Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2023/1097 E. 2023/951 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1097
KARAR NO: 2023/951
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2022
NUMARASI: 2021/1027 Esas 2022/1183 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
Taraflar arasındaki davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Başkanı … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı … San. ve Gayrimenkul Limited Şirketi iş ortaklığı tarafından, İstanbul ili, Başakşehir ilçesi, … Mahallesi adresinde bulunan … pafta, … ada, .. parsel numaralı taşınmaz (“Taşınmaz”) üzerinde, “…” isimli bir proje inşa edildiğini, müvekkili Şirketin, taşınmaz üzerinde bulunan, mülkiyeti Davalı …’na ait, … Blok- .. numaralı villayı (“… no.lu Villa”) 315.000,00- ABD Doları bedel karşılığında 02.10.2017 tarihinde satın aldığını, .. no.lu villayı müvekkilimize devreden Davalı …, satış bedeli olan 315.000,00- ABD Dolarının çoğunluk hissesinin sahibi olduğu diğer Davalı … Dış Tic. Limited Şirketine ait banka hesabına ödenmesini talep ettiğini, …’nun, Davalı … Şirketi’nin toplamda 5.000.000 TL değerindeki hisselerinin 4.999.975 TL karşılığındaki hisselerine sahip olduğunu, bu sebeple müvekkilinin, … no.lu villanın satış bedeli olan 315.000,00- ABD Dolarını Davalı …’ya banka kanalıyla ödediğini, müvekkili şirketin ayrıca, davalı …’ya ait, yine aynı Taşınmaz üzerinde bulunan … Blok-.. numaralı villayı (“.. no.lu villa”), müvekkili Şirketin Davalı …’ndan olan alacağına mahsuben 02.10.2017 tarihinde devraldığını, dava konusu gayrimenkullerin satışından sonra, … Bankası A.Ş., müvekkili Şirket’e keşide ettiği, Beyoğlu … Noterliğinin (i) 29.03.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ve (ii) 04.04.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameleriyle, … Bankası ve Davalı … arasında kredi sözleşmesi akdedildiğini, …’nın yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle hesabının kat edildiğini, davalı …’nın kullanmış olduğu kredinin teminatı olarak, … no.lu villa üzerine 3.000.000-TL ve … no.lu villa üzerine 3.200.000-TL olmak üzere, her bir villa üzerine birinci dereceden ipotek tesis edildiğini, … ve … no.lu villaların 02.10.2017 tarihinde müvekkilimiz Şirket’e ipotekli olarak satılmalarından dolayı, müvekkili Şirket’in yeni malik olarak bankaya karşı sorumlu olduğunu, Toplam 29.663.878,54-TL’lik kredi borcunun, ipotek miktarlarıyla sınırlı olmak üzere, müvekkili Şirket tarafından ödenmesi gerektiğini, aksi halde müvekkili Şirket aleyhine yasal takip işlemlerinin başlatılacağının ihtar edildiğini, davalıların … ve … no.lu villalar üzerindeki ipoteklerin terkini için Banka’ya ve/veya müvekkili Şirket’e hiçbir ödeme yapmadığını, bunun üzerine Bankanın, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile Davalılar, dava dışı diğer borçlular ve ayrıca “ipotek borçlusu” sıfatıyla müvekkili Şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, gayrimenkullerin müvekkili Şirket’in mülkiyetinden çıkması riski bulunduğunu, davalıların ihtara rağmen ödeme yapmadıklarını ve ipotekleri terkin ettirmediğini beyan ederek müvekkili Şirket’in Davalılar ile akdettiği İstanbul ili, Başakşehir ilçesi, … Mahallesi adresinde bulunan … pafta, … ada, .. parsel numaralı taşınmaz üzerinde bulunan … ve … no.lu numaralı taşınmazların satış sözleşmelerinden dönmesi ve satış sözleşmelerinin geriye etkili şekilde sonlandığının tespiti ile tarafların verdiklerinin iadesine; bu kapsamda … no.lu taşınmazın satış bedeli olan 315.000 ABD Dolarının fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığının, 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte, … no.lu taşınmazın satış bedeli olan 1.314.648 TL’nin ve Sözleşme’nin geriye etkili şekilde sonlanması nedeniyle, müvekkili Şirket tarafından Davalı …’ya tapu devir harcı olarak ödenen 15.937,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıların, müvekkili Şirket’e satış bedelini iade etmesi koşuluna bağlı olarak, müvekkili Şirket adına kayıtlı dava konusu taşınmazların davalılardan … adına tescili suretiyle iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu olan gayrimenkullerin konut amaçlı olarak kullanılmakta olduğunu, yapılan alışverişin her hangi bir ticari yönü bulunmadığını, görev itirazlarının bulunduğunu beyan ederek davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; “1-Mahkememizin 6502 sayılı yasanın 3 ve 73.maddesi gereğince görevsizliğine ve HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,” karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesindeki iddialarını tekrarla, tüketici sıfatı ve tüketici işlemi bakımından, satın alınan taşınmazın niteliği değil, alınma amacı önem arz etmektedir. bu kapsamda dava konusu taşınmazlar, müvekkili şirket tarafından ticari amaçlarla satın alındığını, satın alınan taşınmazların “konut” vasfında olmasının görevli mahkemenin tayini için bir önemi bulunmadığını, dava konusu satış işleminin tarafları tacir olduğunu, söz konusu satış işlemi tarafların ticari işletmesi ile ilgili olduğunu, bu kapsamda, huzurdaki dava nispi ticari dava hükmünde olduğundan uyuşmazlık bakımından “asliye ticaret mahkemeleri” görevli olduğunu belirterek, 353/1-a-3 gereğince görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik kararı verilen Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/1027 E 2022/1183 K sayılı 08/12/2022 tarihli kararın kaldırılmasnıı talep etmiştir. Dava;davacı şirket ile dava dışı … Gayrimenkul Limited Şirketi iş ortaklığı tarafından, İstanbul ili, Başakşehir ilçesi, … Mahallesi adresinde bulunan … pafta, … ada, .. parsel numaralı taşınmaz üzerinde, “…” isimli bir projede bulunan, mülkiyeti Davalı …’na ait, … Blok- … numaralı villayı 315.000,00- ABD Doları bedel karşılığında 02.10.2017 tarihinde satın aldığı … no.lu villa tapusunu davacıya devreden Davalı …nun, satış bedeli olan 315.000,00- ABD Dolarının çoğunluk hissesinin sahibi olduğu diğer Davalı … Uluslararası Yatırım Danışmanlık Dış Tic. Limited Şirketine ait banka hesabına ödenmesini talep ettiği, …’nun, Davalı … Şirketi’nin toplamda 5.000.000 TL değerindeki hisselerinin 4.999.975 TL karşılığındaki hisselerine sahip olduğu, bu sebeple müvekkilinin, … no.lu villanın satış bedeli olan 315.000,00- ABD Dolarını Davalı …’ya banka kanalıyla ödediği,dava konusu gayrimenkullerin satışından sonra, … Bankası A.Ş.’nin davacı Şirket’e keşide ettiği, Beyoğlu …. Noterliğinin (i) 29.03.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ve (ii) 04.04.2019 tarih ve 1367 yevmiye numaralı ihtarnameleriyle, … Bankası ve Davalı … arasında kredi sözleşmesi akdedildiği, …’nın yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle hesabının kat edildiği, davalı …’nın kullanmış olduğu kredinin teminatı olarak, … no.lu villa üzerine 3.000.000-TL ve … no.lu villa üzerine 3.200.000-TL olmak üzere, her bir villa üzerine birinci dereceden ipotek tesis edildiği, … ve … no.lu villaların 02.10.2017 tarihinde davacı Şirket’e ipotekli olarak satılmalarından dolayı, davacı Şirket’in yeni malik olarak bankaya karşı sorumlu olduğu, Toplam 29.663.878,54-TL’lik kredi borcunun, ipotek miktarlarıyla sınırlı olmak üzere, müvekkili Şirket tarafından ödenmesi gerektiği, aksi halde davacı Şirket aleyhine yasal takip işlemlerinin başlatılacağının ihtar edildiği, davalıların … ve … no.lu villalar üzerindeki ipoteklerin terkini için Banka’ya ve/veya davacı Şirket’e hiçbir ödeme yapmadığı, bunun üzerine Bankanın, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile Davalılar, dava dışı diğer borçlular ve ayrıca “ipotek borçlusu” sıfatıyla davacı Şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı,dava konusu gayrimenkullerin davacı Şirket’in mülkiyetinden çıkması riski bulunduğu, davalıların ihtara rağmen ödeme yapmadıkları ve ipotekleri terkin ettirmediği gerekçeleriyle davacı Şirket’in Davalılar ile akdettiği İstanbul ili, Başakşehir ilçesi, … Mahallesi adresinde bulunan … pafta, … ada, … parsel numaralı taşınmaz üzerinde bulunan … ve … no.lu numaralı taşınmazların satış sözleşmelerinden dönmesi ve satış sözleşmelerinin geriye etkili şekilde sonlandığının tespiti ile tarafların verdiklerinin iadesine; bu kapsamda … no.lu taşınmazın satış bedeli olan 315.000 ABD Dolarının fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığının, 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte, … no.lu taşınmazın satış bedeli olan 1.314.648 TL’nin ve Sözleşme’nin geriye etkili şekilde sonlanması nedeniyle, davacı Şirket tarafından davalı …’ya tapu devir harcı olarak ödenen 15.937,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebine ilişkindir. 6100 S.HMK.nun 1.m.si hükmü uyarınca“Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.”Bu yasıl düzenlemeye göre taraflarca görev itirazı ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında Mahkemece resen nazara alınır ve Mahkemenin görevli olup olmadığı incelenir. Görev,kamu düzenine ilişkin olup, davanın her safhasında re’sen gözetilir. 6102 sayılı TTK’nun 6335 sayılı Kanunla değişik 5. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK 4/1-a maddesine göre “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır”. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 s.TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/3. Maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. TTK’nın 4. maddesinde nelerin ticari dava olduğu açıklanmıştır. Buna göre hükümde sayılan dava ve işlerin yanı sıra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar da ticari davadır. Anılan yasa hükümleri gereği, davalı tarafın ticari işletmesi bulunmadığından ve dava konusu da maddede sayılan mutlak ticari davalardan olmadığından davaya bakmaya görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her safhasında ve re’sen nazara alınmalıdır.(Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/19310 Esas, 2019/7331 Karar sayılı ilamı) 6102 Sayılı TTK’nın 12.maddesine “bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla hakla bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Anılan Yasanın 11.maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” 15.maddesinde de ” İster gezici olsun ister bir dükkanda veya sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11.maddenin 2.fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu’na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. (Yargıtay 3. HD, 13.02.2019 tarih, 2017/12019E., 2019/1050 K.) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un üçüncü maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun (TKHK) amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. 6502 Sayılı Yasanın 3. maddesinde “Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasa’da düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin ise satıcı veya sağlayıcı olması, taraflar arasındaki işlemin de tüketici işlemi olması gerekir. Yasanın düzenleniş amacı gözetildiğinde her alıcının tüketici olarak kabulünün mümkün olmadığı açıktır. Yasanın lafzından da anlaşıldığı üzere, tüketici olarak kabul edilmenin ilk koşulu, ticari veya mesleki olmayan bir amaçla hareket edilmiş olmasıdır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Dava konusu uyuşmazlık,davacı Şirket’in Davalılar ile akdettiği İstanbul ili, Başakşehir ilçesi, … Mahallesi adresinde bulunan … pafta, … ada, … parsel numaralı taşınmaz üzerinde bulunan … ve … no.lu numaralı taşınmazların satış sözleşmelerinden dönmesi ve satış sözleşmelerinin geriye etkili şekilde sonlandığının tespiti ile tarafların verdiklerinin iadesine; bu kapsamda … no.lu taşınmazın satış bedeli olan 315.000 ABD Dolarının fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığının, 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte, … no.lu taşınmazın satış bedeli olan 1.314.648 TL’nin ve Sözleşme’nin geriye etkili şekilde sonlanması nedeniyle, davacı Şirket tarafından davalı …’ya tapu devir harcı olarak ödenen 15.937,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebine ilişkin olması,uyuşmazlığın tacirler arası ticari satım kaynaklı olması nedeniyle görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi değil asliye Ticaret Mahkemesidir. Bu nedenlerle davacının istinaf istemi yerindedir. Dava konusu uyuşmazlığın tarafları,satımı ticari satış olması, göreve ilişkin yasal düzenlemeler kapsamına göre ; davacının istinaf talebinin usulen kabulüne, HMK m.353/1-a-3 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen kapsamda inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1.Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 08/12/2022 tarih, 2021/1027 Esas 2022/1183 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.Yukarıda belirtilen kapsamda inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın kararı veren BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, 3.Davacının yatırmış olduğu istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,4.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine, 6.Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 18/04/2023 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.