Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2022/1998 E. 2022/1746 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1998
KARAR NO: 2022/1746
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2022
NUMARASI: 2022/179 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı davada dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile aleyhlerine gerçekleştirilen icra takibine istinaden işbu menfi tespit davasını açtıklarını, taraflar arasında avukat-müvekkil ilişkisi bulunduğunu, davalı kendine ait avukatlık ofisinde müvekkiline boş senede zorla imza attırdığını, dava konusu senedin incelendiğinde senet üzerindeki imza dışındaki unsurla müvekkiline ait olmadığını, yazıların müvekkilinin el yazısı ile yazılmadığını, davacı tarafın Antalya … Noterliği marifetiyle … yevmiye numaralı ve 06/01/2021 tarihli azilname ile kendisi ile avukatlık ilişkisini sonlandırdığını, bu kapsamda kendisine e-tebligat yoluyla ilgili azilnamenin aynı gün tebliğ edildiğini, …’nin İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/7 D.İş numaralı dosyası ile ihtiyati haciz kararı aldığını ve akabinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı icra dosyası ile icra takibi başlattığını ve müvekkilin 65 taşınmazına birden haciz konulduğunu, icra takibinin kötü niyetli olarak başlatıldığını ve müvekkilinin taşınmazlarının üzerine haciz koyarak zor duruma düşürmeyi amaçladığını beyanla, kötüniyetle açılan takibin tedbiren durdurulmasını akabinde iptalini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasına konu senedin teminat senedi olduğunun tespitini ve teminat senedi ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağından takibin iptalini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına dayanak teşkil eden senedin (teminat senedi olması) herhangi bir dayanağının olmadığı ve müvekkili üzerinde baskı kurarak imzalatıldığını, bedelin neye dayanarak belirlendiğini, neyin gerekçe gösterildiğini, muaccel bir borcunun da bulunmaması dikkate alınarak müvekkilin borçlu olmadığının tespitini, takibin iptaline karar verilene kadar mahkeme tarafından belirlenen oranda teminat mektubu sunulması yahut taşınmazlardan birinin teminat olarak gösterilmesi suretiyle takibin durması ve taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılmasını ve taşkın haczin düzeltilmesini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiğini, davacının, icraya konu edilen söz konusu senedi kendi hür idaresiyle imzaladığını, davacının beyanlarının aksine söz konusu senedi vekalet borcunu ödemek adına düzenlediğini, davacı tarafından düzenlenen senedin teminat senedi olmadığını, senedin incelendiğinde teminat senedi özelliklerini de taşımadığını, davacının kötüniyetli bir şekilde müvekkili tarafından yapılan tüm işler ve masraflar hakkında doğru olmayan beyanlarda bulunarak borcunu ödememek için elinden geleni yaptığını, müvekkilinin davacı tarafından verilen vekalet ve yetkiler çerçevesinde hareket ettiğini ve tüm yasal haklarını muntazam olarak takip ettiğini, davacının kötüniyetli olarak gerçekleştirdiği işlemlerin ortaya çıkmaması adına müvekkilleri ilgili davaları takip etmediğinden bahsederek, mahkemeyi yanıltmaya ve borcunun olmadığı izlenimini vermeye çalıştığını, davacının tüm çabası müvekkilinin hakettiği vekalet ücretini ödememeye çalışmak olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir. İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/09/2021 tarih, 2021/40 Esas, 2021/477 Karar sayılı görevsizlik kararının istinaf edilmesi üzerine Dairemizce 02/02/2022 tarih, 2021/3642 Esas, 2022/149 sayılı Kararı ile “istinaf başvurusunun esastan REDDİNE” yönelik karar tesis edilmiş, Dairemiz kararından sonra dosya İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilerek 2022/179 Esasına kaydedilmiştir. İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 12/04/2022 tarihli ara kararı ile; “İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE” yönelik karar tesis edilmiştir. Karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde aynen; ”Talebimizin reddedilmesi durumunda haklı menfi tespit davamızın sonucunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok zorlaşabilir. Ortaya çıkacak bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla icra veznesindeki paraya ihtiyati tedbir konulması gerektiği açıktır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati tedbir talebimizin reddi kararının iptal edilmesi ve tedbir talebinin kabul edilmesi gerekmektedir. Ayrıca tedbir talebimizin reddi halinde, kanunlarca düzenlenen ihtiyati tedbir kurumu amacını yitirmiş olacaktır. Nitekim talebimiz kanunla düzenlenen tedbir kurumunun bütün şartlarını taşımaktadır. Somut olayda tedbir kararı verilmeyecekse ne zaman verilecektir. Bu kurum düzenlenme amacı da budur. İlk derece mahkemesi tarafından verilen ret kararı, işin mahiyetine, kanunun ruhuna ve amacına aykırılık içermektedir. Tüm bunlara ek olarak sayın yüksek mahkemece bilineceği üzere, icra dosyalarında satış sonucu elde edilen para alacaklıya ödenmediği sürece, konulan diğer taşınır ve taşınmaz hacizleri devam ederler. Müvekkilim aleyhine başlatılan haksız icra takibi sonucu ise, alacağın çok üzerinde miktarlara denk gelmesine rağmen müvekkilime ait bütün taşınmazlara haciz konulmuştur. Dolayısıyla müvekkilim açısından kanun gereği öngörülen teminatı yatırmakta son derece zor olacaktır. Nitekim kanun gereği öngörülen teminatın amacı alacaklının alacak hakkını da koruma altına almaktır. Somut olayda ihale gerçekleşmiştir. İhalenin kesinleşmesi sonucu borcun daha üzerinde bir miktar icra dosyasına yatırılacaktır. Satış sonucu icra kasasına yatırılacak bu para hiç şüphesiz alacağın teminatı hükmündedir. Dolayısıyla icra veznesindeki paraya ihtiyati tedbirin teminatsız olarak konulması gerektiği açıktır. Her iki taraf haklarının dava sonuçlanıncaya kadar hakkaniyete uygun bir şekilde korunması ancak bu şekilde mümkündür. Ayrıca belirtmek isteriz ki müvekkil …, adına 60’tan fazla çok değerli taşınmazı olan bir şahsiyettir. Müvekkilime ait e-devletten alınmış tapu kayıt belgesi dilekçemiz ekinde sunulacaktır. Ekte sunulacak tapu kayıtları incelediği takdirde mal kaçırma ihtimalinin söz konusu olmadığı anlaşılacaktır. Nitekim müvekkil istese dahi mal kaçırması mümkün değildir zira davaya konu icra takibi sebebiyle müvekkilin bütün taşınmazları üzerine haciz konulmuştur. Sayın mahkemece de bilineceği üzere icra dosyasından satış sonrası vezneye yatırılacak para alacaklıya ödenmeden diğer hacizlerin kalkması söz konusu değildir. Bu durumunda teminat niteliğinde olduğu, teminatsız tedbir kararının davalı/alacaklı yönünde hiç bir hak kaybına yol açmayacağı ortadadır. Nitekim tedbirin teminatsız olarak konulmasında ki ısrarımızın sebebi de bütün taşınmazlar üzerinde haciz bulunmasıdır. Fakat belirtmek isteriz ki müvekkil aleyhine huzurdaki davaya konu icra takibi dışında başlatılmış bir takip bulunmamaktadır. Taşınmazlar üzerindeki hacizler sadece davalı tarafından konulmuş hacizlerdir. Taşınmazlara konulan haciz şerhleri müvekkilimin teminat yatırmasını veya taşınmazlardan herhangi birini ipotek ederek teminat mektubu almasını imkansız hale getirmektedir. Ek olarak taşınmazın satış bedeli icra takibi kapak hesabından 200.000 TL fazladır. Veznede ki parayı tedbir konulması durumunda İİK 72/3’te istenen “gecikmeden doğacak zararları karşılamak” şartı da yerine getirilmiş olacaktır.” şeklindeki beyanlarıyla verilen red kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Dava, İİKm. 72 gereğince açılan menfi tespit davasıdır. İhtiyati tedbir; kesin hükme kadar olan süreçte ortaya çıkabilecek sakıncaları önlemek için hukukumuzda geçici nitelikte hukuki korumadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller ihtiyati tedbirin şart ve sebepleridir. Türk Medeni Usulu Hukukunda geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli bir zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Yaklaşık ispat durumunda hakim söz konusu iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez. İİK m. 72/3’de ”İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre,davacı tarafından açılan menfi tespit davası nedeniyle 2004 s. İİK’nın 72/3.m.si uyarınca icra dosyasına yatan paranın dava sonuna kadar tedbiren alacaklıya ödenmemesine karar verilmesi gerekirken tedbir talebinin tümden reddi usul ve yasaya uygun değildir. Bu itibarla; davacının istinaf talebinin kabulüne, HMK m.353/1-b-2 uyarınca ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik kararının kaldırılmasına,6100 s.HMK.nun 389.m.si ile 2004 s. İİK’nın 72/3.m.si uyarınca i %20 teminat mukabilinde sadece icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı vermek gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılmakla, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1.İstinaf talebinin KABULÜNE, HMK m.353/1-b-2 uyarınca İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 2022/179 Esas sayılı dosyasından verilen 12/04/2022 tarihli “İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE” ilişkin Ara Kararın KALDIRILMASINA, 2.Davacının İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜNE, takibe konu senet olan 1.000.000,00 TL’nin %20’si 200.000,00 TL teminat mukabilinde dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nedeniyle icra veznesine yatan paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA, Gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 3.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davacı lehine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına, 4.Davacının yatırmış olduğu istinaf karar harcının talep halinde iadesine, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 22/06/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.