Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3937
KARAR NO: 2022/3145
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İStanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/09/2022
NUMARASI: 2022/352 Esas 2022/556 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/12/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizliğine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde sigorta şirketinin sigortalı hastalarına sağlık hizmeti sunduğunu, müvekkili şirketçe davalı şirkete verilen sağlık hizmeti karşılığında fatura tanzim edildiğini, kesilen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının ödenmediğini, faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/06/2018 tarihinde Hastane Sözleşmesi imzalandığını, yapılan sözleşme ile taraflara bazı yükümlülükler yüklendiğini, müvekkili vakfın bugüne karar sözleşmeye uygun kesilmiş ve ekleri tarafına ulaştırılmış her bir faturayı sözleşmede anlaşıldığı şekilde ödediğini, her türlü yükümlülüğü vaktinde ifa ettiğini, takibe ve eldeki davaya konu faturanın gerekli niteliklere haiz olmadığından ödeme yapılmadığını, bu durumun bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkabileceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; “…1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,..” karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mevzuat ve yargı kararları dikkate alındığında taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesinin ticari iş niteliğinde olduğu açık olup uyuşmazlığın çözümünün asliye ticaret mahkemesinin görev alanına girdiğini, Yargıtay Ve Hukuk Genel Kurulu Kararlarında belirtildiği üzere uyuşmazlık konusu her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili ticari iş niteliğinde olup asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına girmesine rağmen mahkemece bu hususlar gözardı edilerek; yazılı karar verilmesi yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, sağlık hizmeti sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddiasıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesinden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. TTK’nun 5.maddesinde de, ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmıştır. Davacı şirket tüzel kişiliğine sahip tacir olup, davalı ise vakıftır. Davaya konu olayda, davalı tacir olmadığından, TTK’nun 4. ve 5.maddeleri uyarınca davanın ticari dava olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetilmelidir. Dava konusu olayda hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlık söz konusu olmadığı, davalının tacir olmadığı, davanın TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, davaya bakmakla görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Bu itibarla ilk derece mahkemesi tarafından göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar usul ve yasaya uygundur. Davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken harçlar peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 21/12/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.