Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2023/23 E. 2023/174 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/23
KARAR NO: 2023/174
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/12/2022
NUMARASI: 2022/419 Esas 2022/885 Karar
DAVANIN KONUSU: Satışın İptali
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Taraflar arasındaki davasında; davacının ihtiyati tedbir talebini reddine yönelik verilen ara kararına karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14.05.2021 tarihinde talepte bulunarak pazarlık usulü satışta teklifte bulunabilmek için geminin bulunduğu Kamerun ülkesinin Doubla limanındaki borçlarının listesi talep edilmesine rağmen cevap verilmediğini, İflas İdaresinin 20.05.2021 tarihli pazarlıkla satış sonuç tutanağında, satış bedelinden Doualadaki tüm borçların ödenerek alıcıya borçlarından ari olarak teslim edileceğinin belirtildiğini, bu önemli husus satış şartnamesinde belirtilmediğini, satış şartnanesinde Douala limanında borçların iflas idaresince ödeneceği açıkça belirtilmeden satış işlemin Douala limanındaki borçların kendilerine ait olacak şekilde satış yapılması satış şartnamesine aykırı bir işlem olup, satışın iptali sebebi ve haksız bir satış şartları oluşmasına sebep olduğunu, müvekkili firma sözlü olarak Doula limanındaki borçlar kendilerine ait olmak üzere USD 1.600.00 teklif etmiş ve bu pazarlık satış sonuç tutanağında belirtildiğini, iflas idaresince düzenlenen pazarlık satış sonuç tutanağında gemiyi, Doula limanındaki tüm borçlar iflas idaresince ödenip borçtan ari olarak teslim etmek kaydıyla … Tic. A.Ş.firmasının USD 2.580.000 lık teklifi kabul edildiğini, müvekkilinin teklifi ise Doula liman masraflarının kendilerine ait olmak üzere verildiğini, bu teklifi Doula limanında tüm borçlar İflas İdaresine ait olmak üzere hesaplandığında müvekkilinin teklifi USD 3.231.271 olduğunu, bu durumda müvekkilinin teklifinin en iyi teklif olup, geminin müvekkiline verilmesi gerekirken farklı ve yanlış hesaplama ile gemi USD 2.580.000 fiyat teklifi veren … Tic. A.Ş.firmasına satıldığını, iflas idaresinin bu satış şeklinde hatalı bir işlem yapmış olup, daha düşük teklif ile geminin … Tic. A.Ş.firmasına satılması satışın iptali sebebi olduğunu, iflas idaresi ve İcra Müdürlüğünün kendisinin ele geçirmediği gemiyi İİK. Hükümlerine göre satması kanunen mümkün olmadığını, kaldı ki Kamerun ilkesinin Douala limanında zaten hiçbir şekilde satış yetkisi de mevcut olmadığından kendi yetki çevresi dışında yapılan bu satışın yok hükmünde olduğuna karar verilmesi gerektiğini, dosyaya sunulan kıymet taktiri raporu da Hollanda da bulunan bir ekspertiz firmasına yaptırıldığını, yabancı bir ekspertiz firmasınca yaptırılan kıymet taktiri raporu zaten İcra ve İflas hükümlerine göre kabul edilemeyeceğini, icra müdürlüğünün bilirkişi listesinde adı bulunan bir uzmana kıymet taktiri yaptırılması kanunen gerekli olduğunu, ayrıca icra müdürlüğü kıymet taktiri yapılabilmesi için de öncelikle gemiyi ele geçirmesi gerektiğini, satış işlemlerine devam edilebilmesi için rehinli takiplerde malı icra müdürlüğünün ele geçirmesi ve muhafaza altına alınması gerektiğini, icra müdürlüğü gemi muhafaza altına alınmadan İİK 103. Maddesi uyarınca muhafaza tutanağı düzenlenmeden satış işlemine devam edilemeyeceğini ileri sürerek İstanbul Anadolu … İcra ve İflas İdaresi tarafından pazarlık usulü ile Kamerun Ülkesi Doula Limanında bulunan “…” gemisinin satışının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Tasfiye işlemleri İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası ile devam eden müflis … A.Ş. iflas masasına ait “…” isimli geminin pazarlıkla satışının iptali için bu davanın açıldığını 25.05.2021 tarihinde davacı vekilinin iflas dosyasına göndermiş olduğu talep dilekçesi vasıtasıyla öğrendiklerini, HMK 119/1-ç ve d ile 120. maddelerinde yer alan düzenlemeler uyarınca davanın açılışında, dava türü, husumetin yöneltildiği taraf, davaya esas değer ve yatırılan harç miktarı bakımından usule aykırılıklar mevcut olduğundan davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, … AŞ hakkında İstanbul Anadolu 3. ASTM’nin 2013/272 esas sayılı dosyasından 19.10.2016 günü saat 18:46’dan itibaren iflas kararı verildiğini, iflas tasfiye işlemlerinin İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasından devam ettiğini, müflis hakkında yürütülen tasfiye şeklinin adi tasfiye olup müflis şirketi temsil yetkisinin iflas idaresine ait olduğunu, bu sebeple öncelikle bu davada İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü değil ayrı ayrı her bir iflas idaresi memurunun taraf olarak gösterilmesi ve husumetin İflas İdaresine yöneltilmesinin yasal zorunluluk olduğunu, davanın İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğüne karşı açılmış olması yasanın amir hükümlerine aykırı olduğunu, davada taraf olarak iflas idaresi gösterilmemiş olmakla birlikte her ne kadar tevzi formunda dava türü olarak “Ticari Şirket (Fesih İstemli)” olarak belirtilmiş ise de davacı vekilinin iflas müdürlüğüne sunmuş olduğu talepten müflis şirketin malvarlığında bulunan “…” isimli geminin pazarlıkla satışının iptal edilmesinin talep edildiği anlaşıldığı, pazarlıkla satış bedelinin davacı tarafından açıkça bilinmesine rağmen davanın dava esas değeri belirtilmeksizin maktu harç üzerinden davanın ikame edildiğini, dava konusu geminin pazarlıkla satış bedeli 2.580.000,00 USD olduğunu, davanın açıldığı 25.05.2021 günkü kura göre TL karşılığı üzerinden nisbi harcın tamamlattırılmasını aksi halde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın niteliği gereği bir ticari dava olmadığını, iflas tasfiyesi sırasında yapılan pazarlıkla satışın iptaline ilişkin bir dava olduğundan Yargıtay tarafından da içtihat haline getirildiği üzere bu tür davalara bakmakta genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğunu, davacı şirketin bu davayı tüm usul kurallarına aykırı olarak ikame etmesinin yanında kötü niyetli hareket ederek müflis şirket iflas masasını dolayısıyla şirketin tüm alacaklılarını zor duruma düşürmek ve tasfiyenin tamamlanmasını engellemek niyetinde olduğunu, hiçbir şekilde taraf sıfatı bulunmadığı halde bu davayı ikame ettiğini, İİK 184. maddesinde yer alan “İflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. İflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya girer.” düzenlemesi gereğince müflis şirketin Kamerun’da bulunan gemisinin de iflas masasına girdiğini, masanın malvarlığında olduğunu, müflisin maliki bulunduğu Kamerun’un Duala limanında bağlı bulunan … gemisinin satış şeklinin belirlenmesi için 19.02.2021 tarihinde, saat 15:00’de İstanbul Anadolu Adliyesi … Blok, … Kat, … Nolu Seminer Salonunda yapılan Olağanüstü Alacaklılar Toplantısında, rehin alacaklısı olan … Bankasının yaptıracağı kıymet takdirinden düşük olmamak kaydı ile geminin pazarlıkla satışının yapılmasına ve bu işlemleri yapmak üzere İflas idare Memurlarına yetki verilmesine oy çokluğu ile karar verildiğini, alacaklılarla yapılan toplantıya davacı şirketle bağı olduğu açık olan …’ın da bizzat katıldığını, hatta toplantıda söz alarak katılımcılara hitaben bir konuşma da yaptığını, ipotek alacaklısının talebi ve 19.02.2021 tarihli Olağanüstü Alacaklılar toplantısında alınan karar doğrultusunda Kamerun’un Duala limanında bağlı bulunan … gemisinin pazarlıkla satışının yapılması ile ilgili işlemlerin başlatıldığını, İflas İdaresince hazırlanan satış ilanı ve şartnamesi hazırlanarak 07.05.2021 tarihinde … gazetesinde ilan edildiğini, geminin satışı ile ilgili ilan açık olduğunu, pazarlıkla satış işlemi ancak 18.05.2021 tarihine taliplilerin İflas Müdürlüğüne sunacakları yazılı teklifler üzerinden, bu tarihe kadar talipliler ve İflas İdaresi Memurları arasında yapılacak görüşme ve pazarlıklar neticesinde gerçekleştirileceğini, İflas idaresince düzenlenen 20.05.2021 tarihli Pazarlıkla Satış Sonuç Tutanağında da açıkça belirtildiği üzere 14.05.2021 tarihinde davacı … vekili Av. … tarafından İflas Müdürlüğü’ne verilen dilekçe ile teklif verebilmek için bir takım bilgilerin verilmesini talep edilmiş ise de 18.05.2021 tarihinde şirket yetkilisi olduğunu belirten …, ismini açıklamayan uzun boylu bir kişi ve vekilleri olarak Av. …, İflas İdare memuru …’in ofisinde iflas idaresi memurları ile yüz yüze pazarlık ile satış görüşmesi yapıldığını, görüşmede kendilerinin satış bedeli olarak 1.600.000,00 USD ödeyebileceklerini, ancak İflas masasına satış bedelini yatırmadan önce satışa konu geminin mülkiyetinin adlarına tescilini, Kamerun’daki borçları temizledikten sonra ise satış bedelini İflas masasına ödeyeceklerini sözlü olarak belirtmişlerse de İflas İdaresi olarak net bir teklif verilmesi ve yazılı olması gerektiği bildirildiğinde avukatına dönerek “ben bu şekilde gemiyi satın alamam dediğinde”, avukatı tekliflerini UYAP üzerinden sunacaklarını ifade ettiklerini, ancak yazılı olarak tekliflerini 18.05.2021 tarihi itibari ile İflas Müdürlüğü’ne sunmadıkları anlaşıldığı gibi bir daha iflas idaresi ile telefonla veya yüz yüze görüşme yapmadıklarını, dava dilekçesinden davacı şirketin yetkilisinin … değil … olduğu anlaşılıyor ise de görüşmeye … ile ismini açıklamayan uzun boylu bir erkeğin avukat … ile birlikte katıldığını ve tüm konuşmaları …’ın yaptığını, Ticaret Sicil kayıtları incelendiğinde; Davacı şirket …’nın yetkilisi olan …’ün aynı zamanda …’ın ortak olduğu ve İflas İdaresi kararlarına karşı dava açan … Ticaret Ltd. Şti.’nin ortaklarından biri olduğu tespit edildiğini, davacı şirket adına pazarlığa gelen …’ın, hem İflas İdaresi hem de İflas Müdürlüğü tarafından şahsen bilinen ve sürekli İflas Müdürlüğüne gelip dava konusu gemi satışı için yapılan tüm işlemleri takip eden, İflas idaresi memurlarını telefonla sürekli arayan, hatta Kamerun’a gidip dava konusu gemi ile ilgili yetkili olduğunu, gemiyi satın aldığını söyleyen bir şahıs olduğunu, bu nedenlerle şu anki tek amaçlarının geminin İflas Müdürlüğü kanalı ile satışının engellenmesi olduğunu, davacı şirketin daha önce de … Ticaret Ltd. Şti. vasıtasıyla satışa ilişkin iflas idaresi kararlarının iptali için dava açtıklarını ancak açılan davaların reddedildiğini, bu itibarla satış ilanında yer alan yazılı teklif şartını dahi sağlamamış olan davacı şirketin bu davada taraf sıfatının olmasın mümkün olmayacağı gibi davayı açmakta hukuki yararının bulunduğundan da söz edilemeyeceğini, Müflis İflas Masası defter ve kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere satışı yapılan geminin 6 yıldan fazla bir süredir Kamerun’un Duala Limanında bağlı olduğunu, denizde tehlike arz ettiğinden İflas Müdürlüğüne yazılar yazıldığını, son olarak Kamerun Dışişleri Bakanlığınca, Türk Büyükelçiliği’ne gönderilen 12.02.2021 tarihli yazıda, satışa konu geminin deniz trafiği ve deniz güvenliği açısından tehlike arz ettiğini, 3 ay içinde gemi ile ilgili tüm işlemlerin resmi olarak tamamlanması, aksi takdirde geminin “hurda” statüsüne döndürüleceğinin ihtar edildiğini, geminin hurdaya çıkarılması demek geriye dönüşü imkansız şekilde seferden men edilmesi anlamına geleceğini, davacının amacının da geminin hurdaya çıkması ve hurda fiyatına satın almak olduğunu, gemi hurda fiyatına satıldığında iflas masası veya rehin alacaklısı tek kuruş para alamayacağı gibi geminin bağlı kalmasından kaynaklı doğmuş olan tüm borçların da iflas masasının borcu olacağını, masaya gelecek borçlar masa borcu niteliğinde olacağından işçilerin alacağının dahi önünde geçeceğini, tüm bu hususlar nedeni ile müflis masasında alacaklı bulunanların olağanüstü alacaklılar toplantısına çağırıldığını, tüm bu hususlar açıklanarak davacı şirketin vekilinin de kabul oyu ile pazarlıkla satış yetkisinin alındığını, satış ilanında geminin tam satış bedeli, teslim şekli, masraflar vs. talipliler ve İflas İdaresi arasında yapılacak pazarlıkta belirleneceğinin açıkça yazdığını ve yapılan pazarlıklarda taliplilerin de satın aldıkları gemiyi Kamerun’dan kendilerinin teslim almayı kabul ederek aldıklarını, Kamerun’da bağlı bulunan geminin çalışır vaziyette olmadığı konusunda ihtilaf olmadığını, İflas masasının çalışır vaziyette olmayan gemiyi ülkemize getirmesi için ortalama 1.000.000,00 USD’a ihtiyacı bulunduğundan geminin rehin alacaklısı olan … Bankasının onayı ve talebi doğrultusunda satıldığını, geminin limanda bağlı kaldığı her gün değerinin kaybolduğunu, bağlı olduğu limana olan borçlarının arttığını, ayrıca gemi sahipsiz bir şekilde bağlı olduğundan hırsızlıklara karşıda korunamadığını, geminin fırtınada sürüklenmesi halinde ise hem maddi hem de manevi telafisi asla mümkün olmayacak zararlar meydana geleceğini, bu nedenlerle her bir adımı yasalara uygun ve müflis şirket alacaklılarının onayından geçmiş olan satış işleminin ivedilikle tamamlanması gerektiğini, satışın mevcut haliyle tamamlanması halinde hem gemi satış bedelinin masa malvarlığına dahil olarak rehinli alacaklının borçlarının ödenmesinde kullanılacağı gibi hem de masaya 10.000.000,00TL civarında borç yükü binmesinin önleneceğini, bu nedenlerle davanın hukuki yarar yokluğu ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunduğu görülmüştür. Dairemize gönderilen dosyanın ön incelenmesi sonucu, Dairemizin 2022/3900 E 2022/2856 K sayılı ilamı ile Dairemizin görevsizliğine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin görevli olduğuna karar verilmiş, dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesine gönderilmiş, 2022/2262 E 2022/1608 K sayılı ilamı ile Dairemizin görevli olduğuna karar verilerek, dosya Başkanlar Kuruluna gönderilmiş, Başkanlar kurulunun 2022/587 E 2022/587 K sayılı ilamı ile Dairemizin görevli olduğuna karar verilerek, dosya yeniden dairemize gönderilmiş ve yukarıda belirtilen esasına kaydının yapıldığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince; “30/09/2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin bu ara kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemece gönderilen istinaf formundan da anlaşılacağı üzere Dairemizce sadece 30/09/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın istinafının değerlendirilmesi gerekmektedir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde ;”14/05/2021 tarihinde talepte bulunarak pazarlık usulü satışta teklifte bulunabilmek için geminin bulunduğu Kamerun ülkesinin Doula limanındaki borçlarının listesi talep edilmesine rağmen bu talebimize cevap dahi verilmemiştir. İflas İdaresinin 20/05/2021 tarihli pazarlıkla satış sonuç tutanağında, satış bedelinden Douala’daki tüm borçların ödenerek alıcıya borçlarından ari olarak teslim edileceği belirtilmiştir. Bu önemli husus satış şartnamesinde belirtilmemiştir. Satış Şartnamesinde Douala limanında borçların iflas idaresince ödeneceği açıkça belirtilmeden satış işlemin Douala limanındaki borçların kendilerine ait olacak şekilde satış yapılması satış şartnamesine aykırı bir işlem olup, satışın iptali sebebidir ve haksız bir satış şartları oluşmasına sebep olmuştur. Müvekkil firma sözlü olarak Doula limanındaki borçlar kendilerine ait olmak üzere 1.600.000,00 USD teklif etmiş ve bu pazarlık satış sonuç tutanağında belirtilmiştir. İflas İdaresince düzenlenen Pazarlık satış sonuç tutanağında, gemiyi, Doula limanındaki tüm borçlar iflas idairesince ödenip borçtan ari olarak teslim etmek kaydıyla … Tic AŞ firmasının USD 2.580.000 lık teklifi kabul edilmiştir. Ekte sunulan, Douala limanında iflas idaresince atanan hukuk bürosunun yazısında görüleceği üzere toplam US$ 1.631.271 olmak üzere liman masrafı, personel, muhafaza şirketi, tedarik vs borçları olduğu belirtilmektedir. Müvekkilin teklifi ise Doula liman masrafları kendilerine ait olmak üzere verilmiştir. Bu teklifi Doula limanında tüm borçlar İflas İdaresine ait olmak üzere hesaplandığında müvekkilin teklifi 3.231.271 USD olmaktadır. Bu durumda müvekkilin teklifi en iyi teklif olup, gemi müvekkilime verilmesi gerekirken, farklı ve yanlış hesaplama ile gemi US$ 2.580.000 fiyat teklifi veren … AŞ. Firmasına satılmıştır. İflas İdaresi bu satış şeklinde hatalı bir işlem yapmış olup, daha düşük teklif ile geminin … Tic A.Ş firmasına satılması satışın iptali sebebidir. İflas İdaresi ve İcra müdürlüğünün kendisinin ele geçirmediği gemiyi İİK hükümlerine göre satması kanunen mümkün değildir. Kaldı ki, Kamerun ilkesinin Douala limanında zaten hiçbir şekilde satış yetkisi de mevcut olmadığından, kendi yetki çevresi dışında yapılan bu satışın YOK HÜKMÜNDE olduğuna karar verilmesi gereklidir. “Rehinli malın icra dairesine tevdii gerekir. İcra dairesinde kanunen yüklenmiş bulunan mükellefiyetlerin ifa edilmesi buna bağlıdır. Rehinli mal tevdii edilmezse paraya çevirme talebi Hükümsüzdür.[İcra Hukuku Esasları,Prof.Dr.Saim Üstündağ,sayfa 388 ] İK md. 360′ a göre, haczedilen malların başka bir yerde bulunması durumunda satış, istinabe suretiyle yapılacaktır. İİK md. 79/f. 2′ ye benzer şekilde, kanunun lafzı dikkate alındığında, başka yerde bulunan malların satışı işleminin, yetki çevresini aşan icra dairesi tarafından yapılamayacağı kabul edilmelidir. satışa konu olacak malların başka bir icra dairesinin yetki alanında kalması durumunda, o yer icra dairesine talimat yazılarak satış işleminin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Dolayısıyla, icra dairesinin, yetki çevresi dışında kalan malların satış işlemini istinabe etmeksizin yapması durumunda, kanuna ve kamu düzenine aykırılıktan dolayı ilgililer, süresiz (her zaman) şikayet yoluna müracaat edebilecektir. TTK 1350.maddesinde de yurt dışındaki gemilerin cebri icra satışının bulunduğu ülkenin hukukuna göre orada yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Dosyaya sunulan kıymet takdiri raporu Hollanda da bulunan bir ekspertiz firmasına yaptırılmıştır. Yabancı bir ekspertiz firmasınca yaptırılan kıymet takdiri raporu zaten İcra ve İflas hükümlerine göre kabul edilemez. İcra Müdürlüğünün bilirkişi listesinde adı bulunan bir uzmana kıymet takdiri yaptırılması kanunen gereklidir. Ayrıca İcra Müdürlüğü kıymet takdiri yapabilmesi için de öncelikle gemiyi ele geçirmesi gereklidir. Satış işlemlerine devam edilebilmesi için rehinli takiplerde malı icra müdürlüğünün ele geçirmesi ve muhafaza altına alması gerekir. İcra müdürlüğü gemi muhafaza altına alınmadan İİK 103. maddesi uyarınca muhafaza tutanağı düzenlenmeden satış işlemine devam edilemez.“İcra Memuru, menkullerde satış talebi üzerine gayrimenkullerde Türk hukukunda takip üzerinde (m.150) Rehinli malın kıymet takdiri edilir. Satış talep edilirken menkul malın icra dairesine tevdi edilmiş olması gerekir [İcra Hukuku,2012,Prof.Dr.Kamil Yıldırım,sayfa 289] Hem dava dilekçemizde hem de yukarıda sayılan bu hususlara rağmen yerel mahkeme; haksız ve hukuka aykırı olarak ihtiyati tedbir talebimizi reddetmiştir. Yerel mahkeme tarafından verilen kararda, ihtiyati tedbirin tanımı yapılmış ve hakime bırakılan takdir yetkisinden bahsedilmiştir. Gerekçe olarak ise sadece yaklaşık ispat şartının dosyada oluşmadığı belirtilmiş ve bu nedenle ihtiyati tedbir talebimizin reddine karar vermiştir. Oysa çok detaylı bir şekilde yerel mahkemeye de anlatıldığı üzere; iflas idaresinin yapmış olduğu işlem hukuka aykırıdır. Gerekçeleri net bir şekilde yukarıda da anlatılmıştır. Hatta kanun maddelerine ve makalelere yer verilerek gerekçeleri anlatılmıştır. Tarafımızca kanun maddeleri açık bir şekilde gösterilmişken, dava konusuna ilişkin makalelere yer verilmişken, yerel mahkemenin yaklaşık ispat oluşmadığından bahisle ihtiyati tedbir talebimizin reddine karar vermesi hukuka aykırılık teşkil ettiği gibi, tedbir kararının verilmemesi telafisi güç veya imkansız zararların da ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir. ” Şeklindeki beyanlarla verilen kararın kaldırılarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Değerlendirme: Dava; İstanbul Anadolu … İcra ve İflas İdaresi tarafından pazarlık usulü ile Kamerun Ülkesi Doula Limanında bulunan “…” gemisinin iflas idaresince pazarlık suretiyle yapılan satışının iptaline karar verilmesi talebini içermektedir. 2004 s.İİK.nun 136 m.si uyarınca taşınmazların satışına ilişkin hükümlerin gemilere uygulanması düzenlenmiş olup,İİK.nun136.m.si hükmüne göre;”- (Değişik madde: 14/01/2011-6103 S.K./41.md.) Taşınmaz malların satışına ilişkin hükümler, bayrağı dikkate alınmaksızın gemi siciline kayıtlı bütün gemiler hakkında da uygulanır. Bu hükümlerde geçen “tapu sicili” terimi gemi sicilini, “ipotek” terimi gemi ipoteklerini ve “irtifak hakkı” terimi sicile kayıtlı gemiler üzerindeki intifa hakkını ifade eder.” şeklinde düzenlenmiştir. 2004 s.İİK.nun 129.m.sinde gayrimenkuller hakkındaki ihalenini feshi; 129 (Değişik madde :02/07/2012-6352 S.K./31.md.) Birinci ve ikinci ihale icra memuru tarafından, ilanda belirlenen yer, gün ve saatte, elektronik ortamda verilen en yüksek teklif üzerinden başlatılır. Taşınmaz üç defa bağırıldıktan sonra, elektronik ortamda verilen en yüksek teklif de değerlendirilerek, en çok artırana ihale edilir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen bedelinin yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar o malla temin edilmişse bu suretle rüçhanı olan alacakların mecmuundan fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını aşması gerekir. Birinci ihalede, alıcı çıkmazsa veya bu maddede yazılı miktara ulaşılmazsa satış icra memuru tarafından geri bırakılır.İkinci ihalede, alıcı çıkmazsa veya bu maddede yazılı şartlar gerçekleşmezse satış talebi düşer.” şeklinde düzenlenmiştir.Gemilerin haczi ve cebri icra yoluyla satışı ile ilgili yasal düzenlemeye göre 6102 s.TTK:nun 1382.nci m.si hükmüne göre -” (1) Türk ve yabancı bayraklı bütün gemilerin kesin haczinde, ihtiyati hacze ilişkin 1364 ilâ 1368 inci maddeler uygulanır.(2) Gemilerin icra yoluyla haczinde, alacağın 1352 nci maddede sayılan deniz alacaklarından olması şartı aranmaz.” Gemilerin satışı yoluyla Paraya çevirme işlemi 6102 s.TTK.nun 1383.nci m.si hükmüne göre “- (1) Bir sicile kayıtlı olan Türk ve yabancı bayraklı gemiler, İcra ve İflas Kanununun taşınmazların satışına ilişkin hükümlerine göre, bir sicile kayıtlı olmayan Türk ve yabancı bayraklı gemiler ise, aynı Kanunun taşınırların satışına ilişkin hükümleri uyarınca paraya çevrilirler.” Yabancı sicile kayıtlı gemilerin satışı için hazırlıklar 6102 s.TTK.nun1384.ncü m.sinde ;”- (1) Yabancı bir sicile kayıtlı geminin satışı istenildiğinde, icra müdürü, o geminin bayrağını taşıdığı devletin konsolosluğuna bu hususu bildirir ve mükellefiyetler listesinin hazırlanmasını gerçekleştirmek için geminin sicil kaydını ister. Alacaklı da, sicil kaydının onaylı bir suretini icra dairesine sunabilir. Bu durumda, hangi kayıt önce gelirse, liste o kayda göre hazırlanır.(2) İcra ve İflas Kanununun 126 ncı maddesi uyarınca yapılacak ilanın, icra müdürü veya ilgililer tarafından;a) Geminin kayıtlı olduğu sicil devletinde, gemi sicilini tutmakla yükümlü olan makama,b) Tescil edilmiş akdî rehin alacaklılarına,c) İcra dairesine bildirilmiş olmaları kaydıyla kanuni rehin alacaklılarına,d) Geminin sicile kayıtlı malikine, bildirilmesi veya gideri ilgililer tarafından karşılanmak şartıyla tirajı ellibin üzerinde olan ve sicilin fiilen tutulduğu ülke düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biriyle ilan edilmesi zorunludur.(3) İkinci fıkrada belirtilen yazılı bildirim, iadeli taahhütlü mektupla, bildirimin muhataba ulaştığını doğrulayan elektronik iletişim araçlarıyla veya başkaca uygun bir yol ve araçla yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir.Gemilerin Pazarlık suretiyle satışı 6102 s.TTK.nun 1387- (1) Bütün ilgililer ister veya 1386 ncı maddede gösterilen hâller gerçekleşirse, gemi pazarlık suretiyle satılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Gemilerin Satış ve ihalenin sonucu 6102 s.TTK.nun 1388.m.sinde “- (1) Alıcı, icra dairesi tarafından gemi kendisine ihale edildiği veya satıldığı anda, geminin mülkiyetini iktisap eder.(2) Satış bedeli icra dairesine ödendiği anda, ipotek alacaklısının rızasıyla alıcı tarafından yüklenilenler dışında, gemi üzerindeki bütün ayni ve kişisel haklar, külfetler ve sınırlandırmalar sona erer. 1386 ncı maddenin dördüncü fıkrası hükmü burada da uygulanır.(3) Bu madde, bayrağı ve sicile kayıtlı olup olmadığı dikkate alınmaksızın bütün gemiler hakkında geçerlidir.” şeklinde düzenlenmiştir.Davacı vekili 18/07/2022 tarihli dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … İcra ve İflas İdaresi tarafından pazarlık usulü ile satışı yaplıdığı bildirilen Kamerun Ülkesi Doula Limanında bulunan “…” isimli davaya konu geminin üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiş olup, davacnın bu ihtiyati tedbir talebinin ilk derece mahkemesince yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği kanaati ile 30/09/2022 tarihinde verilen ara kararla ihtiyati tedbir talebinin reddedildiği görülmüştür.2004 s.İİK.nun 136.m.si ve devamı maddelerinde ve Gemilerin satış ve ihalesi ile pazarılık suretiyle satışına ilişkin 6102 s.TTK.nun 1382-1387.maddeleri ve devamı maddelerinde iflas idaresi tarafından yapılan gemilerin ihalesi ve pazarlık suretiyle satışına ilişkin olarak ihalenin veya pazarlık suretiyle satışın tedbiren durdurulmasına hususunda herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik değerlendirmenin 6100 s.HMK:nun 389-394.m.leri hükümlerine göre yapılması gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 389 – 391 maddelerinde ihtiyati tedbir kararının usul ve esasları düzenlenmiş olup, bu yasal düzenlemeye göre; HMK m. 389- “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” HMK m. 390- “(1) İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. (2) Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. (3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; davacının, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat kuralı uyarınca ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Dosya kapsamına göre;14.05.2021 tarihinde … vekili tarafından iflas Müdürlüğü’ne verilen dilekçe ile ihaleye teklif verebilmek için bir takım bilgilerin verilmesini talep edildiği, 18.05.2021 tarihinde şirket yetkilisi olduğunu belirten … ile birlikte Av. …, İflas İdare memuru …’in ofisinde iflas idaresi memurları ile yüz yüze pazarlık ile satış görüşmesi yapıldığının beyan edildiği, görüşmede kendilerinin satış bedeli olarak 1.600.000,00 USD + Kamerun’da ki borçların da kendilerine ait olmak üzere sözlü teklifte bulundukları, tekliflerini Uyap’tan sunacaklarını ifade ettikleri ancak – yazılı olarak tekliflerini 18.05.2021 tarihi itibari ile iflas Müdürlüğü’ne sunmadıklarını beyan ettikleri,pazarlık suretiyle satış bedeli ve yasal süre içinde teminatın yatırılması konusunda İflas İdaresi ile telefonla veya yüz yüze görüşme yapmadıklarının ispat edilememiş olduğu anlaşılmış olmakla davacı tarafın iş bu dosyada ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği gerekçesine dayanıldığı, davacının istinaf itirazlarında dayanılan tüm yasal düzenlemeler icraen yapılan satışlara dair düzenlemeler olup müsnet olayda davacı vekilinin iflas müdürlüğüne sunmuş olduğu talepten müflis şirketin malvarlığında bulunan “…” isimli geminin pazarlık suretiyle satışının iptal edilmesinin talep edildiği anlaşıldığı ve İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü’nün … iflas nolu dosyasında 20.05.2021 tarihli iflas idaresi tarafından pazarlık suretiyle yapılan satış sonuç tutanağına göre; Müflis … AŞ’nin maliki bulunduğu Kamerun’un Duala limanında bağlı bulunan … gemisinin satışı ile ilgili yapılan ilan üzerine,Sunulan tüm tekliflerin değerlendirilmesi ve yazılı tekliflerin verilmesinden sonra dava dışı … San. Tic. AŞ’nin. ise 2.580.000,00 USD + KDV (İki milyon beşyüz seksen bin Amerikan Doları + KDV) olacak şekilde revize edildiği ve nihai olarak yapılan görüşme sonunda “Kamerun’un Duala Limanında bağlı bulunan … Gemisinin pazarlıkla satış bedeli olarak 2.580.000,00 USD + KDV (İkimilyonbeşyüzseksenbin Amerikan Doları + KDV) olacak şekilde … Tic. AŞ. ile anlaşma sağlandığı, … San. Tic. AŞ. Ye İstanbul Anadolu … İcra ve İflas İdaresi tarafından pazarlık usulü ile Kamerun Ülkesi Doula Limanında bulunan “…” gemisinin satışına karar verildiği,Yüksek Yargıtay emsal içtihatlarında istikrarlı olarak vurgulandığı üzere 6100 s.HMK.nun 389-394.m.leri kapsamında davanın sonunda tüm deliler toplandıktan sonra hüküm ile karar verilebilecek nitelikte hüküm sonucunu sağlayıcı ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, bu değerlendirmeler kapsamına göre ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı tarafın istinaf isteminin yerinde olmadığı görülmüştür. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız yapılması nedeni ile AAÜT m. 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken harçlar peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 26/01/2023 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.