Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2020/1845 E. 2020/1226 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1845
KARAR NO: 2020/1226
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2019
NUMARASI: 2014/1425 Esas, 2019/14 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/09/2020
Taraflar arasındaki tazminat davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğundan reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Başkanı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 5 Aralık 2012 tarihinde Avrupa Birliği Komisyonu’nun yaptığı açıklama ile aralarında işbu davanın davalıların da bulunduğu yedi farklı televizyon ve bilgisayar monitörü tüpü üreticisi uluslararası grup teşebbüsün yasadışı bir anlaşma ile kartel kurduğunu, bu kartel ile ilgili pazara arz ettikleri ürünlerin fiyatlarını yükselttiklerini, piyasa koşullarını belirlediklerini, bu durumun Avrupa Birliğinin İşleyişine Dair Antlaşmanın 101. maddesini ihlal ettiğini, sayılan nedenlerle mezkur kartel üyesi teşebbüslere toplamda 1.470,515.000 Euro idari para cezası verildiğini duyurduğunu, açıklamada katot ışın tüplerinin televizyonlarda kullanılan renkli resim tüpleri ve bilgisayar monitörlerinde kullanılan renkli görüntü tüpleri olmak üzere ikiye ayrıldığının, belirtilen kartelin ise her iki ürüne yönelik pazarlarda hukuka aykırı eylemlerde bulunduğunun bildirildiğini, kartelin faaliyet gösterdiği coğrafi bölgenin sınırlı olmadığını, tüm dünya çapında faaliyet gösterdiğinin vurgulandığını, katot ışın tüplerinin televizyon ve bilgisayar monitörü yapımında kullanılan en önemli parçalardan olduğunu, komisyon tarafından yapılan incelemede söz konusu kartelin 1996 ile 2006 yıllarında olmak üzere toplamda 10 yıl boyunca faaliyet gösterdiğinin, bu sırada kartel tarafından ilgili ürünlerin asgari satış fiyatlarının tespit edildiğinin, pazar paylaşımı yapıldığının, müşteri tahsisinde bulunulduğunun, kapasite ve arz edilecek ürün miktarının tespit edildiğinin, rekabete duyarlı ticari bilgilerin paylaşıldığının tespit edildiğini, kartele ilişkin dikkat çeken bir diğer hususun ise tarafların kartele katıldıkları tarihlerin birbirinden farklı olması olduğunu, AB Komisyonu tarafından ABİDA’nın 101. maddesi uyarınca kartele katılan şirketler hakkında cezalar verildiğini, … A.Ş. bünyesinde olan … ile davacı diğer şirketlerin davalılar ile uzunca bir süre ticari ilişkilerde bulunduklarını, söz konusu kartel üyelerinin haksız uygulamaları nedeniyle olması gerekenden daha pahalıya temin ettikleri parçalar ile ürettikleri televizyon ve bilgisayar monitörlerini daha yüksek fiyattan satmak zorunda kalarak hem iç piyasada sürümden kaybettiklerini hem de dış piyasada uluslararası rakipleri ile rekabet edebilmek için kar marjlarını kıstıklarını, davacı müvekkillerinden bazılarının söz konusu kartelden doğrudan mal tedariki yaptıklarını, diğerlerinin ise … Grubunun sanayici şirketi … Anonim Şirketi tarafından kendilerine sağlanan yüksek bedelli malları satın alarak ve piyasaya sürerek zarara uğradıklarnı, müvekkili şirketlerin, maliyetleri arttığı için kendi satış fiyatlarını artırdıklarını, bu nedenle de ya rakiplere göre dezavantajlı konuma gelmemek için satış fiyatını rekabetçi seviyelere indirebilmek üzere kar payını azalttıklarını, ya da rakiplere göre artan maliyetler nedeniyle dezavantajlı konuma gelen satış fiyatlarından ötürü müşteri kaybı yaşadıklarını, iş bu davanın MÖHUK kapsamında olduğunu, uygulanacak hukukun Türk Hukuku olduğunu, HMK’nın 16. maddesi gereğince Mahkememizin yetkili olduğunu, ABİDA’nın 101. maddesine yönelik verilmiş bir ihlal kararının, iç hukukumuzdaki düzenleme olan 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesi bakımından tipik bir fiil olduğunu, mezkur kanunun 57. maddesi uyarınca davalıların neden oldukları her türlü zararı karşılamakla yükümlü olduklarını, yine 58. maddesi uyarınca müvekkillerinin zararın üç katı tutarında tazminat talep etme haklarının olduğunu, kartel nedeniyle Vestelin uğradığı zararın boyutunu saptayabilmek amacıyla; … Grubu tarafından satın alınan tüm katot ışın tüplerine ödenen bedelin tespit edilmesi, kartel nedeniyle oluşan fiyatlar ile kartel hiç olmasaydı gerçekleşecek olan fiyatların tespit edilmesi, bir diğer ifade ile kartel nedeniyle fiyatların ne kadar arttığının belirlenmesi, Vestelin kartel sırasında ilgili teşebbüslere ödediği toplam tutar ile kartel hiç olmasıyla ödeyecek olduğu tutarların belirlenerek birbirinden mahsup edilmesi ve böylece Vestelin kartel sebebiyle ödediği fazla meblağın tespit edilmesinden sonra … Grubunun uğradığı zararın kesin bir şekilde ortaya koyulabileceğini, bu nedenle davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, taleplerinin Türk Borçlar Kanunu’nun 72. Maddesinde öngörülen 2 yıllık süre geçmediğinden zamanaşımına uğramadığını beyanla tahkikat sonucunda müvekkillerinin uğradığı zararların tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere ve fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat ile yine bu kapsamda 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 58/2 inci maddesi kapsamında 30.000,00 TL üç kat tazminat alacağı ve 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere şimdilik toplam 50.000,00 TL’nin haksız fiilin söz konusu olduğu 24/10/1996 tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde yabancı para borçlarına uygulanan yasal temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun m.57 ve 58’e dayalı olarak açılan tazminat davası olup, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili kararı ile 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK’nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK’nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17 ve 45. Hukuk Dairelerine aittir. Bu itibarla; HMK m. 352 uyarınca Dairemizin görevsizliğine ve dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17 ve 45. Hukuk Dairelerinden birisine gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1.Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2.Dosyanın görevli olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesine gönderilmesine,Dair, HMK’nın 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 23/09/2020 günü, kesin olarak, oy birliği ile karar verildi.