Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2021/1350 E. 2022/1752 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1350
KARAR NO: 2022/1752
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2019/396 Esas, 2020/567 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İstanbul ili, Pendik ilçesi, Kurtköy Mahallesi, … ada, … parsel nolu taşınmazdaki payının 100.000 TL bedelle 28/08/2019 tarihinde davalı tarafa devredildiğini, pay devrine ilişkin işlemlerin gerçekleşme aşamasında satış bedelinin ödendiği beyan edilse de bu beyanın taşınmaz devri için mecburen yapılan bir beyan olduğunu, davalı alıcının taşınmaz pay satış bedelini müvekkil şirkete ödemediğini, bunun üzerine davalı tarafa müvekkil şirketçe 28/02/2019 tarih … nolu fatura düzenlenip gönderildiğini, davalı tarafın ise faturaya Beşiktaş …Noterliğinin 17/05/2019 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz ettiğini, itirazın temelini ödeme iddiası oluşturduğunu, fakat bu ödeme iddialarını ortaya koyan herhangi bir ödeme makbuzu yahut dekont bulunmadığını ayrıca faturanın kendilerine geç ulaşmasından dolayı 7 gün içinde düzenlenmeyen faturanın düzenlenmemiş sayıldığından bahisle herhangi bir borçlarının da olamayacağını belirttiklerini, ancak faturanın yasal süresinde düzenlenmemiş olması nedeniyle hiç düzenlenmemiş sayılması, faturada yazılı malın teslim edilmediği veya hizmetin yapılmadığı anlamına gelmediğini, müvekkili şirketçe faturanın süresinde düzenlendiğini, fakat davalı tarafa ulaştırılamadığını beyan ederek; müvekkile ait İstanbul ili, Pendik ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parseldeki payın satış bedeli olan 100.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin İstanbul ili, Pendik ilçesi, … Mah. … ada, … parselde tapuya kayıtlı “arsa” vasıflı taşınmazın hissedarı olduğunu, davacı şirketin sözkonusu taşınmazın müşterek maliklerinden dava dışı …’ün taşınmazdaki … payının tamamını 15.06.2017 tarihinde satın alarak taşınmazın hissedarı olduğunu, bu satış işlemine karşı davalı müvekkilin Medeni Kanun’un 732.maddesi gereğince sahip olduğu Kanuni Şufa (Ön Alım) hakkını kullandığını ve bu amaçla davacı şirket aleyhine İstanbul Anadolu 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/370 E. sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil istemli şufa davası açtığını, şufa davası devam ederken, davaya konu şufalı payın davacı şirket tarafından davalı müvekkiline devri hususunda mutabakat sağlandığını ve 28/02/2019 tarihinde 100.000,00 TL bedel karşılığında şufa davasına konu olan şufalı payın tapu sicilinde davalıya devir ve tescilinin gerçekleştiğini, devir bedeli olan 100.000,00 TL’nin tamamının tapu sicilinde nakden ve tamamen davacı şirket temsilcisine ödendiğini ve bu hususun Tapu Sicil Müdürlüğü’nce düzenlenen resmi senette de açıkça yazıldığını, davacı şirket temsilcisinin, satış bedelinin tamamını nakden ve tamamen tahsil ettiğini işlem sırasında memur huzurunda beyan ettiğini ve resmi senedi imza altına aldıklarını, şufalı payın davalı müvekkile devrinin satış suretiyle gerçekleşmesini müteakip, İstanbul Anadolu 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/370 E. sayılı dosyası ile görülmekte olan davanın 14/05/2019 tarihli celsesinde her iki taraf vekillerinin dava konusu payın devrinin yapıldığı ve davanın konusunun kalmadığını beyan etmeleri üzerine “Dava Konusuz Kaldığından Karar Verilmesine Yer Olmadığına” kararı verildiğini, yargılama sırasında tapu devrinin yapılmasına rağmen bedelin ödenmediği gibi bir iddia da karşı tarafça ileri sürülmediğini, sözkonusu mahkeme kararı, taraflarca kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğini, davanın ticari dava olmaması nedeni ile uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu savunarak davanın öncelikle görev yönünden ve haksız davanın esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna” ilişkin karar tesis edilmiştir. Karar süresinde davalı vekilince istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; AAÜT 7/1.maddesi gereğince görevsizlik kararı gereğince davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemiş olması nedeniyle kararın kısmen düzeltilmesine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, verilen kararın kaldırılarak lehine vekalet ücreti ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; HMK’nın 331/2.fıkrasına göre söz konusu davada yargılamaya görevli mahkemede devam edileceğinden yargılama giderlerine yargılamanın devam edeceği görevli mahkemenin hükmedeceğini, süresi içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talepli dilekçe mahkemeye sunulmamış olsaydı dahi davalının istinaf başvurusunun reddedilmesi gerektiğini, zira kanuna göre davalı tarafın yargılama giderleri konusunda karar verilmesi için davanın açıldığı mahkemeye talepte bulunması gerektiğini, dolayısıyla davalı tarafça usul ve esas bakımından açıkça bir hataya düşüldüğünü beyan ederek, davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre dava, tapuda devri yapılan taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan bedelin ödenmediği iddiasına dayalı alacak davasıdır. Mahkemece, uyuşmazlıkta genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davalı istinaflarında lehine vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini iddia etmiştir. HMK’nın 331/2.fıkrasına göre görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/19056 E., 2018/2198 K., sayılı kararında da değinildiği üzere; mahkemece, görevsizlik kararı ile birlikte yargılama giderleri ve harç hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine, başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkemece karar altına alınmasına karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edecektir. Dosya kapsamında verilen kararın henüz kesinleşmese dahi davacı tarafın dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi yönünde talebi de bulunduğu dikkate alındığında, bu aşamada davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olacağından davalı tarafın bu yöndeki istinaf itirazlarının da esastan reddi gerekmektedir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız yapılması nedeni ile AAÜT m. 2/2 hükmü uyarınca davacı lehine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 22/06/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.