Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2021/1581 E. 2021/1279 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1581
KARAR NO : 2021/1279
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2021 (Ara Karar)
NUMARASI : 2020/257 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; 03/02/2021 tarihli ara kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili; müvekkilinin sahibi bulunduğu … Mah. … Cad. No:… adresinde bulunan … ünvanlı işyerinde, işyerinin yönetimi ve idaresine ilişkin hizmet alımına dair 1 Ocak 2017 başlangıç tarihli 1 yıl süreli mesuliyet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile davalı tarafın sözleşmeye konu işyerinin işletilmesi ve idaresine ilişkin sorumluluk ve yetkiyi devraldığını, davalının oteli işletme hakkına binaen sözleşme kapsamında her ay 25.000,00 TL ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşmenin atipik mahiyette olduğunu, ancak davalının ödemelerini gerçekleştirmediğini, işletmenin kullanımına ilişkin ödemelerin tahsili amacı ile arabulucuya başvurduklarını, ancak sonuç alınamadığını, bu nedenle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itirazında borcu inkar etmekle birlikte akdi ilişkiyi kabul ettiğini, uyuşmazlığın davacı yüklenicinin işi hangi tarihte terkettiği ve terk ettiği tarihe kadar hangi işleri yaptığı, hangi işleri yapmadığı noktalarında toplandığını, bu hususların tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabileceğini, davalının hangi koşulda olursa olsun sözleşme süreci boyunca her ay düzenli olarak sözleşme bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkiline herhangi bir ödemenin yapılmadığını, icra dosyasındaki itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile icra takibinin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davalının malvarlığı ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını, zamanaşımı itirazlarının söz konusu olduğunu, müvekkilinin mülkiyeti davacıya ait olan …de mesul müdür olarak çalıştığını, buna ilişkin 25/07/1995 tarihli 018109 yevmiye numaralı mesul müdürlük sözleşmesi imzalandığını, otelde yeni bir yapılanmaya gidileceğinden bahisle müvekkilinin görevine 07/02/2018 tarihinde son verildiğini ve demirbaşlarla birlikte otelin tamamının davacı yana teslim edildiğini, özlük haklarının davacı tarafından ödenmemesi nedeni ile noterden ihtarname gönderdiklerini, cevabi ihtarname ile davacının işçilik alacakları konusunda ibralaştıklarını beyan ettiğini, buna mukabil müvekkilinin işçilik alacaklarının tahsili için dava açtığını, İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin 2018/179 Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, bilirkişi raporunun müvekkilinin lehine düzenlendiğini, müvekkilinin böyle bir borcunun söz konusu olmadığını, 01/01/2017 tarihli mesuliyet sözleşmesine itiraz ettiklerini, mesuliyet sözleşmesinin 6.maddesindeki ödemeye ilişkin maddenin bedel miktarının boş bırakıldığı ve teminat niteliğinde olmak üzere düzenlendiğini, kaldı ki İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin 2018/179 Esas sayılı dosyasına da … tarafından sunulan sözleşme örneğinde bedel miktarının boş olduğunun görüldüğünü, davanın haksız ve yersiz yere açıldığını, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddi ile alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesi ile, davalının taşınır ve taşınmaz malvarlığı ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince; 03/02/2021 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yaklaşık ispat koşullarının oluştuğunu. İİK m.257 uyarınca ihtiyati haciz verilmesinin zorunlu olduğunu, mesuliyet sözleşmesindeki imzaya davalı tarafından itiraz edilmediğini, alacağa konu akdi ilişkinin imzası ikrar edilmiş belge ile ispatlandığını, icra takibine konu alacağın varlığının kanıtlandığını, bu nedenle mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile kararın ortadan kaldırılmasına ve davalının taşınır ve taşınmaz malları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, yanlar arasındaki sözleşme nedeni ile alacağın tahsili istemi ile açılan itirazın iptali davasıdır. Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Davacı vekili, yanlar arasındaki “Mesuliyet Sözleşmesi” başlıklı sözleşmesi nedeni ile davalının sözleşmeye konu işyeri işletmesi karşılığında her ay 25.000,00 TL ödemeyi koşulsuz olarak kabul ettiğini, ancak ödemeyi gerçekleştirmediğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, bu kapsamda davalının adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mal varlığı ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve bu karar istinafa konu edilmiştir. Dosyada verilen ihtiyati haczin reddine ilişkin karar istinaf aşamasında iken bu kez ilk derece mahkemesince 07/04/2021 tarihli 2020/257 Esas- 2021/313 Karar sayılı ilam ile yanlar arasındaki sözleşmenin kira sözleşmesi olduğu, bu nedenle davaya bakmakla görevli mahkemelerin sulh hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. İİK m. 257 uyarınca ”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” İddia, savunma, dosya kapsamı, istinaf nedenleri hep birlikte değerlendirildiğinde; yanlar arasındaki sözleşme ilişkisi ve toplanan delillere göre ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken harçlar peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 01/07/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.