile imza atarak krediye kefil olduğunu, aval kurumunun TTK’da düzenlendiğini, yapıaln işin mahiyeti gereğince ticari iş olduğunu, görevli mahkemelerin Ticaret Mahkemelesi olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, kefalet sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat davasıdır. Davacı, davalılardan …Ltd Şti’nin kredi borcu için, kendisine ait mesken vasfındaki taşınmazın kredi veren banka lehine ipotek verildiği, davalı …Ltd Şti’nin kullandığı krediyi geri ödememesi üzerine, davacı hakkında başlatılan icra takibi kapsamında, davacıya ait taşınmazın satıldığını, bu nedenle maddi ve manevi zararının doğduğunu, zararının satılan evin değeri kadar, ayrıca dava ve yargılama masrafları ve ferilerine ilişkin de olduğundan bahisle, zararlarının davalılardan tazminini talep etmiştir. Mahkemece her ne kadar davalılar arasında şirketler var ise de davacı tacir olmadığı gibi iş bu davanın mutlak ticari dava da sayılamayacağı, bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, davanın her safhasında re’sen gözetilir. 6102 sayılı TTK’nun 6335 sayılı Kanunla değişik 5. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK 4/1-a maddesine göre “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır”. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 3. maddesi; “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar sayıldıktan sonra devamında bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanun’un 5.maddesinin 2.fıkrasında ise bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/3. Maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. TTK’nın 4. maddesinde nelerin ticari dava olduğu açıklanmıştır. Buna göre hükümde sayılan dava ve işlerin yanı sıra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar da ticari davadır. Anılan yasa hükümleri gereği, davalı tarafın ticari işletmesi bulunmadığından ve dava konusu da maddede sayılan mutlak ticari davalardan olmadığından davaya bakmaya görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her safhasında ve re’sen nazara alınmalıdır.(Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/19310 Esas, 2019/7331 Karar sayılı ilamı) Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir. İlk derece mahkemesi kararında da değinildiği üzere, bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanunu kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir. İddia, savunma, dosya kapsamı, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının tacir olduğuna ilişkin dosyada delil olmadığından dava ticari dava sayılamayacağından davaya bakmakla görevli mahkemeler genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Bu itibarla; ilk derece mahkemesinde yazılı gerekçe ile verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İstinaf taleplerinin reddi gerekmektedir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda; davalılar …, …, …’nun istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davalılar …, …, …’nun istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız yapılması nedeni ile AAÜT m. 2/2 hükmü uyarınca davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 3.Davalılar …, …, …’ndan alınması gereken 179,90TL harcın peşin olarak yatırılan ‭359,8‬0TL’den mahsubu ile bakiye 179,90TL’nin talep halinde yatıran tarafa iadesine, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 15/02/2023 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.