Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2020/2364 E. 2020/1948 K. 28.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2364
KARAR NO: 2020/1948
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/08/2020
NUMARASI: 2020/300 Esas, 2020/341 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2020
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Başkanı … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının talep ve isteği üzerine, müvekkilce davalıya “Yemekhane Kartlı Geçiş Ödeme Sistemi Yazılım Ve Lisans ” ürünü ve hizmeti tahsis edildiğini, müvekkilinin, teslimi yapılan ürün ve hizmetin karşılığı olarak takip konusu 02.07.2019 tarih, … sıra numaralı ve 58.635,73-TL tutarlı faturayı düzenleyip, davalıya teslim ettiğini, davalı muayene ve kabul komisyonu tarafından düzenlenen 26.08.2019 tarihli ” Muayene ve Kabul Komisyonu Tutanağı” nda müvekkili şirketin düzenlediği fatura, fatura içeriği mal ve hizmet fatura kayıtları ile karşılaştırılmış, müvekkilce teslim edilen mal ve hizmet tek tek sayılmış, ölçülmüş, tartılmış, cins ve miktarında bir eksikliğin olmadığı hata yada kusurun bulunmadığı, kullanıma hazır olduğu tespit edildiğini, müvekkili şirketin usulüne uygun olarak defter tuttuğunu, tutulan defterlerin incelendiğinde söz konusu alacağın rahatlıkla tespit edilecek olduğunu, Temmuz 2019 ayından bu yana verdiği mal ve hizmetin bedelini alamayan müvekkil tarafından, dava açılmadan önce arabuluculukk müessesine başvurulduğunu ve bu sebeple anlaşamama tutanağı tutulduğunu, vadesi gelen bir borcu ifa etmeyen davalı, tüm uyarı ve borcu ödemesi yönündeki telkinlerine rağmen söz konusu takip miktarını ödemediğini, davalarının kabulüne, haksız ve kötü niyetli itirazın iptalini, duran takibin devamını, Takip tutarının%20’sinden az olmamak kaydı ile davalının icra-inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, mahkememizin görevsizliğine, Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar verilmiştir. Karar süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın esas yönünden reddi gerektiğini, müvekkili üniversitenin devlet üniversitesi olduğunu, davacı şirket ile müvekkili arasında herhangi bir sözleşme olmadığını, davacı şirkete borçlarının olmadığını beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın sadece yargılamayı uzatmak amacı güven ve usule uygun olmayan kötü niyetli istinaf başvurusunda bulunduğunu, davacı vekilinin hiçbir istinaf sebebi göstermeksizin istinaf başvurusunda bulunması nedeniyle HMK m. 368 uyarınca kötü niyetli olduğunu, HMK m. 368 yollaması ile 329/2. Maddesi gereğince davalı vekilinin takdiren 5.000 TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla, kötü niyetli istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin disiplin para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Tarafların sıfatı ve alacak ilişkisi birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar davacı tacir ise de, davalı üniversitenin tacir vasfı bulunmamaktadır. Her iki tarafta tacir olmadığından nispi ticari davadan bahsedilemez. 6102 sy. TTK m.4 ve 5 kapsamında kalmayan uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu değerlendirilmiştir. Mahkemesince verilen görevsizlik kararında bir isabetsizlik yoktur. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, davacı vekilinin istinaf isteminin HMK m.353/1-b-1 gereği esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davacı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken harçlar peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 28/12/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.