Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2020/1907 E. 2020/1389 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1907
KARAR NO: 2020/1389
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2020
NUMARASI: 2018/1256 Esas, 2020/150 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; yanlar arasında ticari ilişki bulunduğunu, 121.028,35 TL cari hesap alacağının tahsili amacı ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile icra takibi başlatttıklarını, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin tacir sıfatının bulunmadığını, davanın ticari dava olarak görülemeyeceğini, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın usul ve esas yönlerden reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; davanın ticari dava kabul edilemeyeceği, davaya bakmakla görevli mahkemelerin genel görevli asliye hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı süresinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konu işin ticari iş olduğunu, mahkemece davalı yanın tacir ya da esnaf kaydının bulunup bulunmadığı yönündeki araştırmanın eksik olduğunu, vergi dairelerinin sınırlı inceleme yaptığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir kaydının bulunmadığını, bu hususun mahkemece de tespit edildiğini, asliye ticaret mahkemesinin davaya bakmakla görevli olmadığını, esasen dava konusu uyuşmazlığın dayanağı sözleşme mahiyetine göre davaya bakmakla görevli mahkemelerin tüketici mahkemeleri olduğunu belirterek, davacı tarafın istinaf taleplerinin reddi ile davaya bakmakla görevli mahkemeler tüketici mahkemeleri olduğundan bu yönden yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece , davaya bakmakla görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, her iki taraf vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddia, savunma, sözleşme içeriği hep birlikte değerlendirildiğinde; yanlar arasında 31/07/2017 tarihli veri girişi saklama vb. hizmet erişimini kapsayan hizmet sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme ile davacı tarafından verilecek hizmet gereğince davalı borçlu tarafından davacıya aylık 1.930,00 USD net ücret ödeneceğinin belirtildiği, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Sözleşme metni incelendiğinde, sözleşme konusunun Dijital Veri Girişi Saklama ve benzeri hizmet erişimine ilişkin olduğu, davacının Ticaret Sicil Memurluğu kayıtlarında faaliyet alanının “haber, bilgi, veri, fotoğraf ve benzerlerini toplamak, işlemek ve yaymak ve her bir ajansı işletmek, bunlarla sınırlı olmamak üzere özellikle yasal ve mali içerik ve muhasebeye ilişkin içerik ile bilgi ve veri tabanı hizmetleri sağlamak, bilgisayar ve veri sistemleri için montaj, bakım ve tamirat hizmetleri olmak üzere teknik destek hizmetleri sunmak, ve … ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler” şeklinde gösterildiği, davalının ise Ticaret Sicil Memurluğunda ve vergi dairesinde herhangi bir kaydının bulunmadığı görülmüştür. Yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalının tacir kaydının bulunmadığı, herhangi bir ticari faaliyetinin olmadığı, ancak dijital veri hizmeti almak yönündeki faaliyetinin de bedelinin aylık 1.930 USD olarak sözleşmeyle belirlendiği, bu kapsamda davacı ile aralarında 6502 sayılı Yasa’nın 3/1-k maddesi anlamında tüketici ilişkisinin söz konusu olmadığı, açılan davanın da ticari dava sayılmayacağı, bu nedenle davanın genel görevli asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiğine ilişkin karar usul ve yasaya uygundur. Belirtilen gerekçelerle davacı vekilinin ile davalı vekilinin istinaf istemleri yerinde değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının ve davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının ve davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca taraflar lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken harçlar peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 08/10/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.