Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2020/987 E. 2022/2498 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/987
KARAR NO: 2022/2498
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2019
NUMARASI: 2014/805 Esas, 2019/257 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
Taraflar arasındaki tazminat davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sevk ve idaresindeki müvekkilinin ortağı bulunduğu şirkete ait … plakalı araç ile karşı yönden gelen … plakalı kamyonun 23/08/2007 tarihinde çarpıştığını ve bu kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin asli kusurlu olmasına rağmen ağır yaralanmasının asıl nedeninin otomobilin hava yastıklarının açılmamasından kaynaklı olduğunu, bunun bir imalat hatası olduğunu, bu hususun bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, bu yüzden uğranılan zarardan imalatçı, ithalatçı ve satıcı firmanın sorumlu olduğunu belirterek; kaza sebebiyle müvekkilinde meydana gelen bedensel zararlar sebebiyle 10.000 TL maddi ve 500.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davada müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, davada tüketicinin korunması hakkındaki kanun hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, aracın ayıplı olmadığını, araçta üretimden kaynaklanan bir kusurun bulunmadığını, olayda hava yastığının açılması için uygun koşulların oluşmadığını, bununla birlikte davacı tarafından süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, müvekkilinin yokluğunda yapılan tespit neticesinde düzenlenen ve taraflarından itiraza uğrayan delil tespiti dosyasının huzurdaki davada delil olarak kullanılmasının usul açısından mümkün olmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen tazminat tutarlarının fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davanın REDDİNE…” karar verilmiş olup, karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davanın aydınlatılması konusunda yeterli araştırma yapmadığını, hükme esas alınan rapor ile zıt görüşlü olan Hacettepe Üniversitesi Otomotiv Müh. Bölümünden alınan heyet rapor dosya içerisinde bulunan teknik raporlar dikkate alınmadan ve bu raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulduğunu, dosyada yer alan 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/995 D.İş sayılı dosyasında hava yastığının açılmamasının imalat hatası olarak değerlendirildiğini, yine kendileri tarafından Makine Mühendisleri Odası’na yapılan başvuru sonucu makine mühendisinin 08/01/2008 tarihli teknik raporunda kaza sonucu hava yastığının açılmamasının imalat hatasından kaynaklandığının tespit edildiğini, Hacettepe Üniversitesi Otomotiv Müh. Bölümü öğretim görevlilerinden alınan raporda sürücü ve yolcu hava yastıklarının açılmasını gerektiren ivmeye maruz kaldığının açık şekilde görüldüğünü, meydana gelen kazada teknik anlamda kusursuz bir araçta hem sürücü hem de yolcu hava yastığının açılmasının gerektiğinin belirtildiğini, yine raporda yolcu ön yastığının açılıp, sürücü hava yastığının açılmamasının teknik bir kusur olduğunun belirtildiğini, yolcu hava yastığının açılmasının elektronik bir arıza olmadığının kuvvetli bir kanıtı olduğunun belirtildiğini, imalat hatası olduğunun açıkça ortaya konduğunu, yine dosyada yer alan periyodik bakım evraklarından da sürücü hatasının olmadığının anlaşıldığını, dosyada 4 adet bilirkişi raporu bulunduğunu, 4 raporda da imalat hatasının açık şekilde belirtildiğini, mahkemece bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın yeni bir heyete verilmesi gerekirken ilk raporu veren heyetten ek rapor alındığını, gerekçeli kararda diğer raporlara değinilmemesinin de hatalı olduğunu, dava konusunun meydana gelen trafik kazasında sürücü hatasına dayalı dava olmayıp, haca yastığının açılmaması sebebi ile doğan zararın tazmini talebine ilişkin olduğunu, mahkemece bu yönde araştırma yapılmadığını belirterek ilk derece kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu yönündeki iddianın yersiz olduğunu, Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/995 D.İş dosyasında alınan bilirkişi raporuna müvekkili tarafından süresi içinde itiraz edildiğini, müvekkilini yokluğunda tespit incelemesinin usule ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından iki kez İTÜ bir kez de Hacettepe Üniversitesi’nden olmak üzere toplamda 3 bilirkişi raporu temin edildiğini, İTÜ’den alınan heyet raporlarının 3 kişilik Prof. Dr. öğretim görevlisi tarafından hazırlandığını, raporların neden sonuç ilişkisi çerçevesinde tanzim edilip, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğunu, Hacettepe Üniversitesi’nden 2011 yılında alınan raporun tek doktor bilirkişi tarafından hazırlandığını, yerleşik Yargıtay kararlarında belirtilen kriterlere uygun olmadığını, dosyada davacı araç sürücüsünün kusuru nedeni ile ortaya çıkan zararın söz konusu olduğunu, söz konusu yaralanma olayının davacı sürücünün ağır kusuru nedeni ile meydana gelmesi sebebi ile illiyet bağı kesildiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca davacının hava yastıkları açılmış olsaydı aynı zararlara uğramayacağını da ispatlaması gerektiğini, kaldı ki olayda teknik olarak açılması gereken yolcu hava yastıklarının açıldığını, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın yerinde olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, aracın hava yastıklarının gizli ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı sürücüsü olduğu araç ile yaptığı kaza sonucunda ağır yaralandığını, asli kusurun kendisinde olduğunu ancak sürücü hava yastığının açılmaması nedeni ile yaralandığını, sürücü hava yastığının açılmamasının imalattan kaynaklı bir ayıp olduğunu, bu hususun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini belirterek eldeki davayı açmıştır.İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açılan davada; görevsizlik kararı verilmiş, Tüketici Mahkemesi’nin de görevsizlik kararı üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olduğuna karar vermiş, yargılamaya devam olunmuştur.İlk derece mahkemesince; taraf delilleri toplanmış, dava konusu aracın hava yastığının üretim kaynaklı ayıplı olup olmadığının tespiti amacı ile İTÜ ve Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden raporlar alınmış, dava açılmadan önce Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/995 D.İş numaralı dosyası dosya içerisine alınmıştır.Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/995 D.İş numaralı dosyasında Makine Mühendisi Bilirkişi … tarafından hazırlanan raporda; emniyet kemerinin bağlı olmaması halinde hava yastığının açılmayabileceği, ancak emniyet kemerinin kaza sonrasında kesik durumda olmasının emniyet kemerinin kaza esnasında bağlı olduğunun kanıtı olduğu, ancak emniyet kemeri bağlı olsa da hava yastığının açılmayabileceği, hayati önem arz eden bu hasarda airbag in açılmamasının teknik bir arıza, imalat hatası olduğu, sürücü hatası olmayıp üretici yetkili firması sorumluluğunda bulunduğu şeklinde görüş bildirdiği görülmüştür. 22/12/2010 tarihli ara kararı ile; İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Otomotiv Laboratuvarına yazılan yazıya verilen cevapta; elektronik test ve sorgulama için gerekli donanımın çok özel donanımlar olduğu, sadece hava yastığı üretici firmalarında bulunabilecek türden olduğu ve kendilerinde mevcut olmadığı için elektronik sistem sorgulamasının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı şeklinde cevap verildiği görülmüştür. Hacettepe Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği Öğretim Görevlisi Dr. … tarafından hazırlanan raporda; araçlarda ön sürücü ve yolcu hava yastıklarının aynı sensör grubu ve bilgisayar tarafından kontrol edildiğini, yolcu hava yastığının açılmasının elektronik bir arıza olmadığının kanıtı olduğunu, muhtemelen aracın sürücü hava yastığında mekanik veya kablo temassızlık probleminin mevcut olduğunu bu problemlerin (eğer direksiyon sisteminde modifikasyon yapılmamışsa) imalat hatasından kaynaklandığı ve serviste yapılan bilgisayarlar ile kontrollerde tespit edilemeyeceğini, sürücü yastığının açılmamış olmasının imalat hatasından kaynaklandığını düşündüğünü belirtmiştir.İTÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. İ. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. … tarafından hazırlanan raporda; sürücü hava yastığının açılmamış olmasının imalat hatasından kaynaklanabileceği gibi daha sonra oluşan bir arızadan da kaynaklanabileceği, dolayısı ile kullanımla ilgili ihmal ( arızalı halde seyir) ihtimalinin de bulunduğu dikkate alındığında bu hususların dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamayacağı, bunun için özel test cihazı ile elektronik sistem sorgulamalarının yapılması gerektiği şeklinde görüş beyan edilmiştir. İTÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. İ. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. … tarafından hazırlanan ek raporlarda; teknik olarak ön hava yastıklarının açılmasını gerektiren koşulların oluştuğu, hasarın meydana geldiği bölge ve darbe yönü dikkate alındığında yolcu ön hava yastığının tetiklenmiş olmasının bu durumun açık bir göstergesi olduğu, sürücü hava yastığının açılmamış olmasının imalat hatasından kaynaklanabileceği gibi daha sonradan oluşan bir teknik arızadan da kaynaklanabileceği, kullanım ile ilgili (arızalı halde seyir) ihtimalinin de mümkün olduğu, ancak bu hususların dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamayacağı, bunun için özel test cihazı ile elektronik sistem sorgulamalarının yapılmasının gerektiği şeklinde görüş bildirilmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; alınan bilirkişi heyeti rapor ve ek raporunda aracın hava yastığının üretim kaynaklı ayıplı olup olmadığının tespit edilemediği, bu hususların dosya içerisine sunulan bilgi ve belgelerden anlaşılamayacağı, özel test cihazı ile elektronik sistem sorgulamalarının yapılmasının gerektiği, ancak davacı vekilinin beyanına göre ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu aracın pert olduğu, araç üzerinde inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, bu sebeple elektronik sistem sorgulamasının yapılamadığı, dosya kapsamına göre kazanın oluşumunda davacının tam kusurlu olduğu, ağır şekilde yaralanmasının hava yastığının açılmamış olması sebebi ile olduğunun davacı tarafça ispatlanmadığı gerekçeleriyle davanın reddine dair karar verilmiştir. HMK m.355 gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; her ne kadar davacı tarafça raporlar arasında çelişki bulunduğu, çelişkinin giderilmeden karar verildiği belirtilmiş ise de; mahkeme hükmüne esas alınan 3 kişilik bilirkişi heyeti raporunun bilimsel içeriklere haiz, dosyayı aydınlatıcı nitelikte olduğu, Hacettepe Üniversitesi’nden alınan bilirkişi raporunun tek bilirkişi görüşüne dayandığı, yine Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yapılan tespit sonucunda hazırlanan raporun tek bilirkişi görüşüne dayandığı,bu tespit ve bilirkişi raporunun denetime açık,hüküm kurmaya elverişli uzman heyet raporu olmadığı, tüm yargılama boyunca aracın sürücü hava yastığının üretim kaynaklı ayıplı olduğunun ispatlanmadığı, bilirkişi heyetinden alınan raporda da sürücü hava yastığının açılmaması sebebinin kesin olarak tespit edilemediği, ileri incelemeler gerektiği, ancak aracın pert olması sebebi ile söz konusu incelemenin yapılmasının mümkün olmadığı, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden de sürücü hava yastığının ayıplı olduğunun tespit edilemediği, bu sebeple ispatlanmayan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup, yerinde olduğu anlaşıldığından istinaf talebinin reddi gereklidir.Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca esastan reddine, Hakim …’ün karşı oyuyla ve oy çokluğuyla karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye‭‭ ‭26,30TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, HMK m. 361 uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 19/10/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI GÖRÜŞ Dava, araçtaki ayıp nedeni ile açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacı vekili; müvekkilinin satın aldığı aracı kullanırken kaza yaptığını, ağır yaralandığını, yaralanma sebebinin hava yastığının açılmamış olduğunu, bu ayıbın üretimden kaynaklı ayıp olduğunu, delil tespiti raporuna göre de; hava yastıklarının açılmamasının imalat hatasından kaynaklandığının belirtildiğini, yine Ankara Makine Mühendisleri Odası tarafından görevlendirilen makine mühendisi …’in 08/01/2020 tarihli raporunda; airbagin açılmamasının imalat hatasından kaynaklandığını belirterek, müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza sebebi ile 10.000,00TL maddi ve 500.000,00TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise; araçtaki ayıp iddialarını kabul etmediklerini, hava yastıklarının gerekli ivme kaybına duyarlı olarak tasarlandıklarını, sadece gerekli durumlarda devreye girdiklerini ,araçta üretimden kaynaklı herhangi bir ayıp olmadığını belirterek, usule ve esasa ilişkin nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Reşadiye Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24/08/2007 tarihli kaza olay yeri inceleme ve delil tespiti tutanağına göre; kaza sırasında “…sürücünün emniyet kemerinin takılı olduğu, ancak yaralığı kurtarma çalışmaları sırasında kesilmiş olduğu, sağ ön hava yastığının açılmış olduğu, şoför mahallindeki hava yastıklarının patlamamış olduğu…” belirtilmiştir. Olay yeri tespit tutanağına göre, kaza sonrasında aracın sağ ön hava yastığı açılmış olduğu halde şoför mahallindeki sol ön hava yastığı açılmamıştır. Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/995 D. İş sayılı, makine mühendisi bilirkişi …’ın delil tespiti raporunda; aracın sol ön ağırlıklı çarpışmaya maruz kalmasına rağmen sol ön (airbag) hava yastığının açılmadığı, sağ ön hava yastığının açıldığı, sol yan hava yastığının ise açılmadan, sol yan kaporta saçlarının büyük hasar görmüş olmasına rağmen dışarı fırlamış olduğu, aracın sol yanının aracın sağına kadar olan ön kaportasının komple hasar görmesine rağmen sağ hava yastığının açılıp, sol ön hava yastığının açılmamasının imalat hatasından kaynaklı olduğu belirtilmiştir. Yine Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/73 Esas sayılı dosyasına sunulan Hacettepe Üniversitesi’nde görevli makine mühendisi bilirkişi Dr. … raporunda; kazada yolcu hava yastığının açılmasının elektronik (bilgisayar/sensör vs.) bir arıza olmadığının kuvvetli kanıtı olduğunu, muhtemelen aracın sürücü hava yastığında mekanik ve veya kablo temassızlık probleminin mevcut olduğunu, bu gibi problemlerin (eğer direksiyon sisteminde modifikasyon yapılmamışsa) imalat hatasından kaynaklandığını ve serviste bilgisayarla yapılan kontrollerde tespit edilemeyeceğini, netice olarak kazada sürücü hava yastığının açılmamış olmasının imalat hatasından kaynaklandığı yönünde görüş bildirilmiştir. İTÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. İ. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. … tarafından hazırlanan raporda; sürücü hava yastığının açılmamış olmasının imalat hatasından kaynaklanabileceği gibi daha sonra oluşan bir arızadan da kaynaklanabileceği, dolayısı ile kullanımla ilgili ihmal ( arızalı halde seyir) ihtimalinin de bulunduğu dikkate alındığında bu hususların dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamayacağı, bunun için özel test cihazı ile elektronik sistem sorgulamalarının yapılması gerektiği şeklinde görüş beyan edilmiştir.İTÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. İ. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. … tarafından hazırlanan ek raporlarda; teknik olarak ön hava yastıklarının açılmasını gerektiren koşulların oluştuğu, hasarın meydana geldiği bölge ve darbe yönü dikkate alındığında yolcu ön hava yastığının tetiklenmiş olmasının bu durumun açık bir göstergesi olduğu, sürücü hava yastığının açılmamış olmasının imalat hatasından kaynaklanabileceği gibi daha sonradan oluşan bir teknik arızadan da kaynaklanabileceği, kullanım ile ilgili (arızalı halde seyir) ihtimalinin de mümkün olduğu, ancak bu hususların dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamayacağı, bunun için özel test cihazı ile elektronik sistem sorgulamalarının yapılmasının gerektiği şeklinde görüş bildirilmiştir.22/12/2010 tarihli ara kararı ile; İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Otomotiv Laboratuvarına yazılan yazıya verilen cevapta; elektronik test ve sorgulama için gerekli donanımın çok özel donanımlar olduğu, sadece hava yastığı üretici firmalarında bulunabilecek türden olduğu ve kendilerinde mevcut olmadığı için elektronik sistem sorgulamasının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı şeklinde cevap verildiği görülmüştür.Davacının geçirmiş olduğu kaza sebebi ile aracın pert olduğu ve bu konuda yanlar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı da anlaşılmıştır. Aracın pert olduğu dikkate alındığında, delil tespiti raporundan sonra araç üzerinde keşfen herhangi bir inceleme de yapılamamış, alınan tüm bilirkişi raporları dosyadaki mevcut delillere göre hazırlanmıştır. Reşadiye Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24/08/2007 tarihli kaza olay yeri inceleme ve delil tespiti tutanağında sürücünün emniyet kemerinin takılı olduğu, hasarın şoför sol tarafından gerçekleşmiş olduğu ancak buna rağmen sol hava yastığının açılmadığı, sağ ön hava yastığının açıldığı açıkça belirtilmiştir. Araçta kaza neticesinde belli bir ivemenin oluştuğu ve bu nedenle de sağ ön hava yastığının açılmasına rağmen sol ön hava yastığının açılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, delil tespiti raporu ile sonrasında Yine Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/73 Esas sayılı dosyasına sunulan Hacettepe Üniversitesi’nde görevli makine mühendisi bilirkişi Dr. … raporunda belirtildiği şekilde araçtaki ayıbın üretimden kaynaklı olduğu, kazada bu nedenle sol ön airbagin açılmadığı, dolayısıyla davacının yaralanmış olması sebebi ile maddi ve manevi tazminat koşullarının oluştuğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesinde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.