Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2020/1879 E. 2022/3252 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1879
KARAR NO: 2022/3252
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2020
NUMARASI: 2018/422 Esas, 2020/122 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davacının davasının reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalılar arasında “…” adlı dizi film projesine ilişkin 20.10.2017 tarihli “Oyuncu Sözleşmesi” imzalandığını, müvekkil ve yayıncı kuruluş arasındaki yapımcılık sözleşmesine istinaden dizi film projesinin yapımcılığı müvekkil şirket tarafından yürütülmekte iken, 20.12.2017 tarihli devir protokolü ile projenin yapımcılığı üçüncü kişilere devredildiğini, sözleşmenin devri kapsamında taahhütlerin yerine getirilmemesi üzerine sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi hususu yayıncı kuruluşa ihtar edildiğini, müvekkilinin yapımcılık bedelini ödemeyen yayıncı kuruluşun, dizi oyuncularını toplayarak “Oyunculuk bedelleri … Ltd. Şti. tarafından ödenmezse tarafımızdan ödenecektir.” yönünde açıklamalarda bulunması karşısında, haksız rekabet hükümlerine ve sözleşmeye aykırılık teşkil eden bu eylemlerin durdurulması hususlarının ihtar edildiğini, yayıncı kuruluşun ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine bu kez İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalar ile takip başlatıldığını, İcra takibine kısmi ödemede bulunan yayıncı kuruluşun borca itiraz etmesi üzerine, bakiye tutar üzerinden İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/343 E. Sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, 11.01.2018, 12.01.2018 ve 23.02.2018 tarihlerinde oyunculara Whatsapp üzerinden bildirimlerde bulunarak, taraflarca feshedilmeyen oyunculuk sözleşmesinin yürürlükte olduğu vurgusuyla, oyunculuk bedelinin bakiye tutarının ödeneceği ve sözleşmelerin karşılıklı ibra ile feshedileceği hususlarını ihtar ederek davalılara çağrıda bulunduğunu, bu çağrılara davalılarca icabet edilmeyince bu kez 27.03.2018 tarihinde davalılara gönderilen ihtarname gönderildiğini, ahde vefa ilkesine aykırı davranan davalıların cezai şart ihlal sayısının tespit edilerek cezai şart alacağının miktar olarak tespitini, fazlaya ilişkin haklar ile diğer hakların saklı olmak üzere şimdilik (kısmi dava olarak) 100,00 TL cezai şartın temerrüt tarihinden işleyecek (her bir cezai şartın temerrüt tarihini belirlemek suretiyle ilgili tarihten itibaren hesaplamak kaydıyla 3095 sayılı Kanun’un 2/2. Maddesi uyarınca avans faizi oranında ticari temerrüt faiziyle birlikte alınarak müvekkile verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davada müvekkillerinden …, davacı şirket ile … – … ve … Tic. Ltd. Şti arasında imzalanmış bulunan 20.10.2017 tarihli oyuncu sözleşmesinde taraf olmadığını, sözleşmede ajans/ menajer sıfatı ile sözleşmeyi … Ltd. Şti yetkilisi … imzaladığını, diğer yandan dava dilekçesinde 3 numaralı davalı olarak … Ltd. Şti. … & … yazılı ise de sayın mahkemece düzenlenen tensip zaptında sadece … adına yer verilmiş ve … Ltd. Şti., davalı olarak görülmeyip dava dilekçesi de bu şirkete tebliğe gönderilmediğini, dava dilekçesinin tashih edilmesi gerektiğini, dava konusu olaylar, müvekkillerden … ve …, çocuk oyuncu …’a velayeten … Tic. Ltd. Şti’nin menajerliğinde, … Ltd. Şti ile sözleşme imzaladığını, ilk dört bölüm için oyunculuk ücretleri sorunsuz ödendiğini, sonraki çekimlerin ücret ödemelerinin süresinde yapılmadığını, devir sözleşmesi ile … adlı dizisinin, tüm haklarının davacı şirket tarafından … Ltd. Şti. adlı yeni yapımcı firmaya devredildiğinin öğrenildiğini, 16.02.2018 tarihinde de … tarafından ödenmeyen 5,6.7 ve 8. bölüm ücretleri, yayıncı … A.Ş. tarafından menajer şirket olan … Ltd şti. hesabına yatırıldığını, eski yapımcı olan davacı … Ltd. Şti, tüm oyunculara whatsap mesajları göndererek ve mektup yazarak kendileri ile imzalanan oyunculuk sözleşmelerinin geçerli ve halen yürürlükte olduğunu, başka bir yapımcı tarafından bu dizinin çekimlerinin yapılamayacağını, ödenmeyen oyunculuk ücretlerinin kendileri tarafından ödeneceği ve başkası tarafından ödenmesi halinde kabul edilmemesi ve buna benzer beyanlarda bulunulduğu, müvekkillerime … adlı dizi filmin tüm haklarının … adlı yeni firmaya devredilmiş olduğu beyan edildiğinden, davacı şirketten gelen bu mesajlar üzerine yeni yapımcı firmadan açıklama istenildiğini, … Ltd. Şti ve yayıncı kuruluş olan … A.Ş tarafından “…” isimli Tv dizisi yapım sözleşmesi ek protokol” başlıklı belge müvekkillere gönderildiğini, davacı şirket dava dilekçesinde, sözleşmenin devri kapsamında taahhütlerin yerine getirilmemesi nedeniyle yayıncı kuruluşun ihtar edildiğini, akabinde yapımcılık bedelleri ödenmediği için iki adet icra takibi başlatıldığını, takiplere kısmi ödeme yapıldığını, ödenmeyen kısım için ise itirazın iptali davası açıldığı beyanlarında bulunduğunu, dizi filmin tüm hakların hiçbir koşula bağlı olmaksızın devredildiğini, kaldı ki ihtilaf yayıncı kuruluş ile davacı şirket arasında olduğunu, oysa dizi filmin tüm hakları yayıncı kuruluşa değil yeni yapımcı olan … adli firmaya devredildiğini, davacı şirket ile yeni yapımcı arasında bilindiği kadarıyla devam eden bir ihtilaf veya dava da olmadığını, bu durumda … adlı dizi filmin tüm haklarının … adlı firmaya geçmiş olduğu konusunda hiçbir tartışmada bulunmadığını, davanın tek amacı oyuncuları taciz ederek yayıncı kuruluştan bakiye yapım bedelini tahsil etmek olduğunu, milyonlarla ifade edilen yapım bedelleri diğer davanın konusu iken, müvekkillerin bölüm başına aldığı 2.000 TL’nin gündeme getirilmesi ve dava konusu edilmesi bunu açıkça gösterdiğini, bu nedenlerle hukuki dayanağı bulunmayan kötüniyetli davanın reddi talep edildiği, arz ve izah edilen nedenlerle haksız, kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, dava harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacının davasının REDDİNE…” karar verilmiş olup, karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşme hükümlerinin ihlal edildiğini ve cezai şart oluştuğunu, ilk derece mahkemesince eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişi hüküm kurmaya elverişli olmadığını, mahkeme kararının gerekçeli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiş, ek dilekçesinde ise aynı film projesine ilişkin başka oyuncular ile yapılan sözleşme kapsamında cezai şart istemi ile açılan davada İstanbul BAM 16.HD’nin istinaf talebinin kabulüne karar vererek ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığını belirtmiştir. Dava, oyunculuk sözleşmesine aykırılık nedeni ile yapımcı şirket tarafından oyuncular ve menajer firmaya karşı açılan cezai şart istemine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalılar arasında … adlı dizi film projesine ilişkin oyunculuk sözleşmesi imzalandığı, davacı ve yayıncı kuruluş arasındaki yapımcılık sözleşmesine istinaden dizi film projesinin davacı şirket tarafından yürütüldüğü esnada 20.12.2017 tarihli devir protokolü ile projenin yapımcılığının 3.kişilere devredildiği, sözleşmenin devri kapsamında taahhütlerin yerine getirilmemesi üzerine sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi hususunun ihtar edildiği, yayıncı kuruluşun dizi oyuncularına oyunculuk bedelinin kendileri tarafından ödeneceği yönünde açıklamada bulunmasının haksız rekabet ve sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, bu hususun ihtar edildiğini, icra takibi başlatıldığını, yayıncı kuruluşun kısmi ödemede bulunup borca itiraz ettiği, itiraz edilen bakiye tutar için itirazın iptali davasının halen derdest olduğunu, yayıncı kuruluş ile hukuki ihtilafın devam ettiğini, çekimlerin aksamaması için özen gösteren müvekkilinin her türlü bilgilendirmeyi yaptığını, yayıncı kuruluşun oyunculara oyunculuk bedelinin bakiye tutarının ödeneceği ve sözleşmelerin karşılıklı ibra ve feshedileceği hususunu ihbar ederek çağrıda bulunduğunu, 27.03.2018 tarihinde davalılara ihtarname gönderildiğini, müvekkili taraf olunan oyunculuk sözleşmesi yürürlükte iken başka bir yapım şirketi ile sözleşme imzalayıp imzalamadıkları, imzalanmış ise nasıl bir hukuki sebebe istinaden 3.şahıslar adına dizinin devam eden bölümlerine ait çekimlere katıldığı, yayıncı kuruluş tarafından ilk 8 bölüme ilişkin oyunculuk bedelinin konu edildiği herhangi bir toplum ya da çağrı alıp almadıkları, almışlar ise kim tarafından iletildiği, toplantıya katılıp katılmadıkları, ilk 8 bölüme ilişkin 3.şahıslardan ödeme alıp almadıkları almışlar ise ödemenin kim tarafından kimin nam ve hesabına yapıldığı, ödeme teklifinin kimden geldiği hususlarının sorulduğu, oyunculuk sözleşmesinin sözleşme süresince yapımcı dışında 3. Bir gerçek ya da tüzel kişinin işinin yapımında veya bir yayın kuruluşunda oyunculuk ile ilgili görev alınmayacağı yönündeki 6/(c) ve 7/(e) hükmü sözleşme kapsamındaki hak ve vecibelerini yapımcının önceden yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen 3.şahıslara devir, temlik ve ciro edilemeyeceği yönünde devir yasağına ilişkin 7/(j) hükmü ve sözleşme kapsamında yapımcıya ait gizli bilgilerin 3.kişiler ile paylaşılamayacağı yönündeki 9/(d) bendi hükmü davalı taraflarca ihlal edilerek sözleşmeye aykırı davranıldığı sebebine dayalı olarak davalıların cezai şart ihlal sayısının tespit edilerek cezai şart alacağının miktar olarak tespiti ve davalılardan tahsiline dair eldeki dava açılmıştır.Uyuşmazlık taraflar arasındaki oyunculuk sözleşmesi kapsamında sözleşmeye aykırılık bulunup bulunmadığı, cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamına göre; davacı Yapımcı …ile Dava Dışı … A.ş Arasında … Tv Dizi Film için “Yapımcılık Sözleşmesi” imzalandığı, imzalanan Yapımcılık Sözleşmesine göre ber bir bölüm ücretinin KDV hariç 850.000 TL olarak belirlendiği, … Tv Dizi Film için Dizide Rol alacak Oyuncular ve Menajerleri ile ayrı ayrı olmak üzere Oyunculuk Sözleşmeleri imzalandığı, davacı ile Davalılar arasında da 20.10.2017 tarihinde OYUNCULUK SÖZLEŞMESİ imzalandığı, İmzalanan Sözleşmeye göre çocuk Oyuncu …’a … ltd Şti’ üzerinden her bir bir bölüm için 2.000 TL net ödeme yapılacağının taahhüt edildiği, … Tv Dizi filmin ilk 8 Bölüm yapımcılığının davacı …tarafından çekimi yapılarak yayıncı … A.Ş’ne teslim edileceği taahhüt edildiği, dizi filmin 9.bölümü dahil izleyen bölümlerin yapımcılığı, davacı … Ltd şti, yayıncı … A.Ş ve Yeni yapımcı … Ltd Şti arasında İmzalanan 20.12.2017 tarihli ek protokol ile tüm hak ve yükümlülükleri ile … Ltd şti’ne devir ve temlik edildiği, davacı ile yayıncı … A.Ş arasında ilk 8 bölüm ücretlerinin ödenmesi ile ilgili olarak borç/alacaktan kaynaklanan ihtilaf doğduğu ve işbu ihtilafla ilgili yapılan icra takibi ve takip sonrası ikame edilen İstanbul 3 ATM 2018/343 E Sayılı itirazın iptali davsının derdest olduğu, dizi Filmin 9.bölüm ve devamı bölümlerinin … Ltd Şti’ne devri ve temliki sonrasında, İşbu dizde rol alan Oyuncular ile yapılan Oyunculuk Sözleşmelerinin halen yürürlükte olduğu ve davacı tarafından fesih edilmediğine ilişkin davacı tarafından oyunculara bildirimler yapıldığı, ve Dizide oyunculuk yapmalarına muvafakat edilmediği, aksi halde de oyunculuk sözleşmesindeki hükümlere göre cezai Şart ödemeleri gerektiğine dair beyanlarda bulunulduğu, davacının İlk 8 bölüm için davalılar tüm ödemelerin tam ve eksiksiz yapıldığı yönünde beyanlarda bulunulmuş ise de bu beyanlarının doğrular nitelikte somut belgelerin dosyaya ibraz edilmediği, aksine Yayıncı kuruluştan veya 3 şahıslardan yapılmış ödemelerin geri iade edilmesi ve geri iadelerinin belgelendirilmesi ile ödenmemiş dizi oyunculuk bedellerinin kendisi tarafından ödenerek ibralaşmak istendiğine dair beyanlar ile söz konusu ilk 8 bölüme ait oyunculuk bedellerinden ödenmemiş bakiyelerin bulunduğunun ikrar edildiği, ilk 8 bölümden kaynaklanan ödenmeyen oyunculuk ücretlerinin, dizinin yayıncısı tarafından doğması muhtemel zararların telafisi için yayıncı dava dışı … A.Ş tarafından ödendiğinin beyan edildiği, İşbu ödemelerde davalıların her hangi bir dahli olmadığının kabulü gerektiği, sözleşme konusu ücret ödeme edimini sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirmeyen ve davalılar ile akdetmiş olduğu sözleşmeye 20.12.2017 tarihli devir ve temlik protokolü ile dava dışı … Ltd Şti’nin halef olması nedeniyle cezai şart koşullarının oluşmadığı belirtilerek davanın reddine dair karar verilmiştir. Karar davacı tarafça istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalılarca sözleşmenin 3 hükmünün ayrı ayrı ihlal edildiğini, bilirkişi tarafından cezai şart alacağının hesaplanmadığını, usulsüz hazırlanan bilirkişi raporunun sonuç kısmının aynen kopyalanarak gerekçe yazılmaksızın davanın reddedildiğini, bilirkişi raporunun usulsüz olduğunu, hüküm kurmaya elverişli olmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili sunduğu ek dilekçesinde ise; bir başka oyuncu ve menajer firmaya karşı aynı uyuşmazlık sebebi ile verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce incelendiğini ve kararın kaldırılmasına dair karar verildiğini, eldeki dava ile birebir aynı içerikte verilen kararın içtihat birliği sağlanması açısından ekteki sunulduğunu belirtmiştir.5846 sayılı Kanun’un 1. Maddesinde ” Bu Kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir” 5846 sayılı Kanun’un 1/A maddesinde; “Bu Kanun, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını, bu haklara ilişkin tasarruf esas ve usullerini, yargı yollarını ve yaptırımları ile Kültür Bakanlığının görev, yetki ve sorumluluğunu kapsamaktadır.” 5846 sayılı Kanun’un 76. Maddesinde; “(Değişik birinci fıkra: 22/12/2016-6769/189 md.) Bu Kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan dava ve işler ile bu Kanundan kaynaklanan ceza davalarında görevli mahkeme, Sınai Mülkiyet Kanununun 156 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen mahkemelerdir.” Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır. 5846 sayılı Yasa’nın 76.maddesinde, bu kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden kaynaklı uyuşmazlıklara ihtisas mahkemesi niteliğindeki fikri ve sinai haklar hukuk mahkemelerince bakılacağı belirtilmiştir. Eldeki davada, FSEK’dan kaynaklanan bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından, Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan söz etmek mümkün değildir. Davaya bakmakla görevli mahkemeler genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Bu nedenle mahkemece işin esasına girilip yargılamaya devam edilmesi doğru olmamıştır. Bu itibarla; davacının istinaf talebinin kabulüne, HMK m.353/1-a-3 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 21/02/2020 tarih, 2018/422 Esas, 2020/122 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin GÖREVSİZLİĞİNE, 3.Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren, taraflarca 6100 s.HMK’nın 20.maddesine göre 2 haftalık kesin süre içinde ilk derece mahkemesine DOSYANIN NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİ İÇİN müracaat edilmesi halinde, davanın esastan görülmesi için DOSYANIN NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflarca DOSYANIN GÖREVLİ MAHKEMEYE gönderilmesinin talep edilmemesi halinde, ilk derece mahkemesince dosya esasa kaydedilerek 6100 s.HMK’nın 20.maddesi gereğince işlem yapılmasına ve karar verilmesine, 4.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalılar lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 5.Davacının yatırmış olduğu istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 6.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 29/12/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.