Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2021/506 E. 2021/1047 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/506
KARAR NO : 2021/1047
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2020
NUMARASI: 2019/539 Esas, 2020/708 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davalı vekili ve davacı vekili tarafından katılma yoluyla süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile davalının inşa ettiği … projesinden … adlı bloktan 3 daire satın alınması hususunda 06/06/2012 tarihinde anlaştıklarını, bilahare davalının müvekkilini arayarak ellerinde daire kalmadığını, müvekkilinin yaptığı ödemenin 215.000,00 Euro kısmının karşılığında arasında organik bağ bulunan dava dışı … (GK) Bulgaria EAD şirketinin Bulgaristan’ın Sofya kentinde inşa ettiği Grand Kanyon isimli projeden 4 adet konut verilmesini teklif ettiğini, davalıya inanan müvekkilinin 21/11/2015 tarihli geri alım sözleşmesi ile satın aldığı 3 daireyi davalıya geri sattığını ve daire bedellerinin bir kısmının ise peşin olarak müvekkiline ödendiğini, 215.000,00 Euro’luk kısmı ise arasında organik bağ bulunan dava dışı … (GK) Bulgaria EAD şirketinin Bulgaristan’ın Sofya kentinde inşa ettiği … isimli projeye aktardığını, bilahare de yine müvekkilini arayarak 10.000,00 Euro ilave ücret vermesi halinde bu kez aynı şirketin aynı yerde yaptığı koza Square projesine aktarabilceklerini bildirdiklerini, bu teklifin müvekkilince kabul edilerek ilave 10.000,00 Euronun bildirilen banka hesabına gönderildiğini, ancak projenin tamamlanmadığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra yapılacak ödemeler konusunda müvekkilinden senetler alındığını, alınan senet sayısının 60 adet olduğunu, bu senetlerden 11 adedinin davalı tarafından ciro edilerek piyasaya verildiğini, bu 11 adet senetlerden 4 adedi için ise icra takibi yapıldığını, kalan 7 adet senedi dava konusu yaptıklarını, müvekkilinin davalı şirkete borcu bulunmadığını, müvekkilinin senetlerde geçerli imzasının bulunmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu ve zararlarının tazmini gerektiğini ileri sürerek ayrıntıları dava dilekçesinde bildirilen 7 adet senetten dolayı davalı şirkete borçlu olunmadığının tespitine, senetlerin iptaline ve müvekkilinin kişilik hakları zarara uğradığından 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkiline değil dava dışı … (GK) Bulgaria EAD şirketine yöneltilmesi gerektiğini, davacının dava dışı şirketle yaptığı sözleşmelerde Sofya mahkemeleri yetkili kılındığından yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın haksız yere açıldığını belirterek usule ve esasa ilişkin nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; görevli mahkemelerin tüketici mahkemeleri olduğu gerekçesiyle HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, karar verilmiş, karar süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, davacı taraf ise katılma yoluyla istinaf talebinde bulunmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya bakmakla görevli mahkemelerin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, bu nedenle mahkemece verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ortada herhangi bir tüketici işlemi bulunmadığını, davacının Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/510 Esas ve Bakırköy 2. Asliye Tİcaret Mahkemesi’nin 2019/556 Esas sayılı dosyalarında da aynı yönde davalarının bulunduğunu, bu nedenle davacının tüketici olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, mahkeme kararının hatalı olduğunu belirterek, istinaf istemlerinin kabulü ile kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap ve katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin gerçek kişi olduğunu ve ticari işinin söz konusu olmadığını, dava konusu hukuki ilişkide alım satıma konu taşınmazın aile konutu/mesken niteliğinde olduğunu, müvekkilinin tacir olmaması nedeniyle dava konusu senetler üzerindeki yetki sözleşmesinin de geçerli olmadığını, müvekkilinin tüketici kabul edilemeyeceğini, müvekkili ile davalı Garanti Koza şirketi arasında hukuki veya sözleşmesel bir ilişki bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birilikte bir borçtan bahsedilecek ise, o davanın müvekkili ile dava dışı … arasında görülmesinin gerekli olduğunu, hiçbir dayanağı olmayan ve zaten kambiyo senedi hükmüne de haiz olmayan sözde senetlerin iptali gerektiğini, uyuşmazlığın kambiyo senedinden kaynaklanması nedeniyle ve bu senetlerin kambiyo senedi vasfını taşıyıp taşımadığının irdelenmesi gerektiğinden görevli mahkemelerin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, bu nedenle mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf istemlerinin kabulüne, görevsizlik kararının ortadan kaldırılmasına ve yargılamaya görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde devam olunmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, yanlar arasındaki harici şekilde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi nedeniyle menfi tespit ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin davalı şirketin … isimli projesinde yer alan 3 adet daire satın alınmasına ilişkin tarafların anlaştıklarını, sonrasında da 3 adet taşınmaza karşılık davalı şirket ile aralarında organik bağ bulunan dava dışı … şirketinin Bulgaristan Sofia şehrinde yürütmekte olduğu “…” ismindeki projeden 4 adet konut verilmesini teklif ettiklerini, buna istinaden müvekkili ile ek ödeme konusunda anlaştıklarını ve bir takım sıralı nama yazılı senetler düzenlendiğini, davalı şirketin senetleri haksız şekilde takibe koyduğunu, projenin hiç başlatılmadığını, müvekkilinin borcunun bulunmadığını, ayrıca mağdur olduğunu belirterek eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili ise, müvekkilinin bu uyuşmazlıkta herhangi bir husumetinin bulunmadığını, davanın … Bulgaria … şirketine yöneltilmesi gerektiğini belirterek, davanın usul ve esas yönlerden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yanlar arasında tüketici işlemi olduğu ve görevli mahkemelerin tüketici mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun (TKHK) amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanımlar başlıklı 3. maddesi (1) sağlayıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan yada hizmet sunanın adına yada hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi, (k) Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi (1) Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” düzenlemeleri bulunmaktadır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Sözleşmeye konu olan 3 adet bağımsız bölüm olduğundan, davacının yatırım amaçlı olarak bu daireleri satın aldığı, dolayısıyla yanlar arasındaki işlemin tüketici işlemi olmadığı anlaşılmıştır.Davaya bakmakla görevli mahkemeler genel görevli asliye hukuk mahkemeleri olup, görev hususu kamu düzeninden olduğundan mahkemece her aşamada resen nazara alınmalıdır. O nedenle; 6502 sayılı Yasa’nın 3. maddesi kapsamında yanlar arasındaki işlemin tüketici işlemi olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Mahkemece davaya bakmakla görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu itibarla; davacı ve davalının istinaf taleplerinin kabulüne, HMK m.353/1-a-3 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, mahkemenin görevsizliğine, göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1.Tarafların istinaf başvurularının KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 18/11/2020 Tarih, 2019/539 Esas, 2020/708 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.HMK’nın 114/1-c ve 115/2.maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden REDDİNE, BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ”nin GÖREVSİZLİĞİNE’ne,3.Görevli ve yetkili mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,4.Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren, taraflarca 6100 s.HMK’nın 20.maddesine göre 2 haftalık kesin süre içinde ilk derece mahkemesine DOSYANIN GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMEYE GÖNDERİLMESİ İÇİN müracaat edilmesi halinde, davanın esastan görülmesi için DOSYANIN yetkili ve görevli BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, Dairemiz kararının ilk derece Mahkemesince taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflarca DOSYANIN YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEMEYE gönderilmesinin talep edilmemesi halinde, ilk derece mahkemesince dosya esasa kaydedilerek 6100 s.HMK’nın 20.maddesi gereğince işlem yapılmasına ve karar verilmesine,5.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca taraflar lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 6.İstinaf talep edenlerin yatırmış olduğu istinaf harçlarının talep halinde taraflara iadesine,7.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 03/06/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.