Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2022/1433 E. 2022/1755 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1433
KARAR NO: 2022/1755
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2021
NUMARASI: 2020/744 Esas, 2021/677 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan,dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın mahkeme kararı ile iflasına karar verildiğini, BDDK’ nın 22/07/2016 tarih ve 6947 sayılı kararı ile bankanın faaliyet izni kaldırıldığını, kararın ise 23/07/2019 tarih ve 29779 sayılı resmi gazetede yayınlandığını, müvekkili banka ile davalı arasında akdolunan sözleşme hükümleri uyarınca borçluya kredi kartı kullandırıldığını, kartın kullanımı ile meydana gelen borcun ödenmemesi sebebiyle borçluya ihtar gönderilerek borcu olduğu ve ödenmemesi halinde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, davalı tarafından ihtara rağmen borcu ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlu tarafından dosyaya itiraz edildiğini, icra müdürlüğü tarafından icra takibinin durdurulduğunu, müvekkili banka ile davalı borçlu arasındaki hukuki ihtilafın çözülmesi nedeniyle arabuluculuk bürosuna başvuru yapıldığını, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını borçlunun İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile duran icra takibinin kaldığı yerden devamını, borçlunun icra takibine haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle davalı aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin borçlu davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tüketici sıfatına haiz olup iddia edilen borcun varlığı kabul edilmediğini, isnat edilen borç tüketici işlemi olduğundan tüketici mahkemeleri görevli olduğunu, müvekkilinin yerleşim yerinin İstanbul Beykoz olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin Beykoz adliyesinin yetkili olduğunu, icra inkar tazminatı istemi haksız, hukuka ayrı ve kötü niyetli olduğunu, başlatılan takibin de kötü niyetli olmasından dolayı %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davalı taraf genel işlem koşullarına dayandığını, tüketici müvekkili aleyhine ağır sonuçlar doğuran işlemlerin geçersiz olduğunu, istenilen faiz oranının fahiş olduğunu, yapılandırılan borçların kredi sözleşmesi niteliğinde olduğunu kötü niyetli olarak açılan iş bu davanın reddini, kötü niyetli olarak başlatılan takip nedeniyle %20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “HMK 114/1-c ve HMK 115/2 madde hükümleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın Usulden Reddine, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine, Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul (Nöbetçi) Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği…” ilişkin karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin dava şartı değerlendirmesinde hataya düştüğünü, dilekçede belirtildiği üzere müvekkilinin mahkeme kararı ile iflasına karar verildiğini, BDDK’nın 22/07/2016 tarih 6947 sayılı kararı ile bankanın faaliyet izninin kaldırıldığını, bu kararın Resmi Gazete’de yayınlandığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararları ve Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere fon bankaları ile ilgili uyuşmazlıkların karmaşık nitelik taşıması sebebi ile kısa sürede ve doğru ve kesin yargısal sonuca ulaşılabilmesi açısından ihtisas mahkemelerinde çözümlenmesinin gerektiğini, Yargıtay kararlarında da Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunun belirtildiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; istinaf talebinin yerinde olmadığını, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 19/10/2005 ‘te kabul edilip 01/11/2015’te yürürlüğe girdiğini, 6502 Sayılı Yasanın 28/11/2013’te yürürlüğe girdiğini, 83.maddesinde taraflardan birinin tüketici olduğu bir işlem ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının o işlemin tüketici işlemi olmasını engellemeyeceği ve tüketicilerin Tüketici Hakem Heyetlerine ve Tüketici Mahkemelerine başvurmalarını da engellemeyeceğinin açıkça vurgulandığını, bu nedenle istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK 67. Maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında alacaklının Müflis … Bankası A.Ş. İflas İdaresi, borçlunun … olduğu, borç sebebinin kredi kartı olarak belirtildiği, 6.528,45 TL asıl alacak üzerinden başlatılan icra takibine borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici kredi kartından kaynaklı alacağa ilişkin olduğu, davalının kullandığı kredi kartına ilişkin ekstrelerin ödenmemesi sebebi ile icra takibinin başlatıldığı, uyuşmazlığın 6502 Sayılı Yasa kapsamında çözümlenmesi gerektiği ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığı, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir. Davacı vekili müvekkilinin iflasına karar verilerek faaliyet izninin kaldırılmış olması sebebi ile 5411 Sayılı Kanun 142.maddesi gereğince özel görev durumuna tabi olduğu ve Asliye Ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile kararı istinaf etmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un üçüncü maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 Sayılı Yasanın 3. maddesinde “Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin kullandığı kredi kartından kaynaklı alacağa ilişkin olduğu, uyuşmazlıkta 6502 Sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu kararın usul ve yasaya uygun olup, yerinde olduğu anlaşıldığından istinaf talebinin reddi gereklidir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Davacı müflis harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 23/06/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.