Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2022/1233 E. 2022/1780 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1233
KARAR NO: 2022/1780
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2020
NUMARASI: 2020/421 Esas, 2020/698 Karar
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Banka ile davalı arasında akdolunan ve dava dosyası ekinde sunulan Sözleşme hükümleri uyarınca borçluya kredi kartı kullandırılmış olup, kartın kullanımı ile meydana gelen borcun ödenmemesi sebebiyle borçluya ihtar gönderilerek borcu olduğu ve ödenmemesi halinde yasal yollara başvurulacağı ihtar edildiğini, Borçlu davalı tarafından ihtara rağmen müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödenmeyen borç nedeniyle müvekkil tarafından davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını,osya borçlusu … tarafından dosya kapsamındaki borcun bir kısmı kabul edilmekle, bir kısmına itiraz edildiğini, Borçlunun itirazı üzerine icra müdürlüğünce de icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, Müvekkilin alacağını halen tahsil edememiş olup yapılacak incelemeyle sabit olacağı üzere borçlunun itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, Müvekkil ile davalı borçlu … arasındaki hukuki ihtilafın çözülmesi amacıyla İstanbul Arabuluculuk Bürosu’na … başvuru numarası İle yapmış oldukları arabuluculuk dosyasında, davalı borçlu ile anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerden borçlunun İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile duran icra takibinin kaldığı yerden devamına, borçlunun İcra takibine haksız ve kötü niyetli itirazın nedeniyle davalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 22/12/2020 tarihli dilekçesi ile Müvekkil Bankanın mahkeme kararı ile iflasına karar verildiğini, BDDK’nın 22/07/2016 tarih ve 6947 sayılı Kararı ile bankanın faaliyet izni kaldırılmış, işbu karar ise 23/07/2016 tarih ve 29779 sayılı resmi gazetede yayınlandığını, müvekkil bankanın iflasına karar verilerek faaliyet izninin de kaldırılmış olması nedeniyle 5441 sayılı Kanunun 142. Maddesi gereğince özel bir görev durumuna tabi olduğunu, anılan madde gereğince görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmiş olduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince; Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan usulden reddine, Görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiş olup, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin mahkeme kararı ile iflasına karar verilmiş olduğunu, bankanın faaliyet izninin kaldırıldığını, yerel mahkemenin müvekkilinin anılan hüküm de yer alan taraflardan biri olmadığından bahisle görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı bankanın iflas etmiş olması sebebiyle tasfiye halinde olduğunu, göreve ilişkin özel düzenleme bulunduğunda mevcut yasal düzenleme karşısında ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, bu nedenle mahkemenin görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, müflis banka tarafından kredi sözleşmesine istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibe ilişkin itirazın iptali davasıdır. 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. maddesinde “Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesince bakılır. O yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemelerinde görülür” düzenlemesi vardır. Ancak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. Somut olayda uyuşmazlık, tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 09/09/2014 tarihinde açılmıştır. Davalı, tacir olmayıp 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketicidir. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 23/06/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.