Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2021/3388 E. 2021/2590 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3388
KARAR NO: 2021/2590
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/486 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Taraflar arasındaki davada, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ambulans hizmeti ile iştigal ettiğini, davalıya 30/11/2020 tarihi itibariyle hizmet vermeye başladığını, davalı tarafça 9.289,12TL ve 8.013,60TL’lik ödemeler yapıldığını, ancak icra takibine konu faturalara konu 33.653,88TL ve 10.620,00TL ödemelerin yapılmadığını, davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durdurulduğunu beyanla, davanın kabulüne, borçlunun malvarlığı değerleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, kendisine bildirilen adreslere zamanında gitmediğini, aldığı numunelerde ise karışıklıklar yaşandığını ve bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, davacının ihtiyati tedbir talebinin haksız ve yersiz olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ambulans hizmeti ile iştigal ettiğini, davalıya 30/11/2020 tarihi itibariyle hizmet vermeye başladıklarını, davalının bildirdiği adreslerden PCR Covid 19 testleri aldıklarını, alınan numuneleri labratuara götürdüklerini, ilişki bu şekilde devam ederken 01/03/2021 tarihi itibariyle ambulansın davalıya kiraya verilerek teslim edildiğini, davalının istediği kişilerin şoför olarak işe alındığını, davalı tarafça 13/01/2021günü, 05/03/2021 günü, “Dünya Ambulans Fatura Ödemesi” şeklinde ödeme yaptığını, ancak icra takibine konu edilen fatura bedellerini ödemediğini, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalı tarafça ödeme yapılmaması üzerine başlatılan takibe de haksız olarak itiraz edildiğini, müvekkilinin haricen öğrendiği kadarıyla davalının mal varlığı değerlerini kaçırdığını, dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere dava dilekçesinin dahi TK m. 35’e göre yapılabildiğini, buna rağmen ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde, davaya cevap dilekçesi içeriğini aynen tekrar ettiğini belirterek, ihtiyati tedbir talebinin haksız olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK 67.maddeye dayalı itirazın iptali talebine ilişkin olup, dava dilekçesi ile birlikte davalının malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilmiştir.İlk Derece Mahkemesince iddia ve taleplerin yargılamayı gerektirmesi ve yaklaşık ispat şartının oluşmadığı gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş,karar davacı tarafça istinaf edilmiştir. Davacı taraf eldeki davada, ambulans hizmeti ile uğraştıklarını, davalı tarafa 30.11.2020 tarihinden itibaren hizmet sunmaya başladıklarını, ilişki bu şekilde devam ederken 01.03.2021 tarihi itibariyle kira sözlemesi yaptıklarını, bir kısım faturaların ödendiği ancak 28.02.2021 ve 28.02.2021 fatura bedellerinin ödenmediği, bu fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek dava açmıştır. HMK m. 389- “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. HMK 389. Maddesindeki yasal şartların oluşmadığı,HMK.nun 389.m.sine göre ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, talebin yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. O nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,3.Alınması gereken harçlar peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 16/12/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.