Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2022/247 E. 2022/683 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/247
KARAR NO : 2022/683
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2020/862 Esas, 2021/526 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi …tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında düzenlenen 31/08/2016 tarihli laboratuvar hizmet sözleşmesi uyarınca davalının taahhüt ettiği ödemeleri tam olarak ve süresi içinde gerçekleştirmemesi, şifahi görüşmelerden ve yazılı olarak ihtar edilmesinden sonuç alınamaması üzerine Müvekkil Şirket tarafından Davalı’ya İstanbul 39. Noterliği’nin 04.07.2018 tarih ve … Yevmiye Nolu ihtarnamesi ve İstanbul 39. Noterliği’nin 17.10.2018 tarih ve …. Yevmiye Nolu ihtarnamesi gönderilerek, davalının müvekkil şirket hesaplarında bulunan temerrüte uğramış borçlarını ödemesi yazılı olarak da ihtar edildiğini, ihtarname akabinde davalının talebi üzerine davalının mevcut borcunun ödenmesine dair şart ve koşullara ilişkin 07.11.2018 tarihli Laboratuvar Hizmet Sözleşmesi’ne Ek Protokol imzalanmış olup, davalı protokolde yer alan ödeme planı uyarınca borçlarını ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, davalının protokolde yer alan ödeme vadelerine de uymaması sebebiyle İstanbul 39. Noterliği’nin 05.03.2019 tarih ve … Yevmiye Nolu ihtarnamesi ve akabinde İstanbul 39. Noterliği’nin 25.06.2019 tarih ve … Yevmiye Nolu ihtarnamesi gönderildiğini, davalı şirketin beklentilerini sonuçsuz bıraktığını, bu nedenle İstanbul 39. Noterliği’nin 12.07.2019 tarih ve …Yevmiye Nolu ihtarnamesi ile davalının borçlarını ödemesi aksi takdirde sözleşmenin feshedileceği davalıya ihtar edildiğini, sonuç alınamaması üzerine davalı tarafından haricen ve kısmen yapılan ödemeler de dikkate alınarak sonuçta İstanbul Anadolu 22. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası üzerinden 521.174,40-TL üzerinden takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %19,5 avans faizi ile birlikte devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 24/10/2019 tarihli sözleşmenin 3. bölümünü 3.5. maddesinde yetki şartı bulunduğunu, İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olmayıp, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmak suretiyle davanın esası yönünden de borcun büyük bir kısmının ödendiğini, davalı müvekkilinin, iş bu dava konusu icra dosyasının 1.302.936,00.-TL olan asıl alacak miktarının, taraflar arasında imzalanan protokol uyarınca 1.159.917,19.-TL’lik kısmının ödendiğinin sabit olduğunu, ödeme belgelerinden, borcun hangi borca mahsuben ödendiği açık ve net şekilde açıklama kısımlarından anlaşıldığına göre, şu halde itfa itirazımızın kabulü ve davanın öncelikle 378.155,59.-TL’lik kısım yönünden kesin olarak reddinin gerektiğini ve mücbir sebebe dayanarak davanın esastan da reddine karar verilmesi talep edilmiş olup, davalı vekili duruşmadaki beyanında davalı üniversitenin YÖK’e göre kurulmuş Kamu tüzel kişisi olup, tacir olmadığını belirterek görev hususunun buna göre takdir edilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince; “Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ve davanın görev yönünden dava şartı yokluğuna bağlı olarak USULDEN REDDİNE, Kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1 maddesinde belirtilen 2 haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, 16/06/2021 Tarihli duruşmada tutanağa ve ara kararlarına yansıyan hususların görevli Mahkemece değerlendirilmesine, Yetki itirazının görevli mahkemece karara bağlanmasına, Süresinde başvuruda bulunulması halinde harç ve yargılama giderleri ile avansa ilişkin hususların 6100 sayılı HMK.’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece değerlendirilmesine, Süresinde başvuruda bulunulmaması halinde HMK. Madde 20 düzenlemesine bağlı olarak davanın açılmamış sayılmasına yönelik gerekli usuli kararın resen verilmesi gereğinin gözetilmesine…” karar verilmiş olup, karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, davacı şirket ile davalı üniversite arasında laboratuvar hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili ile başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptaline ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; davalı üniversitenin tacir sıfatına haiz olmadığı gerekçesi ile asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık verilen hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin olup, her iki taraf için mutlak veya nispi ticari dava niteliğine haiz olmadığından ve davalı tarafın tacir sıfatı bulunmamasından dolayı davaya bakmaya genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2015/42623 E. 2018/4454 K. Sayılı içtihadı da bu yöndedir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. Davacı istinaf talebinde haklı değildir.
Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,
5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 17/03/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.