Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2022/2611 E. 2022/1924 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2611
KARAR NO: 2022/1924
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/05/2022
NUMARASI: 2022/293 Esas,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 19/07/2022
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Başkanı … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kapatılan Fatih Üniversitesi’ne 30/01/2017 günlü … seri nolu 25.000,00 TL bedelli, 28/02/2017 günlü … seri nolu 25.000,00 TL bedelli, 30/03/2017 günlü … seri nolu 25.000,00 TL bedelli, 30/04/2017 günlü … seri nolu 25.000,00 TL bedelli, 30/05/2017 günlü … seri nolu 25.000,00 TL bedelli, 30/06/2017 günlü … seri nolu 25.000,00 TL bedelli, 30/07/2017 günlü … seri nolu 25.000,00 TL bedelli, 30/08/2017 günlü … seri nolu 25.000,00 TL bedelli, 30/09/2017 günlü … seri nolu 25.000,00 TL bedelli, 30/10/2017 günlü … seri nolu 20.000,00 TL bedelli çeklerle yapmış olduğu toplam 245.000,00 TL’lik bağıştan rücu ettiğinin tespitine, çeklerin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 295. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendi ve yine aynı Yasa’nın 296. maddesinin 1. fıkrasının 2. ve 3. bendi gereğince rücu sebebine dayalı olarak müvekkiline iadesine, Silivri İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ilamsız icra takibinin tedbiren durdurulmasına, akabinde, yapılacak yargılama sonrası, Silivri İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ilamsız icra takibinin faizleri ile birlikte tümden iptaline, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklı Kurumun icra takibine konu meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatla yükümlü tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “…Davacı vekilinin İhtiyati Tedbir Talebinin REDDİNE,..” karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin haksız ve hukuksuz olduğunu, müvekkilinin bahse konu çeklerin iadesini bağışlamadan rücu ettiği gerekçesi ile davalı Kurum’dan istediğinde, davalı Kurum vekili tarafından çeklerin müvekkiline iadesi hususunda Olağanüstü Hal İşlemleri Komisyonu’nu bu husus sorulduğunu, ancak buna ilişkin cevap beklenmeden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin psikolojik sorunlar yaşadığını bu süreçte eşine tebliğ edilen bahse konu çeklere ilişkin ödeme emrine psikolojik sıkıntılarından dolayı eşiyle de arası bozuk olduğu için zamanında ulaşamadığını ve süresinden sonra ulaştığı için de süresi içinde itiraz edemediğini, müvekkilinin eşine yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkilin icra takibine itirazı süresinde olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin 12/05/2022 tarihli ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 389 – 391 maddelerinde ihtiyati tedbir kararının usul ve esasları düzenlenmiş olup, bu yasal düzenlemeye göre; HMK m. 389- “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” HMK m. 391- “(1) Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdi ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir. (2) İhtiyati tedbir kararında; a) İhtiyati tedbir talep edenin, varsa kanuni temsilcisi ve vekilinin ve karşı tarafın adı, soyadı ve yerleşim yeri ile talep edenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, b) Tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı, c) Tereddüte yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde ve ne tür bir tedbire karar verildiği, ç) Talepte bulunanın, ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceği, yazılır. (3) İhtiyati tedbir talebinin reddi hâlinde, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.” şeklinde düzenlenmiştir. Tarafların ihtiyati tedbir talepleri yönünden bu usul ve esaslara uygun inceleme yapılması ve tensip ara kararından ayrı olarak gerekçeli ihtiyati tedbir talebi ara kararı oluşturulup, taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilerek karara itiraz edilmesi veya istinaf yoluna başvurulması halinde yasal süreler göz önüne alınarak gerekli kararın verilmesi ve gerekli işlemin yapılması zorunludur. İhtiyati tedbir kararına karşı itiraz 6100 s.HMK.nun 394.m.sinde,” (1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz. (2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/42 md.) Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir. (3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. (4) İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. (5) İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz. “ şeklinde düzenlenmiştir. Dava, davalı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olması nedeniyle 2004 s. İİK m. 72/3’de ”İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda;menfi tespit davasına konu icra takibi sırasında İİK m.72/3 gereğince teminat karşılığına icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi kanunen mümkün olduğundan, İİK.nun 72/3.m.sindeki ve 6100 s.HMK.nun 389-394.m.sindeki yasal şartlar oluşmadığından ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur. Bu nedenlerle davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken istinaf harçları peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 19/07/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.