Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2020/35 E. 2020/60 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2020/35
KARAR NO : 2020/60
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI : 2019/390 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi …. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında imzalanan Satış Vadi Sözleşmesi kapsamında düzenlenen 56 adet bonodan sözleşmenin karşılıklı olarak feshedilmesi sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti ve ihtiyati tedbir yoluyla dava konusu bonoların protestosunun dava sonuna kadar T.C. Merkez Bankasına bildirilmesini ve icra takibine konu edilmemesini talep ve dava etmiştir.İlk derece mahkemesince, davacının tedbir talebinin %15 teminat karşılığında kabulüne karar verilmiş, davacı vekili ihtiyati tedbire ilişkin ara karara teminat bakımından itiraz etmiş ve ilk derece mahkemesince ;”İİK 72/2 maddesine göre hükmedilen %15 teminatın madde kapsamında asgari teminat tutarı olduğu, bu hali ile talep gibi teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği anlaşıldığından İİK 72. Maddedeki yasal şartlar gereği davacının teminata yönelik itirazının reddine” karar verilmiştir.Karara karşı, davacı vekili tarafından süresinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, taraflar arasında imzalanan Satış Vadi Sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiği, tedbire yönelik itirazın değerlendirilmesi için yapılan oturumda davalı şirket yetkilisinin dava dışı bankaya tahsil için verilen senetlere karşılık bankaya borcu yoktur yazısı ile senetlerin iadesinin talep edildiğini, davacının kendilerine herhangi bir borcu olmayıp teminatsız olarak tedbir everilmesine itirazları bulunmadığını beyan ettiği, sözleşmenin ve tüm borcun iptaline yönelik düzenlenen tutanağın HMK m.205 uyarınca kesin nitelikte olduğu ve HMK m.392 uyarınca teminatsız tedbir kararı verilebilecekken teminat taksirinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, ilk derece mahkemesinin tedbire itirazın reddi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Dosyanın tümü üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacının İİK m.72 kapsamında feshedilen Satış Vadi Sözleşmesine bağlı bonolardan kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ve bonoların icra takibine dayanak yapılmaması yönünde tedbir talebinde bulunduğu, taraflar arasında imzalanan Satış Vadi Sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiği, davalının davaya konu senetler sebebiyle alacaklı olmadıklarını beyan ettiği ve taraflar arasında esasen bir husumet bulunmadığı ancak davalının sözleşmeye bağlı bonoların borcu sebebiyle dava dışı …i Bankası Şile şubesine borcuna teminat olarak verildiği, HMK m.392 uyarınca ihtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve 3. Kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduklarının düzenlendiği, her ne kadar taraflar arasında bir uyuşmazlık yok ise de, anılan ihtiyati tedbir kararı sebebiyle kullandırdığı krediye karşı senetleri teminat olarak kabul eden 3. Kişi konumundaki dava dışı bankanın tedbir kararı sebebiyle uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık tedbir talebinin teminat karşılığında kabulünde bir isabetsizlik yoktur.Bu itibarla, davacı vekilinin 10/12/2019 tarihli ihtiyati tedbire itiraza ilişkin karara yönelik istinaf isteminin HMK m.353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.İstinaf harçları peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 16/01/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.