Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2361
KARAR NO: 2023/1818
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2023
NUMARASI: 2023/20 Esas, 2023/245 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 11/10/2023
Taraflar arasındaki tazminat davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında 14.04.2015 tarihinde “Ajans Oyuncu Sözleşmesinin” imzalandığını, bu sözleşmenin davalı ile oyuncu ajansının arasında oyuncu için yapılacak çalışmalara esas teşkil edebilmesi ve tarafların arasında genel olarak belirlenen hak ve yükümlülüklerin belirlenebilmesi amacıyla düzenlendiğini, söz konusu anlaşmanın oyuncunun rol alacağı dizi, sinema filmi, reklam filmi gibi her türlü işten ayrıca imzalanacak olan sözleşmelere sadece bir kaynak teşkil ettiğini, oyuncunun rol alacağı projeler için ayrıca bir sözleşmenin imzalanmasının gerektiği durumda iş bu sözleşmenin iş bazında imzalanacak diğer sözleşmelerine dair genel bir metin olması dolayısıyla bir nevi ön anlaşma niteliğinde olduğunu, sözleşmede alenen “oyuncunun her zaman işi ve görüşmeleri reddetme hakkı saklı olup dilediği hususları da sözleşmeye ekletme imkanı bulunduğu” gibi hususlara hali hazırda yer verilerek oyuncunun iş seçme özgürlüğüne sahip olduğu hususunun altının çizildiğini, uygulamada her projede oyuncunun toplam almış olduğu bütçe üzerinden değerlendirme yapılarak davacı ajans tarafından hak edilecek komisyon miktarının taraflar arasında mutabık kalınmak suretiyle projeler için ayrıca imzalanan sözleşmelere eklendiğini, davalının 25.02.2016 tarihinde Beşiktaş …Noterliği vasıtasıyla … yevmiye numaralı ihtarnameyi müvekkiline göndererek ortada sözleşme veya mevzuat gereğince haklı sebep olarak nitelendirilebilecek bir husus yokken sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, bunun akabinde müvekkili tarafından davalıya gönderilen Beyoğlu …Noterliğinin 09.03.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile oyuncunun tek taraflı olarak feshe ilişkin bildiriminin geçerliliği olmadığının belirtildiğini, davalının fesih iradesini bildirmesinin hemen akabinde … Yapımcılık Ticaret Ltd. Şti ile oyuncu sözleşmesi imzaladığını, davalının sözlemeyi sırf bu şirket ile sözleşme yapabilmek adına haksız şekilde sona erdirdiğini, bu nedenle müvekkili şirkete yöneltilen ithamlar ve haksız şekilde yapılan fesih neticesinde gerçekleşen haksız fiil dolayısıyla feshin geçersizliğinin tespit edilmesi ve davacının TBK gereğince zararının tazmininin gerektiğini belirterek, davalının iddia ettiği şekilde sözleşmenin tek taraflı feshinin geçersizliğinin tespitine, MK 24 ve BK 58.maddeleri gereğince davacı adına 10.000,00 TL manevi tazminat ile TBK 57.madde gereğince şimdilik 300,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davaya konu sözleşmenin müvekkili tarafından haklı ve hukuki gerekçelerle feshedildiğini, 14.04.2015 tarihli sözleşmenin davacının müvekkili oyuncuya “kendisi ile ajans sözleşmesini imzalamazsa … isimli dizide rol verdirmeyeceği” şeklindeki beyan ve zorlaması ile müvekkili oyuncunun imzalamak zorunda kaldığı bir sözleşme olduğunu, davacının davalı müvekkili için herhangi bir medya, basın, piar, ropörtaj gibi tanıtıcı faaliyetlerde bulunmadığını, davacı tarafından müvekkili için … isimli dizi dışında başka bir iş-hizmet yapılmadığını, müvekkilinin oynadığı bu diziden de davacı şirketin ciddi gelir elde ettiğini, şirketin herhangi bir kazanç kaybı bulunmadığını, TV dizilerinde oyuncuların ücretlerinin ortalama 4 hafta içinde ödenmesine rağmen müvekkilinin oynadığı … isimli dizinin 03.02.2016 tarihinde bitmiş olmasına karşın alacaklarının Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarına yayıldığını, dizinin bitiminden itibaren 6 ay geçmesine rağmen son bölüm ücretini dahi alamadığını, davacının ajans servis ücreti adı altında davalının alacağı tüm oyunculuk ücreti üzerinde kendisini de hak sahibi yaptığını, yapımcılardan alacağı hizmet bedelini kötü niyetli şekilde sözleşmeye yazmadığını, davacının davalı oyuncunun kendisi dışında başka bir kişi ile çalışmasının yasaklandığını, sözleşmenin yasaya aykırı olduğunu ve çok ağır hükümler içerdiğini, açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “…1-Maddi tazminat yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, 2-Bakiye talebin reddine,..” karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesindeki iddialarını aynen tekrar ederek, davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğunu, manevi tazminat koşullarının oluştuğunu, müvekkili şirketin oyuncunun tanıtımına, iş görüşmelerine zaman ayırmakla, onun fotoğrafının, bilgilerinin yer aldığı e-mailleri, broşürleri yapımcı ve kanallar gibi olası müşterilerle paylaşmakla oyuncuya zaman ve finansman açısından yatırım yaptığını, karşılığında da oyuncudan tek beklentisinin belirli süreli olarak munhasıran kendisi ile çalışması olduğunu, mahkemenin sözleşmeyi her iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğundan bahisle tek taraflı fesih edilebileceği şeklindeki değerlendirmesinin son derece yanlış olduğunu, sözleşmenin Borçlar Kanunu’nun emredici hükümlerine aykırı olmadığını, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, sözleşmeinn 8.1 ve 8.2, 8.4 maddeleri uyarınca, davalının gerekçesiz şekilde sözleşmeyi fesih edemeyeceğini, müvekkili şirketin prestij kaybının dikkate alınması suretiyle manevi tazminat koşullarının oluştuğunu belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, taraflar arasında imzalanan “Ajans Oyunculuğu Sözleşmesinin” davalı tarafından tek taraflı gerçekleştirilen fesih işleminin geçersizliğinin tespiti ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Dosyaya sunulan deliller, sözleşme ve ihtarname örnekleri ile tüm dosya kapsamından; taraflar arasında 14.04.2015 tarihli Ajans Oyuncu Sözleşmesi imzalandığı, davalı tarafından davacı şirkete keşide edilen Beşiktaş …Noterliğinin 25.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile “Medeni Kanununun 2.maddesi ile Borçlar Kanununun 20, 21, 25, 27 ve 28.maddeleri gereğince haksız ve aleyhe olan, oyuncuyu ağır çalışma şartlarına mecbur bırakan ve başka bir işte çalışmasını engelleyen, yasaklayan, çalışma özgürlüğünü kısıtlayan sözleşmenin geçersiz ve yok hükmünde olduğu” beyan edilerek sözleşmenin feshedildiği, davacı tarafından davalıya keşide edilen Beyoğlu …Noterliğinin 09.03.2016 tarih ve … yevmiye sayılı cevabi ihtarname ile feshin geçersiz olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından, davacı şirkete keşide edilen Beşiktaş …Noterliğinin 25.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde , sözleşmenin baskı altında imzalandığının ,kendisine sözleşme imzalanmaması halinde … isimli dizide rol verdirmeyeceğini söylediğini, oyuncunun ücretinin davacı şirket tarafından tahsil edileceğinin sözleşmeye yazıldığını, sözleşmenin kopyasının kendisine verilmediğini, tek taraflı fesih hakkının sadece muhatap /davacı şirkete tanındığını, muhatabın sözleşmeyi ihlali halinde cezai şart öngörülmediğini, kendisi için 250.000 Amerikan dolar,fahiş ve haksız tek taraflı cezai şart yazıldığını,muhatabın ajans servis ücreti adı altında tüm oyunculuk ücreti üzerinde kendisini hak sahibi yaptığını , şahsına vereceği ajans, menajerlik ücreti olarak işveren yapımcılardan alacağı hizmet bedelini ” hizmet yüzdesini ” kötü niyetli şekilde sözleşmeye yazmadığını, tahsil yetkisinin hukuka aykırı şekilde kendisine aldığını, muhatap dışında başka bir kişi ile çalışmasının yasaklandığını, sözleşmenin yasaya aykırı olduğunu, sözleşme serbestisi ilkesini ve çalışma özgürlüğünü kısıtladığını, kişilik haklarına aykırı olduğunu beyanla; genel işlem şartlarından olduğunu bildirerek sözleşmeyi fesih ettiği görülmüştür.Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının sözleşmeyi feshetmiş olması sebebiyle, sözleşmenin tek taraflı feshin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, 27/02/2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile de maddi tazminat taleplerinden vazgeçerek sadece 10.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebinden vazgeçip manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi tazminatın yasal unsurları TBK.nun 58.m.sinde;”- Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Manevi tazminat taleplerinde 6098 sayılı TBK’nun 56.(818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47.) maddesi hükmüne göre, Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, Hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Davalının Beşiktaş …Noterliğinin 25.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesindeki beyanlarının davacı şirketin M.K. 24.madde de düzenlenen kişilik haklarını zedeleyici nitelikte bulunmadığı, TBK 58.madde de düzenlenen manevi tazminat koşullarının oluşmadığı, ihtarname içeriğinde de davalının kişilik haklarını zedeleyici ibarelerin bulunmadığı görülmekle manevi tazminat koşulları oluşmamıştır. Bu nedenlerle maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminata ilişkin davanın reddine ilişkin olarak verilen mahkeme karar ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İstinaf taleplerinin reddi gereklidir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız yapılması nedeni ile AAÜT m. 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin olarak yatırılan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11/10/2023 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.