Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/514 E. 2019/643 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/514
KARAR NO : 2019/643
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2018, Ek Karar Tarihi: 20/11/2018
NUMARASI : 2018/827 Esas, 2018/958 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/04/2019
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; ek kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında 11/01/2018 tarihli danışmanlık sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme ile hizmet bedelinin imza tarihinden nakden ve peşin olarak 5.000 Avro +KDV ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 11/01/2018 tarihinde 500 Auro ve Şubat ayında 1.000.00 ve 500 Avro olmak üzere 1.500.00 Auro toplamda 2.000.00 Auro ödemesi yapıldığını, davalının talebi ile her ayın 11’inde 1.000.00 Auro hizmet bedeli ve son taksit ile 900 Auro KDV ödemesinin taahhüt edildiğini, davalının 11/03/2018 tarihli 1.000.00 Auro bedelli borcunu ödemede temerrüte düştüğünü, icra takibi başlattıklarını, davalının yetki ve borca itiraz ettiğini, davalının sözleşmede adresinin Başakşehir/İstanbul olarak belirtildiğini, gönderdiği ihtarnamesinde de yine aynı şekilde Başakşehir/İstanbul adresi belirtildiğini, ancak icra dosyasına itiraz dilekçesinde Çanakkale’de ikamet ettiğini belirterek yetkiye itiraz ettiğini, itirazının haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığını, ayrıca esasa yönelik olarak da müvekkilinin edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğinden itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalının 2900.00 Auronun fiili ödeme günündeki TL karşılığının ödenmesine, 1.000.00 Auro için 11/04/2018, 1.000.00 Aurosu için ise 11/05/2018 tarihinden itibaren en yüksek faiz oranlarının işletilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; davalının danışmanlık sözleşmesinin tarafı olduğu, tarafların tacir olduğuna ilişkin bir iddia bulunmadığı, TTK m. 4’deki hususlara ilişkin uyuşmazlık bulunmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Mahkemesince bu defa ek karar ile; gerekçeli kararın davacı vekiline 1810/2018 tarihinde, davalı vekiline 19/10/2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen kararın temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleştiği gerekçesiyle HMK m. 20/1 gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karar davacı tarafından süresinden istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; danışmanlık sözleşmesinde ve vekilinin gönderdiği ihtarnamede davalının gerçekte hiç var olmayan Başakşehir/İstanbul adresini beyan etmesi ve borcunu ödemekte temerrüte düşmesi üzerine icra takibi başlatıldığını, görevsizlik kararı verilmesi yasaya uygun ise de ancak müvekkili aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmiş olmasının yasaya aykırılık teşkil ettiğini, AAÜT m. 7/1 gereğince tarifede yazılı ücretin yarısına hükmedileceği belirtilmişken belirlenen avukatlık ücretinin tarifeye aykırı olduğunu, davanın görevsiz mahkemede açılmasına davanın gerçek dışı beyanının neden olduğunu, gerçekte var olmayan bir adresi tebligat adresi olarak belirttiğini, gerek adresi gerekse mesleki kazanç yolu hakkında gerçek dışı beyanda bulunan davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İstinaf talebine karşı davalının beyanda bulunmadığı belirtilmiştir.Dava; danışmanlık hizmet sözleşmesi nedeniyle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.Mahkemesince uyuşmazlığın ticari ilişkiden kaynaklanmadığı ve mutlak ticari dava da olmadığı gerekçesiyle görevli mahkemenin Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, ek karar ile de tarafların yasal sürede kanun yoluna başvurmadığı gerekçesiyle de HMK m. 20/1 gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, ancak AAÜT m.7/1 gereğince tarifede yazılı ücretin yarısına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiş ise de, ancak mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine süresinde gönderme talebinde bulunulmaması üzerine de, bu defa ek kararla verilen açılmamış sayılmasına ilişkin kararın da usule ilişkin kararlardan olması nedeniyle mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. Davacı istinaf talebinde haklı değildir.Bu itibarla; istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine, 2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 04/04/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.