Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2020/828 E. 2020/1006 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/828
KARAR NO : 2020/1006
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2019
NUMARASI : 2015/441 Esas, 2019/1034 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/07/2020
Taraflar arasındaki tazminat davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında 30.12.2004- 07.01.2005-.3.04.2005 tarihlerinde ödünç sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye dayanarak davalı tarafından müvekkiline ödeme şartları da belirlenerek ödünç para verildiğini karşılığından müvekkiline ait olan ödünç paraların çok üzerinde değere sahip İstanbul Sarıyer’de bulunan gayrimenkulün müvekkiline ait 4/ 8 hissesi üzerine davalı tarafından ipotek tesis edildiği, ayrıca müvekkilinden senetler de aldığını, müvekkili tarafından davalıya ödünç sözleşmesi ile alınan paraların büyük bir bölümü ödenmiş olmasına rağmen gayrimenkul üzerindeki ipoteklerin kaldırılmasını, gayrimenkulün satışı yoluna gidildiği, davalı müvekkiline satışta hiçbir şeye itiraz etmemesi satış sonucunda gayrimenkulü kendisinin alacağını ve bakiye cüzi alacağı düştükten sonra geri kalan fazladan hisseyi müvekkiline iade edeceğini beyan ettiği ve müvekkilinin karşılıklı güven nedeniyle davalının bu teklifini kabul ettiğini Sarıyer icra dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ihale sonucu davalıya satıldığı müvekkili tarafından itirazda bulunulmadığı ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını, ihtarname gönderildiğini ihtarnamelere cevap verilmediğini davalının edimde bulunulduğunu müvekkiline ait hisselerin davalının sebepsiz yere zenginleşmesine sebebiyet vermesinden ötürü 3.500.000,00 TL bedelden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’sinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Dava önce İstanbul 24. Asliye hukuk mahkemesine açılmış ve 6361 sayılı yasadaki düzenleme nedeniyle ödünç para verme işleminden kaynaklanan davaların tarafların sıfatına bakılmaksızın mutlak ticari dava olduğu gerekçesiyle İstanbul asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine süresinde dosyanın İstanbul 3. Asliye ticaret mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince; 29.05.2012 tarihli duruşmada davacının mazeret bildirdiği, gerekçesiz mazeretin reddedildiği, davalının da takip etmeyeceğini bildirmesi ile dosyanın işlemden kaldırıldığını, 3 aylık süre içinde yenileme talebinde bulunduğu, 13.11.2019 tarihinde de davacının mazeret bildirdiği yine gerekçesiz mazeretinin reddedildiği ve davalının davayı takip etmeyeceğini beyan etmesi nedeniyle 28.02.2018 tarihinde basit yargılama usulüne tabi iş bu davada 2. kez takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karar süresinde davacı tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; tarafınca 13.11.2019 tarihli duruşmaya mazeret verildiği ancak mazereti delillendirdiği dilekçesinde Diyarbakır 4. İş mahkemesinin 2017/207 Esas sayılı dosya nedeniyle duruşmaya katılamayacağını belirtip duruşma zaptını eklediğini, böylelikle delilleri mahkemeye sunduğunu savunma hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İstinaf talebine karşı davalının beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.Dava, ödünç sözleşmesi nedeniyle teminat olarak verilen taşınmaz ipoteğinin satışı sonrası borcun mahsubu nedeniyle bakiye kalan bedelin iadesi talebine ilişkindir. Davalının … unvanlı Maliye Bakanlığına kayıtlı olarak ödünç sözleşme yaparak davacıya borç para verdiği ve buna göre para miktarının 13.04.2005’de 150.000.000,00 TL, 07.01.2005’de 150.000.000,00 TL ve 30.12.2004’de 100.000.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır. İstinafa konu İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargılama sırasında davacı vekilinin sık sık mazeret dilekçesi (üst üste 8 kez) vermesi üzerine mahkemesince mazeret dilekçeleri kabul edilmiş ve en son 23.01.2019 tarihli celsede davacı vekilinin mazeretinin son defa kabulüne karar verilmişse de bunun üzerine yapılan ilk duruşma da davacı vekilinin mazeret dilekçesi kabul edilmiş ardından 29.05.2019 tarihli duruşma yapıldığı sırada da yine mazeret dilekçesi verdiğinden mahkemece bu kez mazereti reddedilmiş ve dosya ilk kez işlemden kaldırılmış ve yenilenmesi üzerine yapılan 13.11.2019 tarihli duruşmaya da davacı vekilinin mazeret dilekçesi verdiği ve mazeretine de her ne kadar Diyarbakır 4. İş Mahkemesinin dosya duruşma tutanağını eklediği belirtilmişse de; davacının hakları açısından artık mahkemece mazeretin kabulüne karar verilmesi usul ekonomisine de aykırı olacağından mazeretinin reddedilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yargılamanın yapıldığı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi her ne kadar yazılı yargılama usulüne tabi ise de 01.01.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 7101 sayılı yasa m.61 gereği 100.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar basit yargılama usulüne tabidir. Davacı davasını 20.000,00 TL olarak kısmi dava açtığından miktar itibarıyla 01.01.2019 tarihinden itibaren basit yargılama usulü uygulandığından bu tarihten itibaren ilk kez 29.05.2019 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılması nedeniyle HMK m.320/4 gereğince basit yargılama usulüne uygun davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği amir hüküm olarak düzenlendiğinden 13.11.2019 tarihli celse için 2.kez davanın takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.Yargıtay 3. Hukuk dairesinin 2014/22288 Esas 2015/4150 sayılı içtihadında da belirtildiği üzere usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni usul hükümlerinin kamu düzeniyle yakından ilgili olmasıdır. Usul kurallarının zaman bakımından derhal uygulanılırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken bir husus da usul kuralı yürürlüğe girdiğinde ilgili “usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı” dır şeklinde karar verildiğinden; hal böyle olunca mahkemesinde basit yargılama usulünün yürürlüğe girdiği 01.01.2019 tarihine kadar daha önce dosyanın işlemden kaldırılması ara kararı verilmediğinden yani başlanmış ve tamamlanması gereken bir işlem bulunmadığından böylelikle dava tarihi itibarıyla tabi olan yazılı yargılama usulü gereği HMK m.150/6 hükmünün (işlemden kaldırılmasına karar verilip yenilenmiş olan dava ilk yenilemeden sonra birden fazla takipsiz bırakılamaz) uygulanma alanı da kalmamıştır. Bu durumda mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön olmadığından davacı bu sebeple istinaf talebinde haklı değildir.Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca Başkan …’ın karşı görüşü ile oyçokluğuyla esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken 1.366,20 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 342,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.024,20 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep edenler üzerinde bırakılmasına,5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, HMK m. 361 uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 08/07/2020 tarihinde Daire Başkanı …’ın karşı oyuyla ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI GÖRÜŞ Davacı vekilinin mazeretinin nedenleriyle belgelendirilmiş olması, (Diyarbakır 4. İş Mahkemesinin 2017/207 Esas sayılı dosyası) davacı asilin haklarının vekil tarafından korunması yönünden mesleki mazeretin mazeretin Diyarbakır 4. İş Mahkemesinin 2017/207 Esas sayılı dosyasında verilen ara kararı ile ilgili zabıt sureti il belgelendirilen davacı vekilinin mazeretinin kabul edilerek duruşmalara devam edilmesi gerektiğinden,davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesince HMK m.150/3 gereğince açılmamış sayılmasına ilişkin kararın kaldırılması, istinaf isteminin bu yönden kabulü HMK m.353/1-a-4 gereğince ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam etmesi gerektiği görüşüyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 08/07/2020