Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2021/2219 E. 2021/1671 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2219
KARAR NO: 2021/1671
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2020
NUMARASI: 2020/621 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 3996 Sayılı Bazı Yatırım Ve Hizmetlerin Yap İşlet Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu’nun işletme hakkı sahibi olduğunu, işletme hakkı müvekkilinde bulunan köprü ve otoyollardan geçişlerin 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5 maddesi kapsamında ücretlendirildiğini, ücret ödemeden yapılan geçişlerde 15 günlük sürede geçiş ücretinin ödemesini yapmayan araç maliklerine geçiş ücretinin dört katı tutarında ceza uygulandığını, geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait 6001 Sayılı Kanun’un 30/5.maddesinin getirdiği yasal cezanın ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını, icraya itiraz neticesinde itirazın iptali davası açıldığını belirterek; teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, davanın kabulünü, itirazın iptalini ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince “…Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin şartlar oluşmadığından Reddine…” yönelik karar tesis edilmiştir. Karar süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki tüm iddialarını tekrar ederek, davalının aracı ile müvekkilinin işletme sahibi olduğu yollar ve köprüleri ücreti ödemeksizin kullandığını, görüntü ve provizyon kayıtlarıyla sabit olduğundan, yaklaşık ispat kuralı gerçekleştiğinden, mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Dava, niteliği itibariyle itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalıya ait muhtelif araçların davacının işletme hakkı bulunan köprü ve oto yollardan ücret ödemeden yapmış olduğu çok fazla geçiş nedeniyle, geçiş ücreti ve tahakkuk ettirilen ceza bedelinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptalini ve alacağın tahsilini teminen ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. 2004 sayılı İİK 257 vd maddeleri uyarınca, rehinle teminat altına alınmamış ve vadesi gelmiş para borçları için ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacı ihlalli geçişlerden doğan alacaklara yönelik ihtiyati haciz talebini ve ekinde ihlalli geçiş listesini sunmuş olup, sunulan listedeki birden fazla plaka sayısı içeren araçlara ait ihlali geçişin açıklamasının mevcut olduğu, bu araçların ihlalli geçiş tarihleri sırasında davalı adına kayıtlı olup olmadığı yönünde dosya kapsamına herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı ve herhangi bir ihlalli geçişe ait kayıt görüntüsü de bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, her ne kadar dava konusu alacak rehinle temin edilmemiş ise de, İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığı, davacının iddiasını yaklaşık olarak ispat edemediğinden ihtiyati haciz niteliğinde geçici hukuki koruma talebinin de yargılamanın bu aşamasında kabulünün mümkün olmadığı, buna paralel olarak ilk derece mahkemesince verilen talebin reddine dair kararında usul ve yasaya uygun olduğu ve davacının istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken istinaf harçları peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 23/09/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.