Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2021/204 E. 2021/240 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/204
KARAR NO : 2021/240
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2020/501 Esas, 2020/469 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takip borçlusu(asıl borçlu) … ticari işletmesindeki ticari faaliyetleri esnasında, ticari ilişkide bulunduğu takip alacaklısı davalı şirketin alacaklarına teminat olması amacıyla Osmangazi Tapu Müdürlüğü’nde kayıtlı, … Mahallesi, … ada, … parseldeki, … nolu bağımsız bölümdeki müvekkiline ait 3/32 hissede takip alacaklısı şirket lehine ipotek tesis edildiğini, söz konusu ipotek tesisi sırasında asıl borçlunun kardeşi olan müvekkili …’ın da üçüncü kişi sıfatıyla 3/32 hissesinde ipotek vermesi asıl borçlu ve takip alacaklısı tarafından talep edildiğinden, müvekkilinin de kendi hissesi üzerinde takip alacaklısı lehine üçüncü kişi sıfatıyla ipotek tesis ettirdiğini, müvekkili ile takip alacaklısı arasında herhangi bir ticari ilişki ve kefalet sözleşmesi mevcut oldığını, sadece üçüncü kişi sıfatıyla, … borçlarına karşılık teminat olması amacıyla müvekkilinin taşınmazdaki 3/32’lik hissesi üzerine Osmangazi Tapu Müdürlüğü’nde, 19.03.2013 tarih ve … yevmiye numarasıyla tanzim edilen ipotek resmi senedi ile takip alacaklısı lehine ipotek tesis edildiğini, bu şekilde ipotek tesis edilmiş olması nedeniyle asıl borçlu … ve ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişi sıfatıyla müvekkili … hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte de müvekkilinin ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişi olarak belirtildiğini, söz konusu takip talebi ekindeki alacaklı vekili tarafından keşide edilmiş olan Bakırköy …. Noterliği’nin 09.05.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnâmesinde de müvekkili için ipotek borçlusu sıfatı kullanıldığını, ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi sonucunda tahsil edilemeyen alacak miktarı için, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında alacaklı vekili tarafından rehin açığı belgesi tanzim edilmesi talep edildiğinde, icra müdürlüğü tarafından açıkça hukuka aykırı bir şekilde müvekkil hakkında da rehin açığı belgesi tanzim edildiğini, İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/142 Esas sayılı dosyasından verilen şikâyetin kabulü kararı neticesinde, müvekkil hakkındaki rehin açığı belgesinin iptâl edildiğini ve bu nedenle müvekkili hakkındaki ilâmlı takibin dayanağı olan rehin açığı belgesinin de ortadan kalktığını, ancak müvekkili hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla başlatılmış olan ilâmlı icra takibinin iptâli talebiyle İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/87 Esas sayılı dosyasıyla yapılan şikâyetin halen derdest olduğunu, takibin durdurulması yönünde bir tedbir kararı da mevcut olmadığından müvekkil bakımından haciz tehdidinin halen devam ettiğini, asıl borçluya kefil konumunda olmayan ve borçtan sorumluluğu bulunmayan, ipotek veren üçüncü kişi konumundaki müvekkili hakkında rehin açığı belgesi alınarak, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilâmlı takip başlatan davalı takip alacaklısının kötüniyetli olduğunu beyanla; işbu takip nedeniyle müvekkilinin, davalı takip alacaklısı şirkete borçlu olmadığının tespitine ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalıya dava dilekçesi tebliğ olunmamıştır. İlk derece mahkemesince “…Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE…” yönelik karar tesis edilmiş, karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; davacının davalı şirketle arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamakla birlikte, maliki olduğu taşınmaz üzerindeki bahse konu ipotek, asıl borçlu … davalı şirketle arasındaki ticari ilişkisi dolayısıyla satın almış olduğu mallarla ilgili olarak davalı şirketin alacağına teminat olması amacıyla tesis edildiğini, bahse konu ipoteğin tesisiyle teminat altına alınan asıl borçlu …ile ipotek lehtarı davalı arasındaki imzalanan sözleşme ticari nitelikte olduğundan; ipotek veren 3. kişi konumunda olan davacı müvekkilin taşınmaz üzerindeki hissesinin paraya çevrilmesi amacıyla davalının ipoteğinin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatması ve bunun dışında da müvekkilin davalı şirkete herhangi bir sorumluluğunun olmaması dolayısıyla iş bu menfi tespit davasında görevli mahkemenin İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek verilen kararın kaldırılarak davanın esasının incelenmesi için dosyanın mahkemesine iade edilmesini talep etmiştir. Dava, ipotekli taşınmaz maliki ve üçüncü kişi konumdaki davacı hakkında başlatılan takipten kaynaklı olarak İİK m.72 gereğince davacının, icra müdürlüğünce tanzim edilen rehin açığı belgesinden kaynaklı olarak davalı şirkete borçlu olmadığı yönündeki menfi tespit davası niteliğindedir. Davacı, takip alacaklısı ile arasında herhangi bir ticari ilişki ve kefalet sözleşmesinin bulunmadığını, davalı ile ticari ilişkisi olan … borçlarına karşılık teminat olması amacıyla davacının taşınmazdaki 3/32’lik hissesi üzerine alacaklı lehine ipotek tesis edildiği, bu nedenle davacı aleyhine tanzim edilen rehin açığı belgesinin iptal edilmesi gerektiği iddiasında bulunulmuştur.Her ne kadar ipoteğe konu olan davalının taraf olduğu ilişki ticari satış sözleşmesinden kaynaklı olsa da davacının tacir olmadığı, iş bu davanın 6102 Sayılı Kanun gereğince mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, bu şekilde uyuşmazlığın taşınmaz rehni (adi kefalet) sözleşmesinden kaynaklandığı ve adi kefalet sözleşmeleriyle ilgili davalara bakma görevinin genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun kabulü gerekir.Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 11/02/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.