Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2022/2093 E. 2022/2078 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2093
KARAR NO: 2022/2078
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2021
NUMARASI: 2019/23 Esas, 2021/487 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; … Genel Müdürlüğü’nün 233 Sayılı K.H.K. hükümlerine göre kurulduğunu, iktisadi ve ticari esaslara göre faaliyet gösteren ve sermayesinin tamamı devlete ait bir kamu kurumu olduğunu, ülkemizin en önemli stratejik madenlerinden olan bor madenlerinin aranmasını, çıkarılmasını, işlenmesini ve pazarlanmasını yürüttüklerini, vekil eden Genel Müdürlükçe davacı yüklenici firmalar ile istanbul misafirhanesine ilişkin Hizmet Alım Sözleşmeleri imzalandığını, sözleşme sona erdikten sonra davacı firmalar bünyesinde çalışan bir takım işçilerin vekil eden Genel Müdürlüğe başvurarak çalıştıkları döneme ilişkin kazanmış oldukları işçilik alacaklarının kendilerine ödenmesi talebinde bulunduklarını, bunun üzerine vekil eden Genel Müdürlükçe, çalışanların hak etmiş olduğu işçilik alacaklarının hesaplandığını ve ilgililerin talebi üzerine …, …, …, … ve …’a davalılar tarafından ödenmesi gereken toplam 184.530,5 TL kıdem tazminatları ödendiğini, ödenmek zorunda kalınan bu miktardan 154.519,7 TL firmalardan tahsil edildiğini bakiye kalan 29.848.48 TL için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, çalışanlara ödenmek zorunda kalınan işçilik alacaklarından kıdem ve ihbar tazminatlarına karşılık gelen miktarların (29.848,48) davacı firmalardan sorumlulukları oranında talep edildiğini ancak davacı … firması talebimini reddettiğini, … &… firması yazımıza cevap vermediğini, diğer firmalara ise ulaşılamadığını, işten ayrılarak vekil eden Genel Müdürlükten işçilik alacaklarını isteyen işçilere ödenen tazminat miktarından davalı firmaların sorumlu olduğunun açık olduğunu yerleşik Yargıtay kararlarına ve davalılar ile vekil eden arasında akdedilen Hizmet Alım Sözleşmesi hükümlerine uygun olup işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, yüklenici firma personelleri olan; …, …, …, …, …’un Genel Müdürlüğünce dilekçeyle başvurarak kendilerine kıdem tazminatlarının ödenmesini talep ettiklerini, vekil edence firma personellerine gerekli ödemeler yapıldığını ilgili banka dekontlarının dosya ekinde mevcut olduğunu, yüklenici firma çalışanlarına tahakkuk ettirilen ödemelerin tahsili yoluna gidildiğini, tahsil edilemeyen davalı …, …, … & … Ortaklığı, …, … ve … firmalarına dava açma zorunluluğu doğduğunu, öncelikle 29.848,48 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalılardan sorumlulukları oranında müştereken tahsiline karar verilerek davamızın kabulüne, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretini davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. & … Ltd. Şti. İş Ortaklığı vekili; … San. ve Tic. Ltd. Şti. & … San. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı (Müvekkil İş Ortaklığı) ile … (Davacı) arasında 13.12.2016 tarihli “10 (On) Kişi ile 4 (Dört) Ay Süreli Muhtelif Hizmeti Alımına Ait Sözleşme” akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında dava dilekçesinde belirtilen …, …, …, … ve … toplam 4 ay Müvekkil İş Ortaklığı bünyesinde çalıştığını, Taraflar arasındaki sözleşmenin, “Anlaşmazlıkların Çözümü” başlıklı 37’nci maddesinde, “Bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü anlaşmazlığın çözümünde Ankara mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.” şeklindeki hüküm bulunduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 17’nci maddesi, “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklindeki hükmü içerdiğini, tacir ve kamu tüzel kişisi olan Davacı ile Müvekkil İş Ortaklığı arasındaki yetki şartı geçerli olduğunu, sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı için davanın sadece Ankara Mahkemelerinde açılması mümkün olduğunu, bahis konusu hüküm uyarınca yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu ve dava yetkisiz Mahkemede açıldığını, müvekkil şirketin diğer davalılar ile herhangi bir ilişkisi bulunmadığını, davacı ile davalılar arasındaki ilişki ayrı sözleşmelerden kaynaklandığını, yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmadığını, bütün bu sebeplerle Müvekkil İş Ortaklığı açısından yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, somut olayda işçilerin müvekkil iş ortaklığı bünyesinde toplam 4 ay çalıştığını, 4 aya düşen kıdem tazminatının 4.147,50-TL olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ödenen bedelin müvekkil iş ortaklığına rücu edilebileceği düşünülse dahi, müvekkil iş ortaklığının sorumlu olduğu dönemin 4 ay, sorumlu olduğu bedelin ise 4.147,50-TL ile sınırlı olduğunu, öncelikle yetki itirazı çerçevesinde yetkisizlik kararı verilmesini, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini, her iki halde de yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … Ticaret Limited Şirketi, … Ticaret Limited Şirketi, … Ticaret Limited Şirketi, … Limited Şirketi, … Ticaret Limited Şirketi davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince; “…1-İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,..” karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı firmanın 233 sayılı KHK hükümlerine göre kurulmuş, iktisadi ve ticari esaslara göre faaliyet gösteren ve sermayesinin tamamı devlete ait bir kamu kurulu olduğunu, bor madenlerinin aranması, çıkarılması, işlenmesi ve pazarlanması faaliyetlerini yürüttüğünü, temizlik, yemek pişirme vb. işleri Kamu İhale Kanunu kapsamında ilgili firmalara yaptırdığını, davacı kurumun bu açıdan tacir sayıldığını, sermayesinin tamamı devlete ait olan iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, davanın ticari dava olduğunu, mahkemece verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı, asıl işveren ve alt işveren ilişkisine dayalı rücuen alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince; davaya bakmakla görevli mahkemelerin genel görevli asliye hukuk mahkemeleri olduğu, davanın ticari dava olmadığı gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı yokluğundan dolayı davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. … Genel Müdürlüğü; tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülüdür. 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabidir. (09/11/2009 tarihli, 27401 numaralı Resmi Gazete) Bu durumda davacının tacir olmadığı, kamu kurumu niteliğinde olduğu anlaşılmakla, TTK 4 ve 5.maddeleri uyarınca davanın ticari dava olmadığı, uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemelerin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesi ile verilen mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.Alınması gereken harçlar peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 4.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 14/09/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.