Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2020/2104 E. 2023/252 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2104
KARAR NO: 2023/252
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2020
NUMARASI: 2019/228 Esas 2020/242 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Taraflar arasındaki davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile … A.Ş … Şubesi Bireysel Kredi Sözleşmesine istinaden icra takibi başlattıklarını, müvekkillerinin yasal süre içinde itiraz ettiklerini, müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takibindeki borcun zamanaşımına uğradığını belirterek, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından kaynaklı borcun zamanaşımına uğraması sebebi ile müvekkillerin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 27.10.2000 tarih ve 86, 09.07.2001 tarih ve 382 sayılı kararlarıyla temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarına istinaden …na devredilen ve … A.Ş.’nin ödenmiş sermayeleri tutarındaki zararlarının, anılan Kanunun 14 üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasının (a) bendinin (ab) alt bendi uyarınca … tarafından devralınması sonucu, adı geçen Banka hisse senetlerinin mülkiyetinin Fon’a intikal ettiğini, …na devredilen … A.Ş.-… şubesi tarafından davacı borçluya İstanbul bilgi üniversitesi eğitim kredisi ile ilgili veli bilgi formu ve taahütnamesi, kredili mevduat hesabı na dayalı kredi kullandırıldığını, sözleşme hükümlerine göre vadesinde ödenmemesi üzerine Eyüp …Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, alacağın tamamının ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra … E no.lu dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınarak esas takibe geçildiğini, müvekkili kurumun halen alacağı bulunduğunu İstanbul …İcra … e E.nolu dosya bulunamadığı ve dosyanın ihya edilme imkanının olmaması nedeni ile davacı borçludan alacağımızın tahsili amacı ile İst… İcra Müdürlüğü’nün … E.nolu Dosyası ile takip başlatıldığını, dosyaya yapılan itiraz takibi durdurmadığını, yapılan arabuluculuk görüşmesinde uzlaşma sağlanamadığından davacı borçlular tarafından huzurda görülmekte olan davanın açıldığını belirterek, hukuki gerekçeden yoksun haksız ve zaman kazanmaya yönelik zamanaşımı itirazlarını içerir davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince; “Davanın KABULÜNE, Davacıların İstanbul …İcra Dairesi’nin … sayılı icra dosyasına konu borcun 818 sayılı eski Borçlar Kanunu madde 125’e göre zamanaşımına uğramış olması nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, İstanbul …İcra Dairesi’inn … sayılı icra dosyasının takibinin iptaline,” karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; ”Alacağımız halen devam etmektedir.Takibe konu kredi sözleşmesi ve buna bağlı geri ödeme planı mevcuttur. Yapılacak bilirkişi incelemesi ile bu durum tespit edilecektir. TMSF hakkında 19.10.2005 Kabul tarihli 5411 Kanun nolu yasanın 2.md.gereği bu kanunun hükümlerine tabidir.Anılan kanunun 141.md.sinde de zamanaşımı süresi yirmi yıldır. Açıklanan nedenle zamanaşımı itirazı hukuki gerekçeden yoksundur, yerinde değildir, kabul edilemez. Sayın Mahkeme 2019/228 E. 2020/242 K. Nolu 09.03.2020 tarihli gerekçeli kararında 01.11.2005 tarih ve 35983 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 141.maddesine göre “Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır.” Hükmüne aykırı bir karar oluşturmuş ve gerekçe olarak Anayasa Mahkemesinin 2014/85 E. 2014/ 103 K.sayılı kararını göstermiştir. Yargıtay kararları ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 16.md.ne ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı içeriğine bakıldığında; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı 5411 sayılı kanunun Fon alacakları için öngörülen 20 yıllık zamanaşımı süresi hakkında değildir. Karar gerekçesinde de açıkça anlaşılacağı üzere 20 yıllık zamanaşımına ilişkin olarak düzenlemenin yürürlüğe girdiği 26.12.2003 tarihinde henüz 10 yılını doldurmamış tüm Fon alacaklarına ilişkin zamanaşımı süresi 20 yıla kadar uzamış olmakla bu alacaklar yönünden zamanaşımı süresinin bitmiş olduğundan söz edilemeyecektir.20 yıllık zamanaşımı süresi sadece 26.12.2003 tarihinde henüz 10 yılını doldurmamış alacaklara uygulanabilir hale gelmiştir. Gerek 5411 sayılı Kanunun 141.md.gerekse bu Kanunun Geçici 11.md.uyarınca uygulamasına devam edilen Mülga 4389 sayılı Kanunun Geçici 11,md.uyarınca Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerdi zamanaşımı süresi 20 yıl olup işbu mer’i düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesinin bu yöndeki tespitleri karşısında 5411 sayılı Kanunun Geçici 16.md.deki “zamanaşımı ve” sözcüklerinin iptal edilmiş olmasının Fon alacaklarına uygulanacak 20 yıllık zamanaşımı süresini etkileyen bir yönü bulunmamaktadır. Dava konusu alacak için borçlulara Eyüp …Noterliği’nin 13.02.2001 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesapları kat edilmiştir. İhtarname tarihini dikkate alarak Anayasa Mahkemesinin karar gerekçesinde de açıkça anlaşılacağı üzere 20 yıllık zamanaşımına ilişkin olarak düzenlemenin yürürlüğe girdiği 26.12.2003 tarihinde henüz 10 yılını doldurmamış tüm Fon alacaklarına ilişkin zamanaşımı süresi 20 yıla kadar uzamış olmakla bu alacaklar yönünden zamanaşımı süresinin bitmiş olduğundan söz edilemeyecektir.Bu nedenle bu alacağın oluştuğu tarih 13.02.2001 tarihi olduğuna göre 20 yıllık zamanaşımı süresi sadece 26.12.2003 tarihinde henüz 10 yılını doldurmamış alacaklara uygulanabilir olduğundan zamanaşımı süresi 13.02.2021 yılında dolacağı için zamanaşımı henüz gerçekleşmemiştir.” şeklindeki beyanlarla verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Değerlendirme: Dava; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından kaynaklı borcun zamanaşımına uğraması sebebi ile müvekkillerin borçlu olmadığının tespiti talebini içermektedir. Mahkemece Anayasa Mahkemesi’nin 2014 / 85 Esas; 2014 / 103 Karar ve 04.06.2014 Tarih sayılı kararı ile 5411 Sayılı Kanunun Geçici 16.maddesindeki “yarar görülerek” ifadesinden sonra gelen “…zamanaşımı ve” ifadesinin kaldırılmış olması nedeniyle getirilen 20 yıllık zaman aşımı süresinin geriye etkili olarak uygulanamayacağı gerekçesi ile dava tarihi itibariyle dava ve takip konusu edilen alacağın zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Borçlunun kredi borcunu sözleşme hükümlerine göre vadesinde ödememesi üzerine 13.02.2001 tarihinde kredi hesabı kat edilmiş ve kendisine borcu ödemesi için Eyüp …Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesi ve hesap özeti gönderildiği, banka alacağının tamamının ödenmemesi üzerine İst. …İcra … e.nolu dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınarak esas takibe geçildiği ve bu dosyadan davacı borçlular için menkul ve gayrimenkul hacizleri tatbik edilerek bu haciz işlemleri neticesinde kısmi tahsilat yapıldığı, Daha sonra alacaklı Kentbank’ın TMSF’ye devredilmesi üzerine bu kez alacaklı TMSF tarafından İst. … İcra Müdürlüğü’nün … E.nolu dosyası ile takip başlatıldığı ve dosyaya yapılan itirazın takibi durdurmadığı ve yapılan arabuluculuk görüşmesinde uzlaşma sağlanamadığından davacı borçlular tarafından borcun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle borçlu olmadıklarının tespiti için huzurda görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Karar gerekçesinde bahsi geçen Anayasa Mahkemesinin 04.06.2014 tarihli, 2014/85-103 sayılı kararı ile 19.10.2005 günlü,01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 16. maddesine ilişkin esas inceleme sonunda “zamanaşımı” ve devamında gelen ”ve” sözcüklerinin iptal edildiği anlaşılmıştır. Ancak iptal kararının gerekçesinde de tespit edildiği üzere; 12.12.2003 günlü, 5020 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle 4389 sayılı Kanun’a eklenen ek 3. maddeyle, söz konusu Kanun’dan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıl olarak belirlenmiş olsa da; 4389 Sayılı Kanunun ek 3. Maddesinin yürürlük tarihi 26.12.2003 tarihi olup dava konusu borcun konusu sözleşme tarihi ve temerrüt tarihi bu tarihten önce (2001 yılında) olduğundan zaman aşımına dair bu ek hüküm de geriye yürütülemeyeceğinden ve 10 yıllık genel zaman aşımı da 2001 yılından itibaren işlemeye başlayacağından zaman aşımının 2011 yılında dolduğu ve davalının istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız yapılması nedeni ile AAÜT m. 2/2 hükmü uyarınca davacı lehine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına, 3.Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 02/02/2023 tarihinde oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.