Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2021/1718 E. 2022/1859 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1718
KARAR NO: 2022/1859
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2018
NUMARASI: 2017/513 Esas, 2018/775 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Taraflar arasındaki tazminat davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulü yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan 01/12/2016 tarihli … seri, sıra nolu fatura ile 10.000,00 TL bedel ile dava dışı … firmasına ait … yönetimi adlı bilgisayar paket programını satın aldığını, dava konusu programın 3 kullanıcıya yükseltilmesi için davalıya 3.621,42 TL daha ödendiğini, toplamda 13.621,42 TL ödendiğini, programın tüm modüllerinin kurulduktan sonra insan kaynakları programının ihtiyaçları karşılamadığını, sorunun davalı tarafça giderilmediğini, taraflar arasında bir takım mailleşmelerin olduğunu, müvekkilinin beklediği faydayı alamadığını, delil tespiti talepleri olduğunu belirterek taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile dava konusu programın iadesi ve müvekkili tarafından program bedeli ve 3 kullanıcı bedeli olarak ödenen toplam 13.621,44 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Yazılım Şirketinin hazırladığı bilgisayar programlarının satışını, kurulumunu ve bakımlarını yaptığını, davacı şirketin talebi üzerine 16/11/2011 tarihinde …un sözleşme ve fatura mukabilinde satışının yapılarak kurulduğunu, kendisinin sadece satışta kurulumunda ve bakımında aracılığını yaptığını, kendisinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının yazılımı iade etmek istediğini, ancak sözleşme şartlarına uymadığı için iade isteğinin kabul edilmediğini, kurulumdan bugüne kadar verilen yerinde birebir ve telefon desteği, demo çalışmalarının 300 saati aştığını, hizmete ilişkin program kullandıklarının belli olduğunu belirterek davanın reddine, … Yazılım Şirketi’nin davalı yanında davaya dahil edilmesine, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacının davasının Kabulü ile; 13.621,44 TL’nin 10/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine…” karar verilmiş olup, karar süresinde davalı vekilince istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından hazırlattırılan kök bilirkişi raporunda bilgisayar programının insan kaynakları modülünün çalışıp çalışmadığının işyerinde kurulan bilgisayarların hackerlarca tahribata uğradığından bahisle incelemediği bu nedenle ayıplı mal tabir edilen tüm programların iadesinin mahkemenin takdirine bırakıldığını, bu sebeple yeterli bilirkişi incelemesi yapılmadığından bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, sonrasında mahkemenin bilgisayar mühendisi olan bilirkişiye dosyayı tevdi ettiğini, bilirkişi raporunda dava konusu insan kaynakları programının incelendiği 10 adet bordro dökümü çıkartıldığını, bunlardan üç tanesinin ekran görüntüsü alınarak rapor halinde dosyaya sunulduğunu, 10 adet döküm çıkarttığını belirtmesine rağmen üç tanesini dosyaya sunduğunu, tüm bu nedenler ile iki kişilik heyet tarafından verilen bilirkişi raporuna ve ek rapora itiraz edilerek yeni rapor alınmasının istendiğini, ek raporun sadece bilgisayar mühendisi tarafından hazırlandığını, ilk raporda olduğu gibi neden mali müşaviri ile birlikte incelenmediğinin anlaşılamadığını, bu konuya itiraz edilerek yeniden rapor alınması yönündeki isteklerinin mahkeme tarafından reddedildiğini, davaya konu programın modüller halinde 2011 yılında davacı tarafça talep edildiğini, davacı şirketi 10 günlük geçici lisans açılarak kurulum ve eğitim verildiğini, uzun süre yerinde görüşme ve telefon ile bilgilendirme yapıldığını, devamında davacı tarafın isteği üzerine tekrar 15 günlük ek eğitim verildiğini, telefon görüşmelerinin 30/11/2015 tarihine kadar devam ettiğini, 30/11/2016 tarihinde ise geçmişteki görüşme ve eğitimler sonucu yapılan demo çalışmalarından ikna olunarak programın lisanslanmasına karar verildiğini, 30/11/2016 tarihinde davacı müşterinin talebi üzerine yazılım lisansı sözleşmesi yapıldığını, 12/12/2016 tarihinde ek lisans sözleşmesi yapıldığını, kurulumdan bugüne verilen yerinde birebir, telefon desteği, demo çalışmalarının 300 saati aştığını, davacının programı uzun süre öncesi satın aldığını, kendisine defalarca eğitim verildiğini, birkaç defa geçici lisanslama yapıldığını, programın tam anlamıyla çalıştığı ve kullanılabilir olarak kabul ettiği ve kanaat getirdiğini belirterek gerçek lisans talebinde bulunduğunu, kendisine lisanslama yapıldıktan yaklaşık bir yıl sonra da programın insan kaynakları modülünün yeterli çalışmadığını beyan etmesi üzerine gerekli bilgilendirme ve eğitimin verildiğini, davacı satın aldığı programın sözleşmede belirtilen şartları defalarca kabul ettiğini, kendisine mevcut yasalar çerçevesinde insan kaynakları programı verildiğini, yasalar çerçevesi dışında işlem yapılmayacağının belirtildiğini, insan kaynakları modülünün çalışan personelin maaş, izin gibi özlük haklarını düzenlemek için kullanılacağını, bu yasal düzenleme çerçevesi dışında kullanılmayacağının açık olduğunu, bilirkişi bilgisayar mühendisinin ek bilirkişi raporunu tek başına inceleyip mali konuları bilmeden insan kaynakları modülünün çalışanın tüm özlük haklarını düzenlediği, bu konunun mali müşavirin konusu olduğunu bile bile programın yeterli çalışmadığını raporunda belirttiğini, ek bilirkişi raporundaki bu tutumun aleyhine kanaat oluşturduğunu, yerel ve mahkemenin eksik ve yanlış inceleme neticesinde usule aykırı karar verildiğini, başka bir değişle bilirkişinin yerel mahkemeyi yönlendirdiğini, davanın konusunun personel özlük haklarını düzenleyen insan kaynakları modülü olduğunu ve bunun mali bir konu olduğunu, mali yönden inceleme yapılması gerektiğini, bu nedenle bilirkişi raporuna itiraz edildiğini ancak mahkeme tarafından talebin kabul görmediğini belirterek eksik inceleme ile verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; kararın yerinde olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, işyerinde kullanılmak üzere davalı taraftan satın alınan bilgisayar paket programının ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkindir. Davacının, dava dışı … firmasına ait … yönetimi adlı bilgisayar paket programını satın aldığı, dava konusu programın üç kullanıcıya yükseltilmesi için davalıya 3.621,42 TL daha ödendiğini, toplamda 13.621,42 TL ödendiği ancak programın tüm modüllerinin kurulduktan sonra insan kaynakları programının ihtiyaçları karşılamadığı, elde edilmek istenen verim elde edilmediğinden ve ürünün ayıplı olmasından dolayı ödenen bedelin tazminini talep ettiği görülmektedir. İlk derece mahkemesi tarafından taraf delilleri toplanmış, muhasebeci ve bilgisayar mühendisinden oluşturulan heyetten rapor alınmış, bilgisayar mühendisinden ek rapor alınmıştır. İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafın modüler olarak satın aldığı programı bütün olarak işletmesine kurmuş olduğu, insan kaynaklarına ilişkin modülün tam çalışmasından dolayı tüm programın iadesi veya satışının iptali isteminin yerinde olduğu, tüm olarak faaliyette bulunmasını istemesinin alıcının doğal hakkı olduğu, modülün birinin çalışmaması başka bir satın alma yapılması halinde programlarının uyumlu çalışması beklenemeyebileceği ve paket olarak alının programdan modül ayrılmasının da davacıdan beklenemeyeceğinden dava konusu programın ve ayıplı olduğunu kabul edilerek davanın kabulüne dair karar verilmiştir. HMK 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; ilk Derece mahkemesi tarafından alınan bilirkişi rapor ve ek raporunu hüküm kurmaya yeterli olmadığı, davalıya ait bilgisayar üzerinde davaya konu proğramla ilgili yeterli inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle ,konusunda uzman yazılım mühendisi ve muhasebeci bilirkişi refakatinde dava konusu programın davalı şirketin aktif olarak kullandığı diğer bilgisayarlarına yüklenerek davacı iddiaları ile davalı cevapları ve mahkemece ilk yapılan bilirkişi incelemesine karşı tarafların beyan ve itirazlarını karşılar şekilde rapor alınarak hüküm kurulmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gereklidir.22.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7251 sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile 6100 s.HMK’nın 353/1-a-6.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca “ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümüne etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış olması, tarafların tüm delillerinin değerlendirilmeden hükümde yeterince değerlendirilmemiş olması” nedenleriyle 6100 s.HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davalının istinaf talebinin kabulüne, HMK m.353/1-a-6 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen kapsamda yargılama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesi sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-6 uyarınca BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 18/07/2018 tarih, 2017/513 Esas, 2018/775 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.Yukarıda belirtilen gerekçe kapsamında yargılama yapılmak üzere dosyanın kararı veren BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, 3.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine vekalet taktirine yer olmadığına, 4.Davalının yatırmış olduğu istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 5.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 30/06/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.